Erişilebilirlik

Gazeteciye “Meslekten Men” Cezası: Dünya'da İlk?


Bir gazeteyice dünyada muhtemelen lik kez "meslekten men" cezasının verildiği Kırşehir Adliyesi
Bir gazeteyice dünyada muhtemelen lik kez "meslekten men" cezasının verildiği Kırşehir Adliyesi

Dünya genelinde yapılan basın özgürlüğü sıralamalarında hızla gerileyen, 70 gazetecinin cezaevinde bulunduğu ve yüzlercesinin de değişik nedenlerle yargılandığı Türkiye’de bir ilk yaşandı.

Yargı, “basın yoluyla hakaret suçunu işlediği” gerekçesiyle mahkûm ettiği bir gazeteciye, 375 gün “meslekten men” cezası verdi.

Böylece, kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerine bağlı çalışanlara uygulanabilen “idari tedbir” cezası ilk kez bir gazeteciye de uygulanmış oldu.

Kırşehir’de, yerel Kırşehir Postası gazetesinin sahibi ve yazı işleri müdürü Havva Karakaya hakkında Kırşehir Belediyesi’nde yaşandığı iddia edilen bazı olaylarla ilgili yaptığı haberler nedeniyle, basın yoluyla hakaret suçundan açılan davada mahkeme “gazetecinin de kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu mensubu olduğu” görüşünü savundu.

Kırşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi, gazeteciye “görev ve yetkisini kötüye kullandığı” için “meslekten men” cezasının verildiğini belirtti.

Mahkeme, 300 gün hapsine karar verdiği Karakaya’nın cezasını 375 gün adli para cezasına çevirdi ve 375 günlük adli para cezasının karşılığını da 7 bin 500 TL olarak belirledi. Mahkeme, ayrıca, Karakaya’nın 375 gün gazetecilik mesleğini yapmaktan yasaklanmasına da hükmetti.

Kararda, serbest, hiçbir kuruma bağlı olmadan da yapılabilen, bir meslek örgütüne bağlı olarak çalışılması zorunluluğu bulunmayan gazetecilik mesleği “kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu” kapsamında nitelendirildi.

Meslekten men cezasına dayanak gösterilen Türk Ceza Kanunu’nun 53/5. maddesinde, “yetkinin kötüye kullanılması halinde meslekten men cezası verilebileceği” ifade ediliyor. Ancak, aynı maddenin ilk fıkrasında, bu tedbirin “ancak bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi mesleklerde uygulanabileceği” ifade ediliyor.

Meslekten men edilen Havva Karakaya, “Türkiye’de bir tek bana verilmiş bu ceza. Benim yayın yasağım nasıl olur, nasıl uygulanır bilmiyorum. Mesleğimi yapmamama karar verildi. Şimdi temyiz edeceğim kararı” dedi.

Türk medyasında da geniş biçimde yer alan karar, gazeteci kuruluşlarının tepkisini çekti.

Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi, “Bu çok tehlikeli bir karar. Buradan hareketle, bir basın yayın organı için de benzer cezalar verilebilir.(…) 2005 yılında TCK çıkartılırken bizim eleştirdiğimiz maddelerden bir tanesi de ‘idari tedbir’ maddesiydi ve bu ilk defa uygulanıyor. Sansürü geçtik, oto-sansürü geçtik, doğrudan doğruya mahkeme kararıyla meslekten uzaklaştırılıyor.” diye konuştu.

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay da “Bu şakaysa da çok kötü bir şaka. Ne Türkiye’de ne de dünyada bu hakimin yaratıcılığı gibi bir yaratıcılık görmedik bugüne kadar. Bu tamamen kişisel, hukukta yeri olmayan ve subjektif bir karardır.” dedi.

Öte yandan Türk basının duayen isimlerinden Hürriyet Gazetesi Dış Politika Yazarı Ferai Tınç basın özgürlüğü konusunda önemli tespitler içeren bir yazı ile gazetesine veda ettiğini açıkladı.

“Bana Müsaade” başlığını taşıyan son yazısında Tınç, şu ifadeleri kullandı:

“(…) düşünce ve ifade özgürlüğünün her zaman kısıtlı olduğu bir ülkede gazetecilik de insanı hızla kalıplara sokar. İktidar yandaşı görüşlerin olduğu gibi, muhalefetin bütün renklerinin de kendi kalıpları vardır. Bozulmuşluğun da. Onu yeni ve pırıltılı tek gerçek olarak sunmanın da.

Gerçeği ortaya çıkartma koşusu olan bu meslekte ise kalıpları kırarak yürümek güzeldir.

Yeni şeyleri yeni bir dille söyleyebilmek ve bunu paylaşmak.

Yaptıkları haberler yüzünden ya da düşüncelerini yazdıkları için cezaevinde tutuklu bulunan sosyalist, Kürt, milliyetçi, İslamcı basından gazetecilerin sayılarının azalacak yerde gittikçe arttığı bir ortamda, basın özgürlüğüne yönelik müdahalelerin birçok gazeteci tarafından bile "olağan" karşılandığı bir iklimde, tek işleri gazetecilik olanların heveslerinin kaçması olağan bir sonuç değil midir?

Tabii ki basın özgürlüğü için çalışmaya devam edeceğim. Eşitlikler temelinde özgürlük ve demokrasi yolundaki yolculuğum sürecek. Ama bana müsaade sevgili okuyucularım arkadaşlarım. Ustalık bana göre değil. Her şeyin tekrarlandığını sanarak yaşamak yerine, acemisi olduğum şeylerin heyecanını yaşayacağım bir çıraklık dönemine yelken açıyorum. İzninizle, ayrılıyorum.”

Tınç’ın yazısının tamamı için:
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/18364948.asp?yazarid=19&gid=61

Kırşehir Postası gazetesi

Kırşehir Adliyesi:

XS
SM
MD
LG