Erişilebilirlik

Erdoğan ve Miçotakis’in NATO zirvesi sırasında görüşmesinden neler bekleniyor?


Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en son 13 Mart 2022'de İstanbul'da Vahdettin Köşkü'nde yüz yüze görüşmüştü.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en son 13 Mart 2022'de İstanbul'da Vahdettin Köşkü'nde yüz yüze görüşmüştü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis gelecek hafta Vilnius'ta yapılacak NATO zirvesi çerçevesinde görüşecek. Açıklama Miçotakis’in 25 Haziran’da seçimleri kazanmasından bir gün sonra Atina’dan geldi.

Aynı gün Ankara’dan da bir açıklama geldi; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Miçotakis'i tebrik ederek yeni dönemin Türkiye-Yunanistan ilişkileri açısından hayırlara vesile olması temennisini ilettiği kaydedildi.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre görüşmede, her iki ülkede de halklarından güven tazelemiş, güçlü hükümetlerin işbaşında olmasının ikili ilişkilerin geleceği bakımından fırsat olduğu ifade edildi.

Benzer bir telefon daha geçen ay 30 Mayıs’ta yapılmıştı. 30 Mayıs’ta Miçotakis, yeniden seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik etmiş ve sonuçların Türk halkı için hayırlı olmasını dilemişti.

Sadece Miçotakis değil, kabinesinin yeni savunma ve dışişleri bakanlarından peş peşe gelen mesajlar da Atina’nın Ankara ile diplomasi trafiğine büyük önem atfettiğini ortaya koyuyor.

Bir yandan da gündemde çok yer bulmasa da Mart ayında Türkiye, Yunanistan'ın 2025-2026 yıllarında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliği teklifini destekledi ve Yunanistan da Türkiye'nin Uluslararası Denizcilik Örgütü Genel Sekreterliği teklifine arka çıktı.

Bu olumlu mesajlar Türkiye’de 6 Şubat felaketi sonrası başlayan ve Yunanistan'da 57 kişinin öldüğü tren kazasıyla süren deprem diplomasisi trajedisinin ve sükunetin devamı olarak görülse de gelecek haftaki görüşmede aynı olumlu havanı yaşanıp yaşanmayacağı belirsiz.

Üstelik iki lider, 2022’nin Mart ayında Miçotakis’in İstanbul ziyaretinden bu yana ilk defa bir araya gelecek. Bu görüşmeden sadece iki ay sonra Miçotakis, Türkiye'ye F-16 satışına karşı çıkan bir konuşma yapmıştı.

Erdoğan bu konuşmaya tepki göstererek, "Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Kendisiyle böyle bir görüşme yapmayı asla kabul etmiyorum’’ demişti. Hatta Yunan adalarının silahlandırıldığı iddiaları nedeniyle, 2022 Eylül ayında “Bir gece ansızın gelebiliriz’’ açıklamaları gerilimi daha da tırmandırmıştı.

‘’Atılım değil ilerleme’’

Atina’daki Avrupa ve Dış Politika Vakfı’nın (ELIAMEP) araştırmacılarından Türkiye tarihçisi Nicholas Danforth’ göre kimse büyük bir atılım beklemiyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Danforth, "Son dönemde yaşanan gerginliklerin ardından, olumlu söylemler ve iyi bir görüntü yeterli bir ilerleme olacaktır. Nitekim Erdoğan'ın Yunan adalarına saldırı tehditleri ve Miçotakis'in kendisi için ‘artık var olmadığını’ ilan etmesinin ardından, sadece görüşme olması bile bir ilerleme" diyor.

İki NATO müttefikinin, adaların silahlandırılması dışında hava sahası, deniz sınırları, kıta sahanlığı, Doğu Akdeniz enerjisi, Kıbrıs ve göç gibi birçok başlıkta yaşadığı yılların anlaşmazlıklarının bu görüşmede ele alınması kaçınılmaz.

O zaman NATO zirvesi sırasında gerçekleşecek bu görüşmeden ne beklenmeli? ABD Dışişleri Bakanlığı’na danışmanlık hizmeti veren jeopolitik uzmanı John Sitilides’e göre bu toplantı, siyasi ve askeri sektörler arasında daha iyi ve daha güçlü doğrudan iletişim kurulmasına yardımcı olabilir.

"Gerilen Yunan-Türk diplomatik ilişkilerini sakinleştirip normalleştirebilir, bakan yardımcıları düzeyinde düzenli toplantıların ve istikşafi görüşmelerin yeniden başlatıldığını ve hatta ikili anlaşmazlıkları gidermek için güven artırıcı önlemlerin yeniden alındığını görebiliriz" diyen Sitilides, iki ülkenin bölündükleri konularda şiddet tehdidi olmaksızın barışçı ve diplomatik yollardan temas kurmaktan başka seçenekleri olmadığını düşünüyor.

Masadaki en önemli konu ise Sitilides’s göre Ege ve Doğu Akdeniz'de deniz sınırları. "Yunanistan, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgelerin müzakere veya arabuluculuk yoluyla çözülmesi gereken yegane konular olduğunda ısrar ediyor. Türkiye ise anlaşmazlıkları çok sayıda kara, deniz, hava sahası ve denizaltı egemenlik iddialarına yaymış durumda" diyen jeopolitik uzmanı, tarafların kendi temel pozisyonlarına sadık kalsalar da bölgesel dengenin bir ölçüde sağlanması konusuna odaklanacağını söylüyor ve ekliyor;

"Miçotakis, Türkiye'nin Ege Denizi'ndeki Yunan adaları, adacıkları ve kayalıkları üzerindeki egemenlik iddialarını ya da bazı Yunan adalarının askerden arındırılması çağrılarını kesinlikle ve açıkça reddedecektir."

Vilnius’taki buluşmanın ayrıntıları kamuoyu ile paylaşılmasa da bilgi sahibi kaynaklar iki ülkenin dışişleri bakanlarının görüşmede doğal olarak hazır bulunacağını söylüyor. Hem Türkiye’nin hem Yunanistan’ın dışişleri bakanları, atandıkları görevlerinde yeni ve kendi liderlerinin sırdaşı olarak görülen isimler. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın eski MİT Başkanı, yeni istihbarat şefi İbrahim Kalın ise Erdoğan'ın güvenilir bir danışmanı.

Yunanistan Dışişleri Bakanı George Gerapetritis de AB Adalet Divanı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde anayasa hukuku alanında deneyimli bir isim. Sitilides, Gerapetritis’ten diplomasi masasında AB norm ve değerlerine ve daha geniş anlamda uluslararası yasa ve anlaşmalara sıkı sıkıya bağlılığı pekiştirmesinin beklendiğini söylüyor.

‘’Görüşmede Washington’un etkisi hissedilecek’’

Peki Miçotakis ve Erdoğan’ın ülkelerindeki son seçimlerden zaferle çıkması, Vilnius’taki görüşmenin ve genel olarak iki ülke ilişkilerinin havasını nasıl etkiler? Zira uzmanlara göre Erdoğan ve Miçotakis, ilişkilerinin yeni aşamasına, siyasi istikrarın daha da güçleneceğinden emin olarak başlıyorlar.

‘’Son birkaç yıldır yaşanan sorunların temelinde iç siyaset yatmıyordu; ancak seçimlerin aradan çıkması bu konuda yardımcı olabilir’’ diyen Nicholas Danforth, Erdoğan'ın devam eden ekonomik sıkıntıları, F-16 satışları konusunda ABD-Türkiye anlaşması ve Ankara ile Kahire arasında buzların erimesinin, yakınlaşmanın sağlanmasında daha önemli olabileceği görüşünde.

"Miçotakis'in NATO ve AB'deki diplomatik konumu, Dedeağaç'ın askeri, enerji, ulaşım ve lojistik merkezine dönüştürülmesi ile Ukrayna savaş alanı dahil Orta ve Doğu Avrupa'ya dikey bir eksen açtığından güçleniyor" diyen Sitilides de Washington'un etkisinin bu görüşmede hissedileceğini söylüyor.

Jeopolitik uzmanı bu etkiyi, "Erdoğan'ın F-16 savaş uçaklarını satın alma kararlılığı, Senato ve Kongre liderlerinin Başkan Biden'ın Ankara'ya 20 milyar dolarlık silah paketini onaylamasından önce, Yunanistan ile ilişkilerin iyileştirilmesini gerektiriyor. Beyaz Saray da İsveç'in NATO'ya katılımını güvence altına almayı bekliyor" sözleriyle anlatıyor.

1974 Kıbrıs harekatının 50. yıldönümü gerilimi artırabilir

Atina-Ankara hattında bu görüşmeden sonra olasılıklarla ilgili, "İki liderin kendi ihtilaf pozisyonlarını güçlendirmeleri, ulusal kırmızı çizgilerini korumaları ve iç önceliklere daha fazla odaklanmaları beklenebilir. Ortadoğu, Güney Asya ve Kuzey Afrika'dan gelen yasadışı göçmen akışının durdurulması konusunda potansiyel bir işbirliği görülebilir" diyen Sitilides, 20 Temmuz 2024’ün Kıbrıs harekatı ve adanın bölünmesinin 50. yıldönümü olmasının gerilim yaratabileceğine ise dikkat çekiyor.

Yıldönümünün Türkiye'de, etnik soydaşları isyancı EOKA milliyetçilerinden koruyan bir barış müdahalesi olarak kutlanırken Yunanistan'da egemen bir AB üyesi ülkeyi bölmeye devam eden yasadışı bir istila ve acımasız bir işgalin yası olarak görüldüğünü söyleyen Sitilides, "Kıbrıs'taki çözümsüzlük, Ankara ve Atina'nın Atlantik ötesi siyasi liderler, politika belirleyiciler, medya ve sivil kitleler arasında 1974 savaşına ilişkin kendi uzlaşmaz nitelemelerini öne çıkarmasıyla, önümüzdeki yıl Washington ve Brüksel'de ezeli Türk-Yunan rekabetinin yeniden ortaya çıkmasına yol açabilir" öngörüsünde de bulundu.

  • 16x9 Image

    Dilge Timoçin

    Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler mezunu Dilge Timoçin mesleğe 2000 yılında NTV'de başladı. 2008'de Habertürk TV'ye transfer oldu, dış haber sorumlusu olarak görev yaptı. ShowTV'de dış haber editörü ve spiker olarak çalışan Timoçin, sonrasında Al Jazeera Türk'e geçti; Al Jazeera İngilizce için prodüktörlük yaptı. Dilge Timoçin VOA Türkçe'ye katılmadan önce Reuters, Deutsche Welle gibi yabancı basın kuruluşlarıyla çalışıyordu

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG