Diyarbakır'da geçen hafta bir polisin hayatını kaybettiği olayın faillerini arama çalışmaları sırasında ekiplerin bir eve yaptığı baskında, polisin, yanındaki köpekleri evde bulunanlara saldırttığı iddia edildi. Emniyet Müdürlüğü'yse köpeğin, evde bulunanların hareketlerine karşı tepki verdiği açıklamasını yaptı.
İddialara konu olay, Bağlar İlçesi Körhat Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre polis memuru Atakan Arslan’ın katil zanlısını arayan polis, onlarca eve baskın düzenledi. Baskın yapılan evlerden biri de Yılmaz ailesine ait evdi. Eve giren polisin, beraberlerinde getirdiği köpeği evde bulunanlara saldırttığı iddia edildi.
Hastaneye giderek rapor alan aile üyeleri polislerden şikayetçi oldu. Olayın sosyal medyada duyulması üzerine Emniyet Müdürlüğü bir açıklama yaptı. Açıklamada köpeğin evdekilerin saldırgan hareketlerine tepki verdiği öne sürülerek, olayla ilgili soruşturma başlatıldığı açıklandı. Açıklamada, “Tutuklu M.E.C isimli şahsın olaydan sonra yakalanmasına yönelik yapılan operasyonlar kapsamında Şeyhmus Yılmaz ve eşi Menice Yılmaz çiftinin ikamet ettiği adrese de gidilmiş, görevlilerimizle birlikte bulunan bir operasyon köpeği, talimatnamesine uygun şekilde ikamet içerisine alınmış, ikamette bulunan Şeyhmus Yılmaz’ın operasyon köpeğine tekme atarak mukavemet etmesi üzerine operasyon köpeği kendiliğinden refleks göstermiş ancak eğiticisi tarafından derhal kontrol altına alınmış, haberlerde iddia edildiği şekilde ikamet içerisindeki şahıslara operasyon köpeği marifetiyle kasıtlı bir saldırı olmamıştır. İddialar ile ilgili olarak Şeyhmus Yılmaz ve eşi Menice Yılmaz’ın Bağlar Polis Merkezi Amirliğimize avukatları ile birlikte gelerek şikayetçi olmaları üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca gerekli soruşturma başlatılmıştır” denildi.
İnsan hakları örgütlerinden tepki
Ancak iddialara insan hakları örgütleri ve barodan da tepki geldi. Hem polisin öldürülmesi olayının şüphelisi hem de evlerine baskın yapılan aileyle ilgili bir rapor hazırlayan İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Barosu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilciliği, olaya adı karışan polislerin açığa alınması istedi.
Düzenlenen basın toplantısında konuşan Baro Başkanı Cihan Aydın, işkence yasağının ihlal edildiğini söyledi. Aydın, “Bu yasağa rağmen son dönemlerde Diyarbakır’da özellikle ilk yakalama anında polisin kapı çalmadan doğrudan kapıları kırarak konutlara girmesi yaygın bir idari pratik haline gelmiştir. Birçok olayda şüphelinin yanı sıra konutta kalan kişilere de işkence ve kötü muamelede bulunulduğuna dair çok sayıda şikâyetin yapıldığı bilinmektedir. Rapora konu olayda da olduğu gibi işkence mağdurlarının avukata erişimi engellenmektedir. İşkence mağdurları ayrıntılı ve mevzuata uygun bir şekilde tıbbi muayeneden geçirilmemektedir. Adli ve idari yetkililer, işkence iddialarına kayıtsız kalmakta, kamuoyuna yanlı ve yanlış bilgiler servis etmektedir. Adli makamlar, işkence iddialarına karşı etkin, hızlı ve şeffaf bir soruşturma yapmaktan kaçınmaktadır. Açık tıbbi bulgulara ve sair delillere rağmen idari makamların tezlerini esas alarak işkence suçuyla mücadele konusunda ciddi zafiyetlere neden olmaktadır” dedi.
Aydın, işkence iddialarına konu olan kişilerin hakkında tıbbi rapor düzenlenmesini isteyerek “İşkence iddialarıyla ilgili olarak Cumhuriyet Savcısı derhal mağdurlardan ayrıntılı bir beyan almalıdır. İşkencenin meydana geldiği iddia edilen kolluk araçları ve birimlerinin güvenlik kameraları görüntülerine derhal el konulmalıdır. Mağdurların işkence iddialarıyla ilgili beyanları dikkate alınarak işkence yapan, işkenceye tanıklık etmesine rağmen ve suçu bildirmeyen kolluk personeli hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmalı ve soruşturma süresince açığa alınmalıdır. Bu tür iddiaların önüne geçmek için ev aramaları, yakalama ve gözaltına alma operasyonları başından sonuna kadar kamerayla görüntülenerek soruşturma dosyasına eklenmelidir. Şüphelilerin adil yargılanmaları adına soruşturma dosyasının işkence olayına karışan polis birimlerinden alınarak Jandarma birimlerince yürütülmesi sağlanmalıdır. İşkence ve kötü muamele soruşturmaları etkin, hızlı ve şeffaf bir şekilde yürütülmeli, avukatların görevlerini yapmaları keyfi bir şekilde engellenmemelidir” şeklinde konuştu.