Erişilebilirlik

27 Haziran Amerikan Basınından Özetler


27 Haziran Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:16 0:00

Amerikan basını, Demokrat Partili başkan aday adaylarının bir kısmı arasında dün akşam birincisi düzenlenen tartışma programının ayrıntılarına geniş yer ayırıyor.

New York Times, tartışma programına katılan on Demokrat Partili aday adayının ülkenin sol kanada ne kadar kayacağı konusunda anlaşmazlık yaşadığı yorumunda bulunuyor. Gazete, Demokrat aday adaylarının Başkan Trump'ın göçmenlik politikaları ve Amerikan işçi sınıfının içinde bulunduğu durum gibi konularda fikir birliği içinde olduğunu, ancak ülkenin liberal çizgide nereye kadar değişeceği üzerinde anlaşmazlığa düştüğünü kaydediyor. Habere göre Miami'de yapılan tartışma programında Demokrat Parti'nin liberal kanadı açıkça ortaya çıktı. Katılımcılar arasında kamuoyu destek oranı en yüksek aday adayı olan Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren, federal hükümetin yolsuzluklara gömüldüğünü ve hükümetin petrol ve ilaç gibi güçlü sektörlerde faaliyet gösteren firmaları dize getirmesi gerektiğini kaydetti. Warren'ın dünkü programda en güçlü performansı gösterdiği düşünülüyor. On aday adayının katıldığı program, Trump'ın seçilmesinden bu yana Demokrat Parti içindeki sol ve liberal eğilimlerin ne kadar arttığını gösterdi. Minnesota Senatörü Amy Klobuchar ise sağlık hizmetlerinden ücretsiz üniversiteye liberallerin savunduğu birçok konuda şüpheleri olduğunu dile getirdi ve daha ılımlı bir Demokrat olduğunu gösterdi. Kalabalık Demokrat Partili aday adayı yelpazesi içinden sıyrılmaya çalıştıkları görülen on siyasetçi arasında daha çok tanınan ve daha fazla bağış topladıkları için mali açıdan daha rahat olanların birbirleriyle söz düellosuna girmekten kaçındıkları gözlendi.

Washington Post ise göçmenlik meselesinin, özellikle boğularak ölen göçmen baba kızın cesetlerinin Rio Granda nehri kıyısına vurduğunu gösteren fotoğraflarının hızla yayılması üzerine tartışma programının duygusal odak noktalarından biri haline geldiğini yazıyor. Gazete, dün sahneye çıkan on Demokrat aday adayı içinde Beto O'Rourke gibi bazılarının İspanyolca konuşma becerilerini sergilediğini de yazıyor. Habere göre Obama Yönetimi'nin Konut ve Kentsel Kalkınma Bakanı olan Julian Castro, ayrıntılı göçmenlik planını ortaya koyan ilk aday adayı oldu. Castro, sınırı yasadışı yollardan geçmeyi federal suç sayan yasanın kaldırılması önerisi getirdi ve umutsuzluğu kriminal vaka olarak saymak yerine bir ihlal olarak değerlendirmek gerektiğini kaydetti. Gazeteye göre dün akşamki tartışmadan açık ara galip çıkan aday adayları Elizabeth Warren ve uzun süredir arka planda kalan, ancak dün ihtiyacı olan atılımı gerçekleştiren Julian Castro oldu. Gecenin en büyük kaybedeniyse 2018 ara seçimlerinde Texas eyaletinden senatörlük yarışına giren ancak Ted Cruz'a kaybeden eski Temsilciler Meclisi Üyesi Beto O'Rourke oldu. O'Rourke, kendisine yöneltilen marjinal vergi oranlarıyla ilgili soruya doğrudan yanıt vermek yerine önceden prova edildiği çok belli olan İspanyolca monoloğuna başladı. Özel sağlık sigortalarını neden kaldırmak istemediği sorusuna da net bir yanıt veremeyen O'Rourke, ilerleyen dakikalarda silah kontrolü konusundaki söylemiyle durumu kurtarmaya çalışsa da güdeceği politikalar konusunda sığ bir aday görünümü sergiledi.

Wall Street Journal ise Demokrat Partili aday adaylarının dün katıldığı birinci tur tartışma programının ayrıntılarının yanısıra Çin ihraç ürünlerinin Amerika'nın devreye soktuğu ek gümrük vergisi uygulamasını nasıl bertaraf ettiğiyle ilgili habere yer veriyor. Gazete, Çin'de imal edilen milyarlarca dolarlık malın Trump Yönetimi'nin ek gümrük tarifesi uygulamalarından kaçınmak için Amerika'ya başta Vietnam olmak üzere Asya'daki başka ülkelerden giriş yaptığını yazıyor. Habere göre Trump Yönetimi, bir yılı aşkın süredir, üçüncü bir ülkede asgari seviyede işlemden geçen ya da değiştirilen ve Amerika'ya bu ülkelerden ihraç edilen Çin malları ticaretini durdurmak için çabalıyor. Bu yöntem, Başkan Trump'ın oyuncaktan elektronik ürünlere ek 300 milyar dolarlık Çin malına gümrük tarifesi uygulama tehdidini hayata geçirmesi durumunda Çin'in alacağı ekonomik darbeyi hafifletebilir. Bu yılın ilk beş ayında Çin'in Vietnam'a yaptığı elektronik ürün, bilgisayar ve makina yedek parçası ihracatında ciddi artış gözlendi. Bunun karşılığında Vietnam'dan Amerika'ya yapılan ihracatta da önemli ölçüde artış kaydedildi. Vietnam Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada orijinal malların Vietnam'da üretildiğine işaret eden etiketleme uygulamasının, yani bir tür ticari sahteciliğin giderek arttığı uyarısında bulundu.

Wall Street Journal bugün ayrıca Avrupa'daki ana akım siyasi partilerin küreselleşme karşıtı hareket nedeniyle kaybettikleri seçmeni geri kazanmak için 1970'li yıllardaki politikalara geri dönmeye başladığını yazıyor. Habere göre Almanya, İngiltere, Danimarka, Fransa ve İspanya'da siyasi partiler, on yıllar boyunca sürdürülen piyasa yanlısı politikaları geri çevirmeyi amaçlıyor. İş dünyası ve ekonomi üzerinde daha fazla devlet kontrolü, daha fazla sosyal yardım programları, daha büyük miktarda emekli maaşları ve şirket ve zenginlerin daha fazla vergilendirilmeleri, bu ülkelerin gündeme aldıkları diğer öncelikler. Gazete, Avrupa kıtasında on yıllar sonra ilk kez ekonomi politikalarında köklü değişikliklere gidilmesinin söz konusu olduğunu kaydediyor. 40 yıl önce İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher ve Amerikalı müttefiki Ronald Reagan'ın güçlenmesiyle beraber getirdikleri ekonomi politikalarının böylelikle sona ermeye başladığı gözleniyor. Thatcher'in 1979'da sermaye kontrolünü kaldırması ve 1980'lerde özelleştirme sürecini başlatması, diğer Avrupa ülkelerinin de piyasada liberalleşmeye yönelmesine ön ayak olmuştu. Şimdiyse giderek artan eşitsizlik, maaşların durağanlaşması, göçmenlik, borç krizi ve Çin'in yükselen ekonomik gücü, Avrupa'daki siyasi değişimi tetikleyen en kritik öğeler.

XS
SM
MD
LG