Amerikalı Kongre üyeleri, Hong Konglu bir insan hakları savunucusunu dinledi. Joshua Wong, Amerikalı Kongre üyelerini, Hong Kong'da insan hakları ve demokrasiyi desteklemeye çağırdı. Wong, Hong Kong'da riskin şimdiye kadar hiç bu denli büyük olmadığını söyledi.
Wong, Kongre'nin Çin Yürütme Komisyonu'nda, Hong Kong'daki gelişmeleri ve Çin'in Hong Kong'da yaşanan siyasi krizdeki rolünü değerlendirmek üzere soruları yanıtladı.
Wong'a oturumda Hong Kong'un önde gelen eylemcilerinden Denise Ho da eşlik etti. Denise Ho, Amerika'nın Pekin'e baskı yapmaması ve Hong Konglular’ın medeni haklarını savunmaya yönelik tasarıyı desteklememesi durumunda Hong Kong'un kendine özgü statüsünün zarar görmesinin Çin'i güçlendireceği uyarısında bulundu.
”Amerika ve müttefikleri özgür, açık ve medeni dünya düzenini korumak istiyorlarsa o zaman korkmaları için çok neden var,” diyen Denise Ho, “Amerikan Kongresi'ni Hong Kong'un yanında durmaya davet ediyor ve her şeyden önce Hong Kong İnsan Hakları Demokrasi Yasası'nı onaylamalarını istiyorum. Bu, yabancı bir ülkenin Hong Kong'a müdahalede bulunması için yapılan bir çağrı değil. Bu bir demokrasi çağrısı, seçme özgürlüğü çağrısı,” şeklinde konuştu.
"Hong Kong düşerse Çin'deki totaliter rejimin kendi kural ve önceliklerini başka ülkelere de dayatması için bir sıçrama tahtası oluşur,” diyen Ho, Çin'in ekonomik güçlerini kullanarak başkalarını komünist değerlere boyun eğdirmeye zorlayabileceğini söyledi.
Wong da tarihçilerin 2019 yılını Hong Kong'un insan hakları arayışında bir dönüm noktası olarak değerlendireceğine şüphe olmadığını söyledi.
Wong, “Umarım tarihçiler Amerikan Kongresi'nden, Hong Konglular'ın, insan haklarının ve demokrasinin yanında yer aldığı için övgüyle söz eder” dedi.
Hong Konglu protestocular uluslararası destek elde etmek için Amerikan Konsolosluğu önünde gösteri yapıyor. Ancak Başkan Trump ve yönetimi, Hong Kong konusundaki suskunluğunu koruyor.
Hong Hong'da hükümetin protestoları tetikleyen suçlu iade yasasını geri çekme sözü vermesine rağmen demokrasi çağrısı yapılan protestolar hala devam ediyor. Protestocular son olarak liderlerini doğrudan seçme talebinde bulunuyor ve polisin hesap verme zorunluluğu olmasını istiyor.
Protestocular, bazı Hong Konglu zanlıların yargılanmak üzere Çin'e gönderilmesini öngören yasa tasarısını, İngiltere'nin 1997 yılında yönetimini Çin'e devrettiği Hong Kong'un özerk statüsünü erozyona uğratacak bir adım olarak görüyor.
Protestoların başladığı Haziran ayından bu yana bin 300'den fazla kişi tutuklandı.
Şiddet dozu giderek artan protestolar, Başkan Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Jinping'in ilave gümrük tarifelerini karşılıklı olarak arttırmasıyla zaten zayıflayan Hong Kong ekonomisine daha çok zarar verdi. Dünyanın iki büyük ekonomisi olan Amerika ve Çin arasındaki ticaret müzakerelerinin Ekim ayında Washington'da yeniden başlaması bekleniyor.
