Gazeteciler Cemiyeti, SETA’nın “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı raporunda çeşitli yabancı medya kuruluşları adına görev yapan gazetecileri hedef gösterdiğini belirterek, bunu kabul edilemez bulduğunu açıkladı.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, “Gazetecilerin fişlenmesi, hedef gösterilmesi suçtur, hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir. Bu meslektaşlarımızın Türkiye gelişmelerini dünya kamuoyuna aktarmadaki üstün gayretleri takdir edileceğine fişlenmeleri ve hedef gösterilmeleri üzüntü vericidir” dedi.
Bilgin, kamuoyu veya tanıtım şirketleriyle gazetecilik faaliyetlerini karıştırmamak gerektiğini de vurgulayarak, “Haber eğri, düz, köşeli, yandaş, candaş, lehte, aleyhte olmaz. Ya doğrudur ve haberdir, ya da yanlıştır ki o zaman zaten haber değil dedikodudur. O zaman da biz gazetecilerle alakası yoktur” anımsatması yaptı.
Bilgin, raporda, BBC Türkçe, Deutsche Welle Türkçe, VOA Türkçe’nin “Türkiye için kritik olaylardaki tavrının ölçülmeye çalışıldığı” iddia edilerek bu kurumlar için Türkiye’de görev yapan gazeteciler hakkında sosyal medya paylaşımları izlenerek, fişleme yapıldığını söyledi. Bilgin, “Bu utanç verici çalışmayı bir düşünce kuruluşunun yapması, yayınlaması ayrıca çok düşündürücü ve irkilticidir. Amacın ne olduğunu anlamakta zorlanıyorum. Bu arkadaşlarımızın neredeyse tümünün öz geçmişleri, sosyal medya etkileşimleri ve daha önce çalıştıkları kurumlarla ilgili bilgiler ne maksatla raporda yer verildi? Niye bu arkadaşlarımız ve görev yaptıkları medya kuruluşları algı operasyonu yürütmekle suçlanıyorlar? Anlamak mümkün değil” tepkisini paylaştı. Bilgin, SETA’nın rapor adı altında yaptığı bu çalışmayı kınadıklarını da sözlerine ekledi.
Uluslararası dayanışma mesajları verildi
International Federation of Journalists (IFJ – Uluslararası Gazeteciler Federasyonu), ve European Federation of Journalists (EFJ – Avrupa Gazeteciler Federasyonu), SETA’nın raporuna konu ettiği uluslararası medya kuruluşlarında görevli Türkiye’deki gazetecilerle dayanışma mesajı yayımladı. IFJ ve EFJ, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) dün SETA raportörleri aleyhine yaptığı suç duyurusu başvurusunu tamamen desteklediklerini bildirdi.
IFJ, EFJ ile birlikte Türk meslektaşlarıyla dayanışma içinde olduklarını belirterek, “Gazetecilik suç değildir” mesajını paylaştı. IFJ, SETA’nın raporu için de “gazeteciler hakkında kara liste” ifadesini kullandı. IFJ, “hükümet destekli düşünce kuruluşu” olarak nitelendirdiği SETA’nın raporunu kınadıklarını vurguladı.
“Olası tüm saldırılardan SETA sorumlu olacaktır”
Bu arada İstanbul’da gazetecilik meslek örgütleri de ortak basın toplantısı düzenledi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), DİSK Basın-İş, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Türkiye Yayıncılar Birliği (TÜRKYAYBİR), KESK’e bağlı Haber-Sen ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) konuya ilişkin ortak açıklama yaptı.
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş’in okuduğu ortak basın metninde özetle şunlar kaydedildi:
“Gazetecilerin görevi iktidarın istediği yayını yapmak değildir. Evrensel gazetecilik ilkelerine göre ifade özgürlüğü sadece olumlu karşılanan, zararsız haber ya da düşünceleri değil, aynı zamanda ‘devleti şoke eden, inciten, rahatsızlık veren’ düşünceleri de kapsamaktadır. Gazeteciliği siyasi iktidarların emrine sunmayı amaçlayan SETA, niyet okuyarak, internetten topladığı bilgileri çarpıtarak yasal ve meşru çalışma yapan gazetecilere gözdağı vermiştir. SETA’nın gazetecilerin haberlerini, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüyle ilgili görüş ve paylaşımlarını gündemine alan, yönlendirmeler yaparak onları hedef haline getiren fişleme çalışmasının suç olduğunu duyuruyor ve kınıyoruz. Fişlenen tüm meslektaşlarımızı, basın, düşünceyi ifade ve kişisel özgürlüklerine yapılan bu saldırıya karşı durmaya ve hukuki haklarını kullanmaya davet ediyoruz. Basın meslek örgütleri olarak bu fişleme çalışmasında adı geçen tüm meslektaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu, meslektaşlarımıza yönelik olası tüm saldırılardan SETA’nın sorumlu olacağını kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. SETA’ya da çok yüksek maaşlı uzmanlarını ve çok yüksek mali ödeneklerinin bir bölümünü gazetecileri fişlemek yerine; Türkiye’de basının getirildiği durumu, cezaevinde neden bu kadar çok gazeteci tutuklu olduğunu, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü üzerindeki baskıları araştırmaya ayırmalarını tavsiye ediyoruz.”
