Erişilebilirlik

Diyarbakır’da 15 Günde Üç Kadın Cinayeti


19 Mayıs günü, boşanma davası süren Avukat Müzeyyen Boylu, çocuklarının gözleri önünde eşi Dr. Mesut Issı tarafından öldürüldü. Meslektaşları Boylu’nun yetkililer tarafından yeterince korunmadığını savunarak, cinayete tepki gösterdi. Boylu kentte kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarıyla tanınıyordu.

Boylu cinayetine yönelik tepkiler sürerken, bir hafta sonra bu kez bir kadın polis cinayete kurban gitti. Yenişehir İlçesinin Fabrika Mahallesi'nde meydana gelen olayda, Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Merve Ünal, meslektaşının silahından çıkan kurşunlarla ağır yaralandı.Hastaneye kaldırılan Ünal, hayatını kaybetti. Polis memuru Muharrem Y. Ünal’ı kendisinin vurduğunu belirterek teslim oldu.

Bu olaydan bir hafta sonra bir kadın cinayeti daha işlendi. Diyarbakır-Batman kara yolunda seyir halindeki araçta bulunan Recep ve Aygül Günler çifti tartışmaya başladı. Aracı yol kenarında durduran Recep Günler, araçtan indirdiği eşiyle tartışmaya devam etti. Günler’in çocukları önünde eşi Aygül Günler’i bıçaklayarak öldürdüğü ve eşinin cansız bedenini yol kenarına bırakıp kaçtığı iddia edildi. Aygül Günler’in cesedi olay yerine gelen jandarma ekipleri tarafından bulundu.

Peki kadın cinayetleri neden önlenemiyor? 20 yıldan fazladır kadın hakları alanında mücadele eden KAMER Vakfı Başkanı Nebahat Akkoç’a göre, cinayetlerin önlenmesi için kararlı ve net bir siyasi iradeye ihtiyaç bulunuyor. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Akkoç, “Kadın cinayetlerinin son bulması için, kadınların içinde bulundukları şiddet sarmalının farkında olan, kadınlara yönelik cinayet ve her türlü şiddeti engelleme konusunda kararlı ve net bir siyasi iradeye ihtiyaç var. Son zamanlarda iktidar bu konuda bir beyanda bulunmadığı gibi ülkede artan gerilim de şiddeti tırmandırmaktadır. Dikkat ederseniz öldürülen kadınların bir kısmı şiddetten kurtulmak için çaba harcayan kadınlardır. Yasalara rağmen bu kadınlar korunamamaktadır. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile kadın kuruluşlarının bir an önce buluşması, uygulamada karşılaşılan sorunları tartışıp çözüm üretmesi gerekmektedir” dedi.

Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyelerinden Av. Gazal Bayram Koluman ise sorunun yasalarda değil uygulamada olduğunu savundu. VOA Türkçe’ye konuşan Koluman, cezaların artırılmasının çözüm olmadığını savunarak, “Kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair bir yasamız var. Bu yasa İstanbul sözleşmesi baz alınarak hazırlanmış bir yasa. Bu yasanın yerelde uygulamasının sağlanması halinde kadının korunmaması ya da şiddetin önlenmemesi diye bir durum mümkün olmaz. Yasal mevzuat aslında yeterli ancak bunu uygulamada sıkıntısını yaşıyoruz. Koruma mekanizmasını geliştirecek bir altyapı sorunu var. Bu sağlanmadığı müddetçe, biz kadını koruyamayız. Bu da etkin, adil, çözümleyici bir yargı ile mümkün olduğunu bilmemiz gerekir. Şiddete maruz kaldıktan ya da cinayete kurban gittikten sonra da failin etkin bir şekilde yargılanması oldukça önem taşıyor. Ceza üst ve alt sınırları oldukça yeterli aslında ama haksız tahrik ya da iyi hal indirimi uygularsanız. Bu noktada caydırıcı rol oynamaz. Yasal mevzuatın daha ağırlaştırılması gibi bir çözüm bulunmasından ziyade, mevcut yasaları uygulamak çok önemli” diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Mart ayında hazırladığı “2018 Türkiye’de Kadın Yaşam Hakkı İhlalleri” raporuna göre 2002 yılında Türkiye’de öldürülen kadın sayısı 66 iken, 2018’de bu rakam 440’a ulaştı. Tanrıkulu’nun raporunda yer alan bilgilere göre 2002 yılından 2019 yılının Mart ayına kadar toplam 15 bin 34 kadının öldürüldü.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre ise 2019 yılının Ocak ayında 43, Şubat’ta 31, Mart’ta 27, Nisan ise 36 kadın cinayete kurban gitti.

STÜDYO VOA

Uluslararası yatırımcılar Türk ekonomisinden güvence bekliyor – 17 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:50 0:00
XS
SM
MD
LG