HDP’nin milletvekili adayı olan Remziye Tosun Diyarbakır’da 4. sıradan milletvekili seçildi. Türkiye’nin tamamı olmasa da, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Tosun’u tanıyor. Tosun, Sur’daki çatışmalar sırasında, biri 14 aylık, iki çocuğuyla birlikte mahsur kaldı.
Dört çocuk annesi olan Tosun, çatışmalar başlamadan iki çocuğunu akrabalarının yanına gönderdi. İlk günlerde, nasılsa yasaklar kalkar diye evini terk etmeyen Tosun, yaşadıklarını Amerika’nın Sesi’ne anlattı.
Çıkmaya karar verdiğinde artık çok geç olduğunu fark eden Tosun; “Yasaklar başladığında bir hafta kalkıyordu bir hafta yasak devam ediyordu. Biz de o sürede evimizi terk etmek istemedik. Sur fakirlerin yaşadığı bir kesimdi onun için evimizi terk etmek istemedik. Nasıl olsa her gün yasaklar kalkıyordu.Birçok komşu böyle karar aldık, çıkmayacağız diye. Çatışmalar başladı 9 gün sokağa çıkma yasağı olunca, tekrar kalkar diye bekledik ama kalkmadı ve içeride kaldık. Çatışmalar olduğu zaman 15 gün evimizde kaldık. 15 günden sonra baktık her tarafımız yıkılıyor tanklarla. Ev neredeyse üstümüze çökecekti. Başka bir aile de kendi evlerinden çıkarak bizim eve geldi. Onlarla birlikte evde kaldık, bir iki gün daha kaldıktan sonra çıkmamız gerektiğini anladık. Benim iki kızım onların bir oğlu yanlarındaydı. Ama çıkamadık nereden mermi geleceği, hangi tankın bomba atacağı belli değildi. Böyle böyle yedi ev değiştirdik en son Savaş Mahallesi’ne geldik. Ondan sonra çatışmalar yoğunlaştı. Bir evin bodrumunda kalıyorduk. Su yoktu, elektrik, yiyecek yoktu. Kapı açıkken ne varsa yemek yapıyorduk. O şekilde 3 ay geçirdik. Halen çıkmamakta ısrarlıydım çünkü çocuklarımın can güvenliği yoktu. Son ana kadar çatışmalar devam ediyordu, sonuçta 14 aylık bebeğim yanımdaydı” dedi.
Çatışmaların sonuna doğru, açılan koridordan dışarı çıkan Tosun, gözaltına alındı. Bebeği dışında üç çocuğu devlet korumasına alınan Tosun, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tosun, 14 aylık kızı Beritan’ı da yanına almak zorunda kaldı. Hakkında ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla dava açılan Tosun, 15 ay hapis yattıktan sonra tahliye edildi.
Bebeğinin cezaevinde zor günler yaşadığını anlatan Tosun, milletvekili olmaya cezaevinde karar verdiğini söyledi.
Tosun, “Bir yoğunlaşma süreci başladı kadın eğitimleri, Kürt sorunu, kadınız diye mi bu kadar haksızlığa uğruyoruz. Kafamda kendimce hazırladığım bir rapor oluştu. Kadınların ne kadar ezildiği ne kadar mağdur olduğu, taciz ve tecavüze uğradığı bir dönemdi. Cezaevinden tahliye olduktan sonra bir psikolojik tedavi süreci oldu. Kızım dışarıdan çok korkuyordu. Bir gün gardiyan ağladı durumuna. Ona mandalina veriyor, kabuğuyla yiyor çünkü tanımıyor. Kadın olduğumuz için mi, Kürt ya da Surlu olduğumuz için mi bu baskılar vardı. Seçim kararı alınınca, başvurdum” diye konuştu.
Tosun, seçim kampanyaları süresince, yöresel kıyafetleriyle çalışmalara katıldı. Başında da sürekli, -bölgede tülbent adı verilen-beyaz eşarbını da takan Tosun, aynı kıyafetlerle meclise gidecek. Beyaz eşarbın barış sembolü olduğunu hatırlatan Tosun, “Tülbentimden asla vazgeçmem, diğer kıyafetler değişir değişmez bilmiyorum ama tülbentten vazgeçmem. Eskiden kan davaları olduğunda kadınlar tülbenti atsaydı yere, akan sular durur herkes barışırdı. Kürtler’in geleneksel olarak taktıkları bir şey, saf, temiz ve barışı getirdiği için takacağım” diye konuştu.
Tosun’un meclise taşıyacağı konuların başında Sur geliyor. Tosun, Sur’la birlikte gündeme getireceği sorunları şöyle açıkladı: “Özellikle Sur’un sesi olmak istiyorum. Haksızlığa uğrayan insanların sesi olacağım. Kadınların sesi olacağım. Yaşadıklarımı bir bir anlatacağım. Bütün kadınların nasıl tacize uğradığını, çatışmalı süreçte nasıl ezildiğini, perişan olduğunu, parklarda yattığını, evlere sığındığını anlatacağım. Çalışmalarım kadın ve çocuk üzerini olacak.”
