Amerikan Basını, Normandiya Çıkarması'nın 75'inci yıldönümü nedeniyle düzenlenen törenlerle ilgili haberlere ana sayfalarında yer ayırıyor.
Washington Post, 6 Haziran 1944'te Müttefik Kuvvetler'in Almanya işgali altındaki Fransa'ya 132 bin askerle ayak bastığını hatırlatıyor ve Normandiya Çıkarması'nı, ’Bugünü mümkün kılan gün” olarak tanımlıyor. Gazete, çıkarmanın başladığı noktalardan biri olan İngiltere'nin güney kıyılarındaki liman kasabası Portsmouth'da dün düzenlenen törene dünya liderleriyle birlikte yaklaşık 300 İkinci Dünya Savaşı muharibinin de katıldığını yazıyor. Habere göre İngiltere Başbakanı Theresa May ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, konuşmalarında, yaşamını yitiren askerlerin yakınlarına gönderdikleri mektuplardan alıntılar yaptı. Liderler, Normandiya sahillerine yapılan çıkarmanın savaşın çehresini nasıl değiştirdiğini anlattı. Başkan Trump ise konuşmasında dönemin Amerika Başkanı Franklin Delano Roosevelt'in çıkarmadan bir gece önce radyodan Amerikan kamuoyuna yaptığı seslenişte okuduğu duayı yineledi. İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth ise bundan 15 yıl önce, Normandiya Çıkarması'nın 60'ıncı yıldönümü kutlamalarına katıldığında birçoklarının bunun kendisinin Normandiya törenlerine son katılımı olduğunu düşündüğünü, ancak yanıldıklarını söyledi. Kraliçe İkinci Elizabeth, ”Savaş nesli, yani benim neslim, dirayetlidir. Tüm hür dünya adına muhariplere teşekkür ediyorum,” ifadelerini kullandı. 6 Haziran 1944'te Müttefik Kuvvetler'in 7 bin savaş gemisi, muhrip ve amfibi hücum çıkarma aracından oluşan donanma gücüyle Fransa'nın Normandiya sahillerindeki Alman mevzilerine saldırması, İkinci Dünya Savaşı'nın sonunun başladığı gün olarak kabul ediliyor. Çıkarma günü en kanlı çatışmaların yaşandığı Ohama Sahili'nde en az 2 bin Amerikan askeri hayatını kaybetmişti.
New York Times ise Meksika'dan gelen heyetle Amerikalı yetkililerin Beyaz Saray'da yürüttükleri müzakerelerin sonuç vermemesi üzerine Başkan Trump'ın Twitter'dan ”yeterince ilerleme kaydedilmedi” mesajı paylaştığını yazıyor. Gazete, bunun da Meksika'ya yönelik yüzde 5'lik gümrük tarifesi uygulamasının Pazartesi gününden itibaren devreye girebileceği anlamına geldiğini kaydediyor. Habere göre dün açıklanan veriler, Amerika'nın güney sınırından yapılan kaçak geçişlerin son yedi yılın en üst seviyesine tırmandığını, Trump'ın bu nedenle Meksika'ya karşı öfke içinde olduğunu gösteriyor. Trump, Avrupa turu sırasında, kaçak sınır geçişlerini durdurmadığı takdirde Meksika'ya uygulanacak gümrük tarifelerinin oranının kademeli olarak arttırılacağı açıklamasının bir blöf olmadığını vurguladı. Ancak Başkan, Meksika'nın gereken önlemleri alacağını düşündüğünü söyledi. Öte yandan Meksika heyeti, Beyaz Saray'da 90 dakika süren görüşmede, Guatemala sınırında konuşlandırdıkları asker sayısının arttırıldığını, organize suçla mücadelenin hızlandırıldığını belirtti. Üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisinin verdiği bilgiye göre Meksika heyeti, samimi bir izlenim bıraktı. Ancak alınan önlemlerden tatmin olmayan Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Meksika'ya ”üçüncü güvenli ülke anlaşması”nı kabul etmesi için baskı yapıyor. Meksika ise göçmenlere sığınma tanımasını gerektirecek bu anlaşmaya karşı çıkıyor.
New York Times bugün ayrıca Trump Yönetimi'nden dün gelen bir açıklamada federal hükümetin kürtajla alınan fetüs dokuları üzerinde yapılan tıbbi araştırmalara sağladığı fonları büyük ölçüde kesileceğini bildirdiğini yazıyor. Gazete, kararın, Ulusal Sağlık Enstitüleri'nin fetüs dokularıyla ilgili araştırmalarına son verecek nitelikte olduğunu kaydediyor. Habere göre Trump Yönetimi'nin bu hamlesi, uzun yıllardır fetüs dokusu araştırmalarının durdurulması için yoğun baskı yapan kürtaj karşıtı grupları memnun edecek. Ancak tıp uzmanları, doku araştırmalarının milyonlarca hasta için hayati önem taşıdığını vurguluyor. Amerikan Sağlık Bakanlığı, Ulusal Sağlık Enstitüleri'nde yürütülen araştırmaların durdurulmasının yanısıra, San Francisco'daki California Üniversitesi'yle 2013'te yapılan yılda 2 milyon dolarlık fetüs doku araştırma anlaşmasını da derhal iptal edeceğini duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, ”Döllenmeden doğal ölüme uzanan yolda insan hayatının onurunu korumak, Trump Yönetimi'nin en önemli önceliklerinden biridir,” ifadesi kullanıldı. Habere göre Ulusal Sağlık Enstitüleri fonlarıyla farklı üniversitelerde halen devam eden yaklaşık 200 araştırma, fonların süresi dolana kadar devam edebilecek. Karar, araştırmacılar üzerindeyse şok etkisi yarattı. California Üniversitesi'nden gelen açıklamada basiretsiz olarak nitelendirilen kararın siyasi güdümlü olup bilimsel temellere dayandırılmadığı belirtildi. Georgetown Üniversitesi kamu sağlığı hukuku uzmanı Lawrence Gostin ise kararın kanser, HIV, Parkinson ve demans üzerine yapılan tüm araştırmalar üzerinde yıkıcı bir etki yaratacağını kaydetti.