Washington Post, muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybolmasının ve İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürülmüş olma ihtimalinin Amerika ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler açısından bir dönüm noktası olabileceğini yazıyor. Gazete, Trump Yönetimi’nin, Kaşıkçı’nın akıbeti hakkında kaygılandığını bildirmenin dışında başka açıklama yapmadığını, Suudi Arabistan’ın ise Kaşıkçı’nın nerede olduğuna dair bilgisi olduğu iddialarını reddettiğini bildiriyor. Habere göre Kaşıkçı’nın öldürüldüğünün doğrulanması durumunda Amerikan Kongresi, Riyad’la olan ilişkilerin gözden geçirilmesi için baskı uygulamaya başlayabilir. Cumhuriyetçi Partili Florida Senatörü Marco Rubio, dün paylaştığı Twitter mesajında, “Bu son derece rahatsızlık verici iddiaların doğrulanması durumunda Amerika ve medeni dünya, buna çok sert yanıt vermelidir. Senato’da tüm seçenekleri değerlendireceğim,” ifadelerini kullandı. Ünlü Suudi gazeteci Kaşıkçı, tutuklanma korkusu içinde olduğu için son bir yıldır ülkesinden uzakta yaşıyordu. Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a yönelik eleştirel yazılarıyla dikkat çeken Kaşıkçı, Washington Post için kaleme aldığı bir makalesinde, “Prens Muhammed’in sosyal reformları kucaklama vaadinde bulunmasına rağmen tek gördüğüm, son tutuklama dalgaları” ifadelerine yer vermişti.
Washington Post bugün ayrıca Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin yayınladığı raporun ayrıntılarına yer veriyor. Gazete, raporun, küresel ısınma seviyesini orta düzeyde tutma konusunda tüm hükümetlerin sınıfta kaldığını, önümüzdeki on yıl içinde karbon salımını azaltmak için daha önce eşi benzeri görülmemiş önlemler alınması gerektiğini bildirdiğini yazıyor. Habere göre 2015 Paris İklim Anlaşması’nın hedeflerine erişme olasılığı, şu anda daha önce hiç olmadığı kadar zor görülüyor. Rapor, sanayi çağından önceki sıcaklık seviyesinin bir buçuk santigrad dereceden fazla üzerine çıkmamak için çok yoğun çaba harcanması gerektiğini kaydediyor. Öte yandan rapor, kimi çevrelerce olumlu karşılandı. Bunun nedeni, örneğin karbon emisyonlarının bugün durdurulması durumunda bir buçuk santigrad derecelik hedefin hala tutturulabilecek düzeyde olması. Ancak 2030 yılına kadar küresel ısınmayı bir buçuk derece ve altında tutabilmek için yıllık 40 milyar ton olan küresel karbondioksit emisyonunun yılda bir milyar ton azaltılması gerekiyor. 2050 yılına kadar tüm dünyada kömür kullanımına tamamen son verilmesi gerektiği de raporun ayrıntıları arasında.
Wall Street Journal ise dünyanın dördüncü büyük ekonomisi Brezilya’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ayrıntılarına yer ayırıyor. Gazete, 63 yaşındaki eski subay Jair Bolsonaro’nun oyların yüzde 46’sını alarak üç hafta sonra yapılacak ikinci tur seçimlerde avantaj elde ettiğini yazıyor. Brezilya’daki eski diktatörlük rejimini savunan, kadınlara ve eşcinsellere yönelik aşağılayıcı söylemler kullanan aşırı sağcı Bolsonaro, Trump hayranı olarak biliniyor. Bolsonaro’nun en yakın rakibi İşçi Partili solcu aday Fernando Haddad ise yüzde 29 oy oranıyla Bolsonaro’nun ardından seçimi ikinci bitirdi. İşçi Partisi, son yıllarda patlak veren yolsuzluk skandalları nedeniyle büyük güç kaybetmiş durumda. Partinin kurucusu ve eski cumhurbaşkanı Luiz Inacio Lula da Silva, halen tutuklu bulunuyor. Destekçileri, sağcı lider Jair Bolsonaro’nun yüksek suç oranı ve yolsuzlukların hakim olduğu ve kamuoyunun hükümet kurumlarına güvenini yitirdiği bu dönemde ülkeye düzen getireceğine inanıyor. Günde ortalama 175 cinayet işlenen Brezilya, dünyada şiddetin ve çete savaşlarının en çok hakim olduğu ülkeler sıralamasında birinci durumda. Bolsonaro, cumhurbaşkanı seçildiğinde, meşru müdafaa amacıyla silah yasalarını gevşetme ve polise, şüphelileri öldürme yetkisi verme vaadinde bulunuyor.