Erişilebilirlik

Gereksiz Antibiyotik Kullanımına Karşı Kan Testi


Doktorlar, soğuk algınlığı enfeksiyonlarının virüsten mi yoksa bakteriden mi kaynaklandığını söylemekte zorlanır. Bu önemlidir çünkü bakteriyel enfeksiyonu antibiyotiklerle tedavi etmek mümkünken, virütik enfeksiyonları antibiyotiklerle tedavi etmek olanaksızdır.

Gereksiz antibiyotik kullanımından kaygı duyan araştırmacılar, doktorların doğru teşhisi koymalarını sağlayacak bir kan testi geliştirdi.

Antibiyotik direnci dünya çapında büyüyen bir sorun. Halk sağlığı uzmanları, bir gün kolaylıkla tedavi edilebilecek bakteriyel hastalıkların bile antibiyotiklere yanıt vermeyeceğinden kaygılanıyor.

Burada en büyük suç, sıradan soğuk algınlıkları tedavisinde yapılan yanlışlar. Uzmanlar, doktorların tam teşhis koyamamaları nedeniyle çoğu zaman hastalarını bir antibiyotik reçetesi ile evlerine yolladıklarını belirtiyor

Kuzey Carolina Üniversitesi’nin tıp fakültesi profesörlerinden acil servis uzmanı Ephraim Tsalik, virütik enfeksiyonların antibiyotiklere yanıt vermediğini, gereksiz reçetelerin hastaları uzun vadede antibiyotiklere direnç gösterir hale getirebileceğini söylüyor.

Tsalik, küçük bir risk gibi görülen sorunun, gereksiz antibiyotik kullanan milyonlarca insan düşünüldüğünde nüfusun genelinde önemli bir soruna dönüştüğünü söylüyor.

Tsalik ve çalışma arkadaşlarının geliştirdiği kan testi, doktorların enfeksiyonun virütik mi yoksa bakteriyel mi olduğunu belirlemelerini sağlıyor. Böylece antibiyotik reçetelerinin ihtiyaç dahilinde yazılması kolaylaşıyor.

Science Translational Medicine dergisinde yayınlanan araştırmada 10’u bakteriyel bronşit, 21’i virütik grip olan 31 denek kullanılmış.

Buradan hareketle araştırmacılar 20 bin gene ilişkin profiller geliştirmiş. Bakteriyel ya da virütik enfeksiyonlar, gen aktivitesinde farklı şekilde ortaya çıkıyor.

Bir sonraki adımda araştırmacılar 300 hastadan aldıkları kan örneklerini inceliyor. İncelenen mikroplar hem burun virüsleri hem de boğazda ortaya çıkan strep enfeksiyonlarını içeriyor.

Tsalik ve ekibi daha sonra bu bulguları hasta olmayanların gen profilleri ile karşılaştırıyor.

Tsalik, yüzde 87’lik doğruluk payı elde ettiklerini, daha önce bu farklı grupları birbirlerinden ayırabilecek bir yöntem olmaması nedeniyle bu durumun sevindirici olduğunu söylüyor.

Şimdilik gen tanımının yapılması ve sonuç alınması bir gün sürüyor. Tsalik, araştırmacıların bu süreyi bir saat ya da daha kısa süreye indirmenin yollarını aradıklarını belirtiyor.

STÜDYO VOA

Donald Trump’ın sus payı davasında yeni aşamaya geçildi – 22 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG