Gelişmiş yedi sanayi gücünü biraraya getiren G7 grubunun dışişleri bakanları, Japonya’da biraraya geldi. Bakanlar, Çin'in Tayvan'a baskılarını ve Rusya'nın Belarus'a nükleer silah yerleştirme tehdidini eleştirdi; Ukrayna’ya açtığı savaş nedeniyle Moskova'yı hedef alan yaptırımları yoğunlaştırma sözü verdi.
Japonya Dışişleri Bakanı Yoşimasa Hayaşi, tatil beldesi Karuizawa'da grubun toplantısına evsahipliği yaptıktan sonra düzenlediği basın toplantısında "G7 dışişleri bakanları arasındaki dayanışmanın gücü daha önce görülmemiş bir seviyede" dedi.
Bu birlik mesajı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un bu ay Avrupa Birliği'nin ABD'ye olan bağımlılığını azaltması gerektiğini söylemesi ve Paris’in bir Tayvan krizinin içine çekilmemesi konusunda uyarıda bulunmasının ardından geldi.
Tayvan'ı Çin toprağı olarak gören ve demokratik olarak yönetilen adayı ele geçirmek için güç kullanma olasılığından vazgeçmeyen Pekin ise G7'nin yorumlarını içişlerine kaba bir müdahale olarak niteledi.
G7 bakanlarının ortak bildirisinde de, Rusya'nın askeri müdahalesi ve Çin'in Tayvan'a karşı benzer bir eylemde bulunma korkusu gibi ikili konuların üç günlük toplantının odak noktasını oluşturduğu vurgulandı.
ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve Kanada'dan oluşan grup, Rusya'nın Belarus'a nükleer silah yerleştirme tehdidini "kabul edilemez" olarak nitelendirdi. Ukrayna'da herhangi bir kimyasal, biyolojik ya da nükleer silah kullanımının "ağır sonuçları olacağını" söyledi.
Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin geçen ay NATO askeri ittifakının Rusya'nın sınırlarına genişlemesi nedeniyle, daha kısa menzilli, taktik nükleer silahlar yerleştireceklerini açıklamıştı.
Soğuk Savaş'ın 30 yıl önce sona ermesinden bu yana Rusya ilk kez başka bir ülkede nükleer güç konuşlandırmayı önerdi ve Ukrayna konusunda Batı ile arasındaki gerginliği arttırdı.
G7 bildirisinde diğer ülkeler de, Rusya'nın silahlı kuvvetlerine tedarikte bulunmamaları konusunda uyarıldı. Bakanlar, "Üçüncü tarafların Rusya'ya silah tedarik etmesini önlemek ve buna karşılık vermek için koordinasyonumuzu güçlendireceğiz" dedi. Batı, Çin’in bu ülkeler arasında yer almasından endişeli.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken geçen ay Çin'in Rusya'ya henüz ciddi bir yardımda bulunmadığını söyledi. Ancak Amerikalı yetkililer, füze ve diğer silahlarda kullanılabilen elektronik bileşenler gibi çift kullanımlı ürünler konusunda da kaygı duyuyor.
G7 toplantısının ardından bir basın toplantısı düzenleyen Blinken, Birleşmiş Milletler ve Türkiye arabuluculuğundaki Karadeniz tahıl koridoru girişimi kapsamında, Ukrayna'dan tahıl taşıyan gemilerin denetlenmesine günler süren bir ara verilmesi nedeniye Rusya'yı eleştirdi.
Rus medyası bugün, denetimlerin yeniden başladığını duyurdu.
Çin'i doğrudan hedef alan bakanlar ayrıca Tayvan Boğazı'nda barış ve güvenliğin kritik önemde olduğu konusunda mutabık kaldılar ve Güney Çin Denizi'nin silahlandırılmasına karşı çıkarak, Pekin'i harekete geçmeye çağırdılar.
Kuzey Kore'nin füze fırlatmasının kınandığı ve Myanmar, Afganistan ve İran'a ilişkin endişelerin dile getirildiği belgede bakanlar, "Çin'e BM Sözleşmesi'nin amaç ve ilkelerine bağlı kalması ve tehdit, baskı, gözdağı ve güç kullanımından kaçınması gerektiğini hatırlatıyoruz" dedi.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, G7 bildirisinin ülkenin içişlerine kabaca müdahale ettiğini ve Pekin’i kötü niyetli bir şekilde karalayarak itibarsızlaştırdığını söyledi.
Açıklamaların "kibir dolu ve Çin'e karşı önyargılı" olduğunu söyleyen Wang, "Evsahibi Japonya'ya güçlü bir uyarıda bulunduk" dedi.
Wang bunun yerine G7'yi "kendi sorunları üzerine düşünmeye" çağırdı ve "Soğuk Savaş zihniyetini ve ideolojik önyargıları terk etmeli, diğer ülkeleri küçümsemeyi ve hedef göstermeyi bırakmalı, uluslararası toplumda yapay olarak çatışma ve bölünme yaratmayı bırakmalıyız" diye konuştu.
