Erişilebilirlik

Fransa’nın ‘Pulitzer’i Albert Londres Ödülleri İstanbul’da Verildi


Avrupa’nın en prestijli gazetecilik ödüllerinden biri olan 80. Albert Londres Ödülleri sahiplerine kavuştu.

Ödül töreni, Türkiye’deki basın özgürlüğü ihlallerine dikkat çekmek ve tutuklu gazetecilerle dayanışma sergilemek için İstanbul’da yapıldı.

Jüri, yazılı basın dalında selefiler hakkında dizi haberler yapan Le Monde muhabiri Elise Vincent’ı, televizyon dalında Kuzey Kore hakkında “diktatörün adamları” belgeselini hazırlayan Marjolaine Grappe, Christophe Barreyre ve Mathieu Celard’ı, kitap dalında ise Kızıl Altın İmparatorluğu eserinde domates konsantresinin dünya çapında ticarileşmesinin altında yatan serüveni anlatan Jean-Baptiste Malet’yi ödüle layık gördü.

Cojean: “Yaklaşık 50 gazeteci hapiste, Türkiye’de gazetecilerin üzerinde Demokles’in kılıcı eksik olmuyor”

1932 yılında bir gemi kazasında şüpheli şekilde ölen Avrupa’nın öncü savaş muhabiri Albert Londres’ın adını taşıyan ödül komitesinin başkanı Annick Cojean, Türkiye’deki gazetecilerle dayanışma için İstanbul’a geldiklerini söyledi.

Cojean, “İstanbul’a gelmek bu sene zorunluluktu tabii ki gelecektik çünkü burada insanı hayrete düşüren çok ciddi gelişmeler yaşanıyor. Onlarca medya kuruluşu kapatıldı, yüzlerce gazeteci işlerinden uzaklaştırıldı, onlarcası tutuklandı, halen 50 kadar gazeteci cezaevinde. Kafkaesk suçlamalar altında gazeteciler mahkemelere çıkıyor ve onların üzerinde Demokles’in kılıcı eksik olmuyor. Arkadaşımız Kadri Gürsel’in ‘gazetecileri öldürmeden gazeteciliği öldürmek’ten bahsetti, bu sözleri işitince derinden etkilendik. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış olan Ahmet Altan yurtdışına gönderdiği bir mektupta, ‘dostluğunuz bir kalkan, dayanışmanız bana direnme cesareti veriyor’ dedi. Kimseyi unutmayacağız” diye konuştu.

“Tüm dünyada gazeteciler itibarsızlaştırılamaya çalışıyor”

Fransa’daki gazetecilerin Türkiye’deki gazetecilerle her zaman dayanışma içinde olduğunu ve olacağını vurgulayan Annick Cojean, tüm dünyada gazeteciliğin zor zamanlar geçirdiğine işaret etti:

“Aralarında Sınır Tanımayan Gazeteciler ve Albert Londres Ödül Komitesi’nin de yer aldığı birçok gazeteci örgütü Türkiye’deki gazetecilerle omuz omuza vermek için bir arada. Bir inisiyatif oluşturarak o konuda hassasiyet geliştirmeye çalışıyoruz. Fransa’da onlarca gazeteci ağızlarını bir pankartla kapatarak, hemen altına şu ifadeyi paylaştı, ‘Tutuklanan bir Türk gazeteci demek benim ifade özgürlüğümün çiğnenmesi demek.’ Dünyanın birçok bölgesinde çeşitli dönemlerde demokrasinin çökertilmeye çalışıldığına tanık olduk. Bu şimdi de Türkiye’de uygulanıyor. Dünyanın birçok bölgesinde haberleşme özgürlüğü içinde zehirli bir şeyin dolandığını hissediyoruz. Bu zehirli hava gazetecileri itibarsızlaştırmayı hedefliyor. Rusya’dan Amerika’ya, Bulgaristan’dan Macaristan’a Fransa’yı da es geçmeden gazetecileri dışlayıcı hedef haline getiren bir ortam yaratılmıştır.”

Malet, ödülünü geçen ay tutuklanan Zimgast, Türetken ve Göz’e adadı

“Bu kitabı okuyan biri ne manavdan domates alabilir ne de pizza yiyebilir” diyerek ödül verilen Kızıl Altın İmparatorluğu, İtalya’da sansüre uğradı. Kitabın yazarı Jean-Baptiste Malet, ödülünü geçtiğimiz ay tutuklanan Avusturyalı gazeteci Max Zimgast, ile siyasi aktivistler Mithat Can Türetken ve Hatice Göz’e ithaf etti.

Malet, “Evinde Marksist yayınlar bulunduğu için tutuklanan Avusturyalı Zimgast da benim gibi Jakoben dergiye üyeydi. Ona ve arkadaşlarına bu ödülümü adıyorum. Bu kitabı hazırlarken endüstriyel gıdaların ne olduğunu daha iyi anladım ve çevreye bakışım da değişti” dedi.

Tören için aralarında Le Monde’un ünlü çizeri Plantu’nun de bulunduğu 50 kadar Fransız gazeteci Türkiye’ye geldi.

STÜDYO VOA

IMF Avrupa Dairesi Direktörü Kammer: “Türkiye’deki ekonomik programı destekliyoruz” – 19 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG