Türk Eczacıları Birliği ve birliğe bağlı Ankara Eczacı Odası, başkent dahil olmak üzere Türkiye genelinde döviz kuru artışı nedeniyle en az 645 ilaçta sıkıntı yaşandığını açıklayarak, Sağlık Bakanlığı’ndan acilen “ilaç yokluğu uyarı sistemi” oluşturmasını istedi.
İlaç sektörü açısından sosyal güvenlik mekanizması nedeniyle başat alıcı olan devletin 2021 yılı için belirlediği Euro kurunun artık güncel piyasa değerinin çok altında kaldığı Türkiye’de ilaca erişim sıkıntısı gündeme geldi. Kış mevsimi nedeniyle soğuk algınlığı, grip gibi rahatsızlıklar için kullanılmakta olan ilaçların yanı sıra özellikle çocuklara yönelik şurup formundaki antibiyotik ilaçlar piyasada az bulunmaya başladı.
Ecza depoları, kooperatifleri ve eczacılardaki son duruma ilişkin bilgileri derleyen Türk Eczacıları Birliği (TEB), bugün itibariyle en az 645 ilacın hastalara ulaştırılmasında sıkıntı olduğunu açıkladı. TEB, bugünkü açıklamasıyla “Halk sağlığını tehdit eden bu durum karşısında önlem alınmazsa ilaç krizi derinleşecek, bulunamayan ilaç sayısında artış yaşanacaktır. Öte yandan pandemi koşulları göz önüne alındığında bir tek ilacın dahi bulunamaması kabul edilemez bir durumdur” sözleriyle endişesini paylaştı.
TEB’in açıklamasında ilaç sıkıntısına yol açan temel nedenlerden birisi “sabit kur” olarak belirtildi. Devlet adına Sağlık Bakanlığı’nın ilaç fiyatlandırmasında 1 Euro karşılığını 4,57 Türk Lirası olarak kabul ettiği kaydedilerek, piyasada ise Euro kuru 11 Türk Lirası civarında seyrettiği için yabancı ilaç firmalarınca Türkiye’ye ilaç verilmediğini veya yerli ilaç şirketlerince ise yurt dışından hammadde temin edilemediği bildirildi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan TEB Başkanı Erdoğan Çolak da, yazılı açıklamayla vurgulandığı üzere ilaç sıkıntısına yol açan temel nedenlerden birisini “sabit kur” olarak işaret ederek, döviz kuru artışına bağlı her yıl ilaç krizi yaşanmaması için TEB olarak çözüm önerilerini açıkladı. Çolak’ın verdiği bilgiye göre, TEB, Sağlık Bakanlığı’nın acilen eczacılar dahil olmak üzere ilaç sektörüyle ilgili tüm paydaşlar ile birlikte “ilaç yokluğu uyarı sistemi” kurulmasını talep ediyor. TEB’e göre; bunun için ilaç yokluğunu tanımlayacak sınır belirlenmeli ve ilaç kutu sayısı bu sınır altına indiğinde yokluk kabul edileceği ek önlemler alınması gerekiyor.
TEB, Sağlık Bakanlığı ve hükümet cephesinden ilaç sıkıntısını önlemek üzere ilaç kuru ve ilaç fiyat politikaları belirlenirken şeffaf ve katılımcı mekanizma geliştirilmesini, ekonomik gerçeklere uygun fiyatlandırma için belirli aralıklarla güncel ilaç kuru ilan edilmesini ve yerli ilaç politikalarına ağırlık verilmesini istiyor.
AEO: "İlaç takip sistemiyle ilaç saklayanlara ceza mekanizması getirilmeli"
Ankara Eczacı Odası (AEO) adına Yönetim Kurulu üyesi Gökberk Bulmuş, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, her yıl o yılın başında, en geç Şubat ayında sabit kur belirlenmesi kaynaklı olarak Türkiye’de döviz kuru dalgalandığında sıkıntı yaşandığını ifade etti. Şu anda sabit kur ile piyasadaki reel kur arasında çok ciddi şekilde makasın açıldığını belirten Bulmuş, bunun da önce ithal ürünler sonra da hammaddesi ithal yerli ilaçlara erişim sıkıntısı sonucunu doğurduğunu aktardı. Bulmuş, “Genelde şirketlerce piyasaya ilaç verilmemesi veya belli başlı ilaçları ellerinde saklaması şeklinde yılın sonuna doğru biz eczacılar raflara koyacak ilaçları tedarik edememeye başlıyoruz. Eczanemizde rafımızda bulunan bir ürünü sattığımız zaman onun yerine koyacak ilaç bulamıyoruz. Halk sağlığına hizmet açısından sıkıntı yaşıyoruz. Bu nedenle vatandaşlarımız çok mağdur oluyor. Ellerindeki reçetede birden fazla ilacı eczanelere göstererek arayış içerisinde giriyorlar. Birden fazla reçeteyi eczanelere göstererek bulamadıkları ilaçları arıyor haldeler. Şu dönemde en fazla bulamadığımız ilaçlar başta çocuk şurupları, çocuk antibiyotikleri, ağrı kesici - ateş düşürücü şuruplar gibi basit ve temel bir çok ilacı artık bulamaz vaziyetteyiz. Keza diyabet, hipertansiyon gibi kronik rahatsızlığı bulunan hastalarımızın yıl içerisinde belli aralıklarla alması gerekli yıl sonunda kurdaki bu farklılıktan dolayı hiç bulamadığımız ürünler söz konusu. Bu durum maalesef halk sağlığını tehdit etmektedir” diye konuştu.
AEO’nun da kur güncellenmesi gerekliliğini işaret ettiğini kaydeden Bulmuş, ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın 2010 yılından beri “ilaç takip sistemi” ile hali hazırda ilacın üreticiden son kullanıcı hastaya kadar tüm bilgilere sahip olduğunu belirterek, ilaç saklayanlara cezai yaptırım getirilebileceğini açıkladı. Bulmuş, “Biz Sağlık Bakanlığı’ndan üretimden sonra bu ilaçları depolara gönderme ya da depolarda elinde tutan fırsatçıları belirleyerek bir ceza mekanizması ya da bir uyarı mekanizması geliştirilmesi ve bunun bir an önce hayata geçirilmesini talep ediyoruz” dedi.
Mutlaka yerli ilaç sanayii destekleyecek çalışmalar yapılmasını istediklerini de açıklayan Bulmuş, ilaçta Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltması gerektiğini söyledi.
Eczacılar: "Çocuk şurupları, diyabet, hormon ilaçları sıkıntısı yaşanıyor"
VOA Tükçe’nin mikrofon uzattığı başkentteki eczacılar, özellikle yabancı veya yerli çocuk şuruplarında ciddi sıkıntı olduğunu belirterek, ithal ağırlıklı diyabet ilaçlarında da sıkıntı başladığını bildirdi.
Eczacı Rana Çoruh, geçtiğimiz yıl Corona virüsü salgını nedeniyle bazı ilaç üretimlerinde sıkıntı olduğunu belirterek, döviz kurunda artış olduğunda ise hammaddesi nedeniyle yerli ilaç üretimi yapılamadığını söyledi. Çoruh, “Etken madde ithal olduğu için ilaç üretimi döviz kuru arttığında sıkıntıya düşüyor. Döviz kuru ilaç sektörü için sabit tutulmasına karşın piyasada artıyor dolayısıyla yerli şirketler etken madde ithal edemiyor. Yerli ilaçlar bakımından da çocuk şurupları, ateş düşürücüler, gribal enfeksiyonda kullanılanlar, burun damlaları şu anda zorlukla bulunabiliyor. İthal ilaçlardan da şu anda diyabet ilaçları piyasada yok. Vatandaşlar çok kızıyor, bazı eczaneler elinde bir-iki adet kaldığı için dolaşarak ilaçları bulmak için çaba gösteriyorlar. Bu salgın ortamında pek çok eczaneye girmek zorunda kalıyorlar” sözleriyle durumu anlattı.
Eczacı Merve Yüksek de, “Türkiye’de ilaç piyasasında baktığınız zaman yaklaşık olarak yüzde 60’ı dışarıdan ithal edilen ilaçlardan oluşuyor. Yerli üretim ilaçlara baktığınızda ise etken maddelerin yine yurtdışından ithal edilmesi gerekiyor. Çünkü etken madde olarak ülkece biraz zayıf durumdayız. Bu yüzden dövize bağlı kalıyoruz ilaç sektöründe. İlaçlar için belirlenmiş kur ile piyasa arasındaki makas büyüdüğü için de şu anda sıkıntı yaşanıyor. Özellikle son zamanlarda hormon ilaçlarında, insülinlerde, kadın doğum kontrol ilaçlarında sıkıntı var. Çocuk şuruplarında bu durum zaten 3-4 aydır devam ediyor. Fiyatı zaten yüksek olan kanser ilaçlarında bunu sık sık yaşayabiliyoruz. Ama artık en son spesifik ağrı kesici gruplarında ve daha basit soğuk algınlığı ilaçlarında yokluğu yaşamaya başladık. Ve bu durum bizi gerçekten korkutan bir durum haline gelmeye başladı. Vatandaşlar durumu anlıyor, bize pek tepki göstermiyorlar çünkü bizim de de elimizden çok fazla bir şey gelmediğinin farkındalar” ifadesiyle yaşananları aktardı.