New York Times, Hong Kong'da polisin suç zanlılarının yargılanmak üzere Çin ana karasına iade edilmesine yönelik tasarıyı protesto eden göstericilere plastik mermi ve göz yaşartıcı gazla karşılık vermesiyle ilgili haberlere geniş yer ayırıyor. Gazete, iki yıl önce Pekin tarafından desteklenerek göreve gelen Hong Kong lideri Carrie Lam'in tasarıyı savunduğunu, protestoculara ”şımarık çocuk” yakıştırması yaparak iade yasası için mücadele etmeye söz verdiğini yazıyor. Habere göre tavrından taviz vermeyen Carrie Lam, patronu sayılan Çin Komünist Partisi lideri Şi Jinping'in aşırılık taraftarı iç güdülerini yansıtıyor. Lam'in duruşu aynı zamanda Hong Kong ve Çin arasındaki ilişkide ibrenin son yıllarda Çin tarafına doğru eğildiğinin bir göstergesi. Gazete, Lam'in protestoları bastırma ve tasarıyı yasalaştırmayı başarması durumunda Pekin'in yarı özerk Hong Kong üzerinde daha fazla nüfuz elde etmesinin önünün açılacağı yorumunda bulunuyor. Hong Konglular ise suçlu iade yasasının siyasi muhaliflerin bastırılmasında kullanılacağı kaygısı yaşıyor.
New York Times bugün ayrıca Rusya soruşturmasını inceleyen Amerikan Adalet Bakanlığı'nın Merkezi Haber Alma Örgütü CIA'in üst düzey yetkilileriyle görüşmeyi planladığını yazıyor. Gazete, bunun, Rusya'nın 2016 başkanlık seçimlerine Donald Trump'ın avantajına olacak şekilde müdahale ettiği sonucuna varan CIA'in Adalet Bakanlığı tarafından mercek altına alınması anlamına geldiğini kaydediyor. Habere göre Adalet Bakanlığı, CIA'den az az bir üst düzey istihbarat yetkilisi ve yine üst düzey bir veri uzmanıyla konuşmayı planlıyor. Adalet Bakanlığı'nın incelemesi kriminal soruşturma anlamına gelmese de bu hamle, CIA içinde kaygı uyandırdı. Gazete, Senato İstihbarat Komisyonu'nun daha önce Adalet Bakanlığı'nın görüşmeyi planladığı birkaç CIA yetkilisini sorguya çektiğini, ancak komisyonun Rusya soruşturmasının kökleri ya da bu yetkililerin soruşturmaya yönelik çalışmalarıyla ilgili herhangi bir sorunla karşılaşmadığını bildiriyor. CIA Başkanı Gina Haspel'in Adalet Bakanlığı'yla işbirliği yapmayı kabul etmekle birlikte istihbarat kaynaklarını, veri toplama metodlarını ya da Amerika'nın müttefiklerinden elde edilen bilgileri tehlikeye atacak hayati önem taşıyan ayrıntıları gizli tutacağı da haberde yer alan ayrıntılar arasında.
Washington Post ise Amerika'nın önde gelen yapay zeka uzmanlarının 2020 başkanlık seçimleri öncesinde karşı karşıya kalınan olağandışı bir siyasi silahla ilgili uyarılarını aktarıyor. Gazete, bilgisayar yazılımlarıyla hazırlanan ve 2020 başkanlık kampanyası sırasında adaylara zarar verebilecek ve seçmenleri yanlış yönlendirecek sahte videoların yayılmasına karşı hazırlıklı olunmadığını kaydediyor. Habere göre uzmanlar, videolarda kullanılan aydınlatma, gölgeleme, kişilerin göz kırpma örüntüleri, yüz mimikleri ve gülümseme sırasında eğilen kafanın açısı gibi birçok etkeni inceleyerek ”deepfake” olarak adlandırılan videoların sahte olup olmadığını ortaya çıkaran bir sistem geliştirdi. Ancak tüm bu ilerlemelere rağmen uzmanlar, tıpkı 2016 seçimlerinde Facebook üzerinden yürütülen dezenformasyon kampanyası gibi 2020'de de internette benzer faaliyetlerin yürütülmesine olanak tanıyacak teknolojilerin devreye girmesinden korkuyor. Habere göre yeni ve güçlü yapay zeka yazılımları, zararsız gibi görünen hiciv ve mizahtan pornografiye birçok alanda sahte içerik üretmeyi kolaylaştırıyor. Berkeley'deki California Üniversitesi'nden bilgisayar mühendisliği ve dijital forenzik uzmanı Profesör Hany Farid, sahte içerik üretenlere karşı bu içerikleri tespit edenlerin sayı olarak birbirine oranının yüze karşı bir olduğu uyarısında bulunuyor.
Washington Post bugün ayrıca uzmanların Dünya'nın en hızlı ısınan bölgesi olan Kuzey Kutbu'nda deniz buzulları arasında yapacakları bir yıl sürecek bilimsel araştırmanın ayrıntılarını aktarıyor. Gazete, Kuzey Kutbu'nda 17 ülkenin katılımıyla 12 ay boyunca gerçekleştirilecek ve 134 milyon dolara mal olacak şimdiye kadar yapılmış bu en büyük araştırmanın küresel ısınmayı belgelemeyi amaçladığını kaydediyor. Habere göre araştırmanın merkez üssü, Almanya'ta ait bir buz kırıcı gemi olacak. Geminin motorları, Kuzey Kutbu'nun Sibirya'ya yakın bir bölgesine eriştikten sonra durdurulacak ve geminin etrafının buz tutması beklenecek. Bu aşamadan sonra gemi ve içindeki mürettebatın akıbeti, adeta buzların insafına kalacak. Gemi, bir parçası haline geldiği buz tabakasıyla birlikte hareket etmeye başlayacak. Haftanın yedi günü çalışacak mürettebatın internet ya da telefon erişimi olmayacak. Dış dünyayla kurulacak tek bağlantı, erzak nakliyatı ve ekip değişimi için her 60 günde bir gelecek başka gemi ve hava araçları olacak. Aralık-Şubat arasında görev yapacak ekip, üç ay boyunca güneşi hiç göremeyecek. Uzmanlar, bir yıl sürecek araştırma boyunca tüm gezegeni gelecekte nasıl bir iklimin beklediğini anlamaya çalışacak. Bilim çevrelerine göre Kuzey Kutbu'ndaki buzullar, eridikçe havayı soğutuyor. Kuzey Yarımküre'de soğuyan hava güneye inmeye başlıyor ve aşırı soğuk ve sıcak hava dalgalarına, yıkıcı kasırgalara ve sel felaketlerine yol açıyor. Amerika'nın bu kış Orta Batı kesimlerini pençesi altına alan Kutup Girdabı ve geçen yıl California eyaletinde ormanları kül eden dev yangınlar, bu aşırı hava olaylarına birer örnek.