Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü tarafından Çin, Suriye, İran ve Vietnam’la birlikte dünyanın en çok tutuklu gazeteci bulunan beş ülkesinden biri olarak gösteriliyor.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklu gazeteci sayısındaki artış, olayın üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen pek fazla değişiklik göstermedi.
Kendisini “Dışarıdaki Gazeteciler” olarak adlandıran inisiyatif, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da tutuklu gazetecilerle dayanışma adına fotoğraf çektirdi.
Tahliye edilen Kart, Gürsel, Güney, Öğreten, Kızılkaya ile Ahmet Şık’ın kartoneti de çekimde yer aldı
1 Kasım’da tutuklanan Osman Kavala’nın yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Anadolu Kültür’ün girişimiyle kurulan Tütün Deposu’nda buluşan “Dışarıdaki Gazeteciler” arasında Cumhuriyet davasında tutuklandıktan sonra geçtiğimiz aylarda serbest bırakılan Musa Kart, Turhan Güney ve yine geçtiğimiz günlerde tahliye edilen (kapatılan) Özgür Gündem gazetesi yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya ve diken.com.tr editörü Tunca Öğreten de vardı.
Gazeteciler, geçtiğimiz yılki fotoğraf çekimine katıldıktan bir gün sonra gözaltına alınan ve bir yıldır tutuklu bulunan Ahmet Şık’ın kartonetini de fotoğraf çekimi için Tütün Deposu’na getirdiler.
Önderoğlu: “2018’de ‘gazetecilik suç değildir’ demeyi sürdüreceğiz”
Gazeteciler arasında dayanışmanın önemine dikkat çeken Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, bir yılı aşkın süredir tutuklu olan Ahmet Şık’ın durumunun Türkiye’de gazetecilerin karşı karşıya kaldığı hukuksuzluğa ışık tuttuğunu söyledi.
Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan Önderoğlu, “Geçen yıl bugün Ahmet Şık tutuklandığında bu adaletsizliği dünyaya haykıracağımızı duyurmuştuk. Hep haykırdık. Ahmet Şık’ın yargılandığı Cumhuriyet davası, 2017’de izlediğimiz 300 tutuklu/tutuksuz gazetecinin durumuna ışık tuttu. Bu arada 2017 yılı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi’nin gazetecilerin özgürlüklerini inkar ettiği, zamanında teslim etmediği bir yıl oldu. 2018’de de ‘gazetecilik suç değildir’ demeye devam edeceğiz” dedi.
Tuğrul Eryılmaz: “Gelecekten umutluyum, bu baskı sonsuza kadar süremez”
Neredeyse yarım yüzyıldır gazetecilik yapan Tuğrul Eryılmaz da yaklaşık 140 gazetecinin tutukluğu olduğu bir ortamda gazetecilerin hala dayanışmaya devam etmesinin umut verici olduğunu ve gazetecilerin karşı karşıya bulunduğu zor dönemin er geç sona ereceğini ifade etti.
Kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma için “nöbetçi yayın yönetmenliği” yaptığı için yargılandığı davada aldığı 1 yıl 3 ay hapis cezası ertelenen Eryılmaz, “Bugünün Türkiye’sinden bunca gazetecinin tutuklu olması gerçekten bir facia. Ama ben umutsuz değilim hatta gayet umutluyum. Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar baskı sonsuza kadar sürmedi. Burada da bitecek. Bir süre sonra tüm tutuklu gazeteciler, meslektaşlarımız özgürlüğüne kavuşacak. Ancak ana akım medyaya verilen zarar kolay kolay giderilemeyecek” dedi.
Cezaevinde kaç gazeteci var?
Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısında muğlaklık var.
Türkiye Gazeteciler Sendikası ve DİSK Basın İş’in raporlarına göre Türkiye’de 140’dan fazla gazeteci cezaevlerinde bulunuyor.
Tutuklu Gazeteciler Platformu ise cezaevlerindeki tutuklu gazeteci sayısını 206 olarak açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre, cezaevinde gazetecilikten tutuklu iki kişi bulunuyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet bu rakamların çok abartılı olduğunu söylüyor. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin birinci yılında BBC’ye konuşan Erdoğan, gazetecilikten tutuklu gazeteci sayısının iki olduğunu açıklamıştı.
Erdoğan, “Şu anda içeride olanların gazetecilik sıfatı yok. Bunlar ya terör örgütüyle beraber hareket etmişlerdir, ya silah bulundurmaktan içeri girmişlerdir, ya da birçok yerlerde bankamatikleri kırmışlar, buraları soymuşlardır. Ama ceplerinde bir sarı basın kartı değil, gazeteci kartı vardır. Bununla beraber de kendilerinin gazeteci olduğunu iddia etmişlerdir. Şu anda gerçek manada gazeteci sıfatıyla içeride iki kişi var. Bunun dışında böyle bir şey söz konusu değil. Bu yalanlarla da dünyayı kandırmayalım” demişti.
CHP İzmir milletvekili Atilla Sertel’in soru önergesine yanıt veren Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ise “Ceza infaz kurumuna alınan kişilerle ilgili tutulan bilgi formunda kaydedilen veriler hükümlü ve tutukluların beyanları esas alınarak oluşturulduğundan, mesleği olmadığı halde gazeteci olduğunu söyleyen veya mesleği olduğu halde başka meslek beyanında bulunan kişilerin olabileceği; ceza infaz kurumlarında bulunan ve mesleğini gazeteci olarak bildirenlerin sayısını esas alarak değerlendirme yapmanın eksik ve yanlış olacağı; işlenen veya işlendiği iddia edilen suçların gazetecilik faaliyetleri kapsamında olup olmadığının önemli olduğu değerlendirilmektedir” diyerek rakam vermekten kaçınmıştı.
