Erişilebilirlik

Diyarbakır’da Son ‘Barış Akademisyenleri’ de İhraç Edildi


Kamu görevlilerinin ihracını düzenleyen 695 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle yüzlerce kamu çalışanı ihraç edildi. İhraç edilenler arasında Dicle Üniversitesi’nde görevli altı akademisyen de vardı. Bu akademisyenlerin ortak özelliği, ‘Barış Bildirisi’ne imza atmış olmalarıydı.

Kamuoyunda ‘Barış İçin Akademisyenler’ ya da "Bu Suça Ortak Olmayacağız" olarak adlandırılan bildiri, Türkiye'de 2015-16'da yaşanan sokak çatışmaları, sokağa çıkma yasakları ve şiddetin son bulması için çağrı yapma amacıyla yayınladı. Bildiriye 2 binin üzerinde kişi imza attı. İmza atanların çoğu hakkında dava açılırken, birçoğu da ihraç edildi. Diyarbakır’da da bildiriyi 24 akademisyen imzaladı. Son ihraç edilen altı akademisyenle birlikte, Diyarbakır’da bildiriye imza atanların tamamı ihraç edilmiş oldu.

Diyarbakır’da Son ‘Barış Akademisyenleri’ de İhraç Edildi
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:08 0:00

Akademisyenlerin üye olduğu Eğitim-Sen ihraçlara tepki amacıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Açıklama yapan Şube Başkanı Abbas Şahin, akademinin biat etmeyeceğini söyledi. Şahin, “Akademisyenleri idari soruşturmalarla görevden almayan iktidar, KHK’larla bir gecede ihraç etti. Öyle ki bunun toplumun bekası olduğunu topluma yansıtarak yaptı. Bu zaten daha önce hazırlanan mizansenin bir parçası olarak, muhalif medya susturulduğu için, gündem yapılmamaya başlandı. Toplum üzerindeki baskı kuruldu, kamuda yüzbinlerce kişi ihraç edildi. İlk KHK’larla birlikte akademisyenlerin görevine son verildi insanlar bir araya gelmesin diye toplantı ve gösteri yasakları başladı. Anayasaya aykırı olmasına rağmen sokaklar kendi yandaşlarına her zaman açıkken, muhalefet için süresiz olarak yasaklandı. Gelecek korkusu yaşamaya başladıkça toplumsal baskıyı artırırdı. Akademisyenlerin ihracından sonra üniversitelere baktığımızda, tamamen iktidarın arka bahçesi olduğunu görürüz. Üniversiteye atanan rektör ve dekanların biat kültürünü egemen kılmaya çaba sarf ettiğini, üniversitelerin olmazsa olmazı olan eleştirel düşünce ve bilimsel eğitim topluma faydalı değildir diyeni de gördük. Akademisyenleri üniversiteden uzaklaştırınca her şeyin hallolacağını sanan iktidar korkusunun temelinde toplumu artık ikna edememe ve baskıcı iktidarların oluşturduğu baskıların alaşağı ettiğini bizler biliyoruz. Bizler ihraç edilsek de, çalışmalarımızdan uzaklaştırılsak da, tarih hep şunu göstermiştir; bizler onurumuzla ayakta kalacağız, demokrasi, insan hakları ve hukuku savunacağız. Bizler bilimsel eğitimi savunmaktan, toplumsal sorunlara duyarlı olmaktan geri adım atmayacağız çünkü akademi biat etmez ”dedi.

Toplantıya katılanlar arasında ihraç edilen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Düzgün Uğur da vardı. Uğur, neden ihraç edildiklerini bilmediklerini belirterek, ”Bu suça ortak olmayacağız bildirisine imza attığımız için ihraç edildiğimiz düşünüyoruz. Tam ne için ihraç edildiğimizi bilmiyoruz. Herhangi bir suçlama yok. Bu bildiriyle ilgili hakkımızda bir soruşturma açılmıştı. Hukuksuzca bir soruşturmaydı ve kınama cezası aldık. Buna itiraz ettik cevap bile vermediler. Bizim için düşünce özgürlüğü namus meselesidir ve bunu her halükarda söyleyeceğiz. Düşüncemizi tekrar tekrar dile getireceğiz. Bu suça ortak olmayacağız. Sokak ortasında öldürülen 12 yaşındaki çocuğun kaldırıma dağılan beynini başında duran özel timcinin suçuna ortak olmayacağız” diye konuştu.

2023 TÜRKİYE SEÇİMLERİ

STÜDYO VOA

Türkiye seçim sonrası ekonomisi nasıl seyredecek? - 2 Haziran
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG