Ukrayna’da ateşkes sürerken Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasındaki sorunların diplomasi ile çözülmesi yönündeki müzakere yanlısı pozisyonunu koruyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11-13 Mart tarihlerinde Antalya’da düzenlenecek İkinci Diplomasi Forumu’na katılmaları beklenen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba’nın forumdan bir gün önce yapmaları öngörülen görüşmenin kalıcı ateşkese kapı aralamasını temenni ettiğini söyledi.
Görüşmenin Perşembe günü olması bekleniyor
Hafta başında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından duyurulan buluşma, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi sonrası yapılan en üst düzeydeki görüşme olacak.
Mevlüt Çavuşoğlu’nun da katılımıyla üçlü formattaki görüşme için Rusya Dışişleri Bakanı’nın bugün Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Ukrayna Dışişleri Bakanı ise görüşmede hakkında ‘‘düşük bir beklenti’’ye sahip olduğunu söyledi.
‘‘Türkiye’nin anahtar konumu dünyada takdir topluyor’’
AKP’nin TBMM’deki haftalık grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalnızca Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile değil aralarında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Avrupa Birliği Konseyi Charles Michel, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic gibi isimlerle görüştüğünü belirtti.
Erdoğan, ‘‘Liderlerle defalarca görüşerek süreci barışı kolaylaştırma gayreti içinde olduk. NATO olağanüstü liderler zirvesine video konferans yoluyla iştirak ederek müşterek atabileceğimiz adımları değerlendirdik. Ülkemizin dengeli yaklaşımın ne kadar kıymetli ve isabetli olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’nin her iki tarafla konuşabilen anahtar konumu muhalefet dışında tüm dünyada takdir topluyor’’ dedi.
‘’Rus sanatçılarına, sporcularına cadı avını kabul etmiyoruz’’
Erdoğan, savaşın yarattığı yıkım nedeniyle Rusya’yı doğrudan eleştirirken ambargoyu siyaset ve ekonomi ile sınırlı tutmayarak Rus kültür ve sanatına yönelik olarak genişleten Batı ülkelerine de tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı, ‘‘Şimdiden 2 milyon insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Böyle gitmesi halinde rakamın herhalde 5-10 milyonu bulması yakındır. Aralarında sivillerin de olduğu binlerce insan hayatını kaybetti, yaralandı. Çatışmaların yaşandığı şehirlerde evler, hastaneler, yollar zarar gördü. Diğer savaşlarda olduğu gibi bunda da acıyı savunmasız kadınlar ve masum çocuklar çekiyor. Bir bavula sığdırdıkları eşyaları ile hayata tutunmaya çalışan insanlar savaşların gerçek yüzünü hatırlatıyor. Savaşın ve savaşların kazananı kesinlikle olmaz. Kalbinde zerre kadar merhamet olan birisinin çocukların yüzündeki o korkuyu, o dehşeti görüp de hüzün duymaması mümkün değil. Türkiye olarak bu acıları bir an önce didindirmeyi gerek görüyoruz. Rus sanatçılarına, sporcularına yönelik cadı avını da kabul etmiyoruz. Putin'in arkadaşı diye filarmoni orkestrası şefinin görevine son veriyorsunuz. Dostoyevski'nin eserlerine yasak getiriyorsunuz, böyle saçmalık olur mu? Bağdat'ta kütüphaneleri yakıp yıkan Hülagü'den bunun ne farkı var? Aynı bu’’ dedi.
Cumhurbaşkanı’nın sözünü ettiği Hülagü, Moğol İmparatoru Cengizhan’ın torunu. Budist inancına sahip olduğu söylenen Hülagü, ağabeyi Moğol kağanı Mengü Han’ın talimatıyla Abbasi hanedanın kontrol ettiği İslam topraklarını fethe çıktı.
Tarihçiler 1258 yılında Bağdat’ı kuşatarak ele geçiren Hülagü’nün, Abbasi Halifesi Mustasım’ı öldürdükten sonra kenti yakıp yıktığını yazıyor. Daha sonra Memlükler’in kontrol ettiği Filistin ve Mısır’a yönelen Moğol komutan, Ayn Calut Savaşı’nda Memlük Sultanı Seyfeddin Kutuz’a yenildi.
‘‘Dünyada gücü elinde bulundurduğunu söyleyen ülkeler neredeler?’’
Erdoğan konuşmasında başta Suriye olmak üzere Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada yer alan Yemen, Libya, Lübnan, Filistin’de yaşanan çatışmalarda dünyanın sessiz kaldığını ve vicdansız davrandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Batılı ülkeleri ülkeleri kastederek, ‘‘Merak ediyorum, dünyada gücü elinde bulundurduğunu söyleyen ülkeler neredeler? Geldiler mi? Gereken desteği verdiler mi? Sadece bol bol nasihat çektiler. ‘Ne yapıyorsunuz?’ dediğimde bir şey yok. Herhangi bir insani destek yok. Kurtarma adına attıkları bir adım yok. Kendi çıkarları söz konusu olduğunda dünyayı ayağa kaldıranlar tam 11 yıldır bölgemizdeki katliamları uzaktan izliyorlar. Ne açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların derdi, ne sahile vuran çocukların dramı ne de enkaz yığınına dönen kadim şehirlerin hali Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kuruluşları harekete geçirmeye yetti. Katliamları engelleyecek, çatışmaların önüne geçecek, zulmü durduracak hiçbir adım atılmadı. Güya gelişmiş ülkeler adet yerini bulsun şeklindeki mesajlar dışında zulme ses çıkarmadılar. Bu süreçte yalnız bırakılmadık, gizli açık pek çok şantaja, ambargoya da maruz kaldık. Teröristlerin on binlerce tır dolusu silahlarla desteklendiğini gördük. Buna Avrupa ve ABD dahil’’ ifadelerini kullandı.