EKONOMİ
IMF Küresel Büyüme Tahminini Düşürdü

Uluslararası Para Fonu (IMF) 2014 yılı küresel görünüm tahminini revize etti. Kuruluş Amerika için daha yavaş büyüme öngördü ve yükselen piyasalar konusunda da daha az iyimser tahminde bulundu.
IMF, açıkladığı görünüm raporunda daha önce %3,4 olarak öngördüğü küresel büyümeyi %0,3 oranında düşürdü. Ancak 2015 yılı için daha önce yapılan %4’lük büyüme tahmininde, gelişmiş ülkelerdeki olumlu sinyaller nedeniyle değişikliğe gitmedi.
Uluslararası Para Fonu, petrol fiyatlarında rekor artışlara yol açabilecek jeopolitik karışıklıklar dahil bir dizi risk faktörünün devam ettiğine de işaret etti. Washington merkezli kuruluş, faiz oranları uzun süredir çok düşük seviyede tutulmasına rağmen ekonomik canlanmanın uzun bir süre çok güçlü olmayacağı görüşünü savundu.
IMF’ye göre yılın ilk üç ayında küresel büyüme tahmin edilenden daha fazla oranda yavaşladı bu da 2014 tahminlerinin aşağı çekilmesinde rol oynadı. Amerika’da kötü geçen kış mevsimi ve özel sektör envanterlerinin beklenenden daha yüksek çıkmasının Amerika’yı olumsuz etkilediğine işaret eden IMF, bununla birlikte Amerika’nın, ilk çeyrekten sonra hız aldığına dikkati çekti.
IMF küresel görünüm raporunda dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’de iç tüketimin yavaşladığını ve Rusya’da ekonomik faaliyetlerin önemli ölçüde azaldığını bildirdi.
IMF, yükselen piyasalar için %4,6’lık büyüme öngördü. 2015 yılı için bu oran %5,2 olarak açıklandı.
See all News Updates of the Day
Merkez Bankası’na yedi yılda beşinci başkan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) başkanlığına Amerika Birleşik Devletleri'nde finans alanında çalışmaları bulunan Hafize Gaye Erkan’ı atadı. Görevi devraldığı Şahap Kavcıoğlu ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) başkanlığına getirildi.
Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetimini devralmasının ardından ortodoks ekonomiye dönüş bekleyen piyasalarda ise Kavcıoğlu’nun BDDK başkanlığına getirilmesi soru işaretlerine yol açtı.
Bakan Şimşek göreve geldikten sonraki ilk açıklamasında, “Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeceği kalmamıştır” ifadesini kullanmıştı. Kavcıoğlu ise AKP hükümetinin ‘Yeni Türkiye Modeli’ adı altında uygulamaya koyduğu, Türkiye'de üretim ve ihracatın artması, cari fazla ile büyüme ve sürdürülebilir düşük enflasyon hedefleyen "düşük faiz-yüksek kur” temelindeki politikanın savunucusuydu. Şimdi Şimşek ve Erkan’ın ekonomi yönetiminde ne kadar yetkili olabileceği ve ortodoks politikaları ne ölçüde hayata geçirebileceği tartışılıyor.
VOA Türkçe, Türk ekonomisinin son yedi yılına damga vuran ekonomi politikalarının kilometre taşlarını ve Merkez Bankası yönetimindeki değişiklikleri derledi.
2015: “Yüksek faiz vatana ihanet”
2013 yılındaki hükümet karşıtı Gezi Parkı eylemlerinden faiz lobisini sorumlu tutan dönemin başbakanı Erdoğan, Merkez Bankası’nın Ocak 2014’te politika faizini 5,5 puan artırarak yüzde 10’a yükseltmesiyle faiz karşıtı söylemini sertleştirdi.
Ardından yapılan faiz indirimlerini yeterli bulmayan Erdoğan, 10 Mart 2015’te yüksek faizi ‘vatana ihanet’ olarak nitelendirdi, Merkez Bankası’na yönelik olarak da “Bize karşı bağımsızlık mücadelesi veriyorsun da başka yerlere karşı bağımlılığın mı var?” çıkışında bulundu. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ve ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a da “kendinize çeki düzen verin” sözleriyle seslendi.
28 Ağustos 2015’te Ali Babacan görevini Cevdet Yılmaz’a devretti. 19 Nisan 2016’da ise beş yıllık görev süresini dolduran Başçı’nın yerine TCMB Başkanlığına Murat Çetinkaya getirildi. Başçı, beş yıl görev yapan son TCMB Başkanı oldu.
23 Mayıs 2018: Merkez Bankası’ndan “olağanüstü” faiz arttırımı
23 Mayıs 2018’de Haziran ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde döviz kurundaki ani yükseliş karşısında olağanüstü toplanan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), sert faiz artırımına gitti. Politika faizi yüzde 8’den yüzde 16,5’e çıkartıldı. Ardından 8 Haziran’daki olağan toplantıda faiz bir kez daha arttırılarak yüzde 17,75’e yükseltildi. Kurdaki ani yükseliş ekonomik dengeleri de etkiledi, enflasyon yıllar sonra ilk kez yüzde 20’nin üzerine çıktı. Erdoğan ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ sözleriyle faizin düşürülmesi yönündeki çağrılarını sürdürdü.
Yüzde 52,6 oy alarak Cumhurbaşkanlığını kazanan Erdoğan’ın seçim kampanyasında da “Kardeşinize yetkiyi verin, faizle, kurla nasıl uğraşılır göreceksiniz” söylemi öne çıktı.
9 Temmuz 2018: Şimşek gitti, Albayrak geldi
Seçimlerin ardından Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yürürlüğe girmesiyle Mehmet Şimşek’in başında olduğu Hazine ve Maliye Bakanlığı’na, Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak getirildi. Bu hamleden sonra, TL’nin dolar karşısında giderek değer kaybettiği dönemde Merkez Bankası, faiz arttırma yönündeki beklentileri karşılıksız bıraktı. Faizin sabit tutulmasıyla özellikle yabancı piyasalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomi üzerindeki kontrolünü arttırdığı yorumu yaygınlaştı. TL’nin değer kaybetmesiyle rekabetçi kur sayesinde ihracatın, ithalatı geçeceğini savunan Bakan Albayrak, üretimin sürmesi ve istihdamın azalmaması için faizi artırmadıklarını söyledi. Ancak göreve başlamasının ardından Türkiye'de yükselen enflasyon, değer kaybeden TL, artan hayat pahalılığı ve geçim zorluğu Albayrak’ı, eleştirilerin hedefine koydu. Albayrak’sa ekonomide yaşanan olumsuz gelişmeleri “dış güçlere” bağlayarak “kur saldırısı” olarak nitelendirdi.
Rahip Brunson Krizi’nin patlak vermesiyle 12 Ağustos gecesi Dolar/TL’nin uluslararası piyasalarda 7,20 TL’ye çıkarak rekor kırması, Merkez Bankası’nı sonunda sert faiz arttırımına zorladı. TCMB, Eylül 2018'de politika faizini yüzde 17,75’ten 625 baz puan artışla yüzde 24 seviyesine çekti.
6 Temmuz 2019: “Merkez Bankası başkanını görevden aldık çünkü laf dinlemiyordu”
Cumhurbaşkanı Erdoğan faizleri yüksek tuttuğu gerekçesiyle sıkça eleştirdiği Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’yı görevden aldı. Yardımcısı Murat Uysal bir gece yarısı Cumhurbaşkanı kararıyla yerine atandı. Erdoğan, Çetinkaya’nın görevden alınmasına ilişkin “Merkez Bankası başkanını görevden aldık çünkü laf dinlemiyordu. Yeni arkadaşla devam ettik. Dedik ki faiz oranlarını düşüreceğiz” sözlerini kullandı. Böylece bir yıl sürecek hızlı faiz indirimi süreci de başladı. Uysal, yüzde 24’ten devraldığı faizi 12 ayda 8,25’e kadar indirdi. Türk lirasının çekiciliğini azaltan faiz indirimi sürecine ve 2019 yılında yapılan yerel seçimlerin doları sert yükseltmesine rağmen, dolar 6 TL’nin altında işlem görmeye devam etti. Bu durum, piyasalarda TL’nin değer kaybının durdurulabilmesi amacıyla Merkez Bankası ve kamu bankalarının milyarlarca doları bulan satışlar yaptığı şeklinde yorumlandı.
30 Kasım 2020: Düşük faiz politikasından ‘U dönüşü’
Merkez Bankası ve kamu bankaları Türk lirasının korunması için piyasaya döviz sürmeye devam etti. Merkez Bankası’nın altın ve swap hariç döviz rezervinin hızla eriyerek eksiye düştüğü tartışmaları gündeme geldi. Kuru ve faizi baskılamaya yönelik politikalar döviz mevduatına yönelişi de hızlandırdı.
9 kez üst üste faiz indirimi yapan Merkez Bankası Başkanı Uysal, çift haneden düşmeyen enflasyon karşısında 2020’nin Eylül ayında ilk kez politika faizinde artırımına gitti. Bu adım Türk lirasını destekledi. Ancak Ekim ayında faizin sabit tutularak piyasadaki artış beklentisinin karşılanamaması liradaki değer kazancını tersine çevirdi. 6 Kasım 2020’de 1 dolar 8,58 TL’ye çıkarak yeni rekor kırdı.
8 Kasım’da Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak görevinden istifa ettiğini duyurdu. Yerine Lütfi Elvan atandı. 30 Kasım’da ise Merkez Bankası başkanı Uysal görevden alınarak yerine Merkez Bankası’nı yeniden siyasi etkiden bağımsız hale sokacağı yönünde güçlü mesajlar veren Naci Ağbal atandı. Elvan ve Ağbal’ın göreve gelişi doların ateşini de düşürdü. Ağbal görevi boyunca yüzde 10,25’ten devraldığı faiz oranını beklentilerin de üzerinde arttırarak yüzde 19’a kadar yükseltti.
20 Mart 2021: Ortodoks ekonominin sonu, “Nas”ın başlangıcı
Erdoğan yeni ekonomi yönetimine “Bazı acı ilaçları içmemiz gerektiğinin farkındayız, faiz artırımı kararını bu çerçevede değerlendiriyoruz” sözleriyle destek mesajı verse de bu uzun sürmedi, Naci Ağbal da dört ay sonra görevinden alındı. Böylece 20 ayda Merkez Bankası’nın başındaki isim dördüncü kez değişti. 20 Mart 2021’de yerine eski milletvekili Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu atandı. Ağbal döneminde 7 TL seviyesinin altına düşen dolar kuru piyasaların başkanlık değişimine sert tepki vermesiyle, 8 TL’nin üzerine hızla yükselmeye başladı.
2 Aralık’ta Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan “görevden affını isteyerek” istifa etti. Yerine yardımcısı Nureddin Nebati getirildi. Nebati, Elvan’dan görevi devralırken "Önceliğimiz yüksek faiz değil, yatırım ve istihdam olacak" dedi. Yabancı ekonomi basını görevinden istifa eden Elvan hakkında, “Ortodoks ekonominin son sesi” yorumunda bulundu. Erdoğan ise faiz indirimine devam edileceğini belirterek, "Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim” dedi. Erdoğan’ın açıklamasındaki Nas ifadesi, Allah’ın ve peygamberin sözü anlamını taşıyor.
Kavcıoğlu’nun Merkez Bankası Başkanı olarak atanmasından sonra Erdoğan’ın düşük faiz politikası da tamamen hayata geçmiş oldu. Kavcıoğlu Eylül 2021'de faiz indirimlerine başladı, politika faizi 4 ayda 500 puan düşürülerek yüzde 19'dan yüzde 14'e çekildi.
Faizin bu seviyeye indirilmesiyle 20 Aralık’ta 1 dolar, 18,35 liraya kadar çıktı. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine geçileceğini açıklamasıyla, dolar hızla düşerek, 10,6 liraya kadar geriledi. Vadeli TL hesaplarında eğer döviz fiyatı verilen faizden daha fazla artarsa, aradaki farkın tasarruf sahibine ödenmesini esas alan KKM sistemine ilgi yoğun oldu.
Ekim 2022: Enflasyon 24 yılın zirvesinde, faiz tek hanede
Türkiye yeni yıla başta enerji olmak üzere birçok kalemde büyük zamlarla girdi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlaması ve Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) Mart 2022’de faiz artırımlarına başlaması doların yeniden TL karşısında yükselmesini de beraberinde getirdi. Şubat ayını 14 liranın altında kapatan dolar Mayıs sonunda 16 lirayı geçti. Erdoğan yönetiminin Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’la yeniden yakınlaşması da ülkeye istenen ölçüde döviz akışını sağlamadı. İhracatta kırılan rekorlar, ithalatta kırılan rekorların altında kaldı ve Mayıs ayında 12 aylık cari işlemler açığı 29 milyar 444 milyon dolara yükseldi.
Düşük faiz-yüksek kur politikası uygulayarak ihracatın ithalatı geçmesi ve cari fazla ile büyüme hedefinde başarılı olunamamasının yanı sıra sürdürülebilir düşük enflasyon hedefleri de tutmadı. TL değer kaybetmeye, enflasyon yükselmeye devam etti; ihracat ürünleri ithalata bağlı olan Türkiye’de cari açığı azaltma hedefi de gerçekleşmedi. Birçok merkez bankası enflasyonla mücadeleyi merkeze alıp faiz artırımına giderken Bakan Nebati, 6 Haziran’da “Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Yoksa enflasyonu düşürmek için çok sert tedbirler alabilirdik” dedi.
Merkez Bankası böyle bir ortamda 2022 başından beri sabit tutulan faizi, Ağustos ayı itibariyle düşürmeye yeniden hız verdi. 17 aydır sürekli artan enflasyon, Eylül ayında yıllık yüzde 83,45’e yükseldi. 24 yılın zirvesi olan bu seviye, 1998 yılının Temmuz ayından beri en yüksek enflasyon olarak kayıtlara geçti. Merkez Bankası 2022 yılını faizi yüzde 9’a indirerek tamamlarken dolar kuru da yıl sonuna dek 18,6 TL’ye kadar yükseldi.
7 Haziran 2023: Dolar TL karşısında bir günde yüzde 7 arttı
2023’in Şubat ayında Merkez Bankası faizi 50 baz puan daha indirerek yüzde 8,5’a düşürdü. 24 yılın zirvesini gören enflasyonsa baz etkisi kaynaklı düşüşe geçti. Bu sırada dolar kurunun 18,60-18,80 aralığında sabit kalması, kuru baskılamak için Merkez Bankası tarafından döviz satışına hız verildiği şeklinde yorumlandı. 14 Mayıs’taki cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri öncesinde Merkez Bankası'nın net rezervlerindeki kayıp son 2 ayda 25 milyar dolara ulaştı. Rezervlerin 21 yılın ardından eksiye düşmesi, piyasadaki döviz sıkıntısı ve bankalardan dövizini çekmek isteyen vatandaşlara yaşatılan gecikmeler, seçim sonrası bir kur patlaması ihtimalini gündeme taşıdı.
TCMB'nin net uluslararası rezervleri, 19 Mayıs itibarıyla eksi 0,2 milyar dolar seviyesine geriledi. Swap hariç net rezervler ise 19 Mayıs haftasında eksi 60,3 milyar dolar oldu. Böylece net rezervler Şubat 2002'den buyana ilk defa eksiye geçmiş oldu. Erdoğan seçimler öncesinde Merkez Bankası'nın rezervlerine ilişkin Körfez ülkelerinden gelen destekleyici sıcak paranın devam edeceğine işaret etti.
7 Haziran’daysa döviz kurları hızlı bir yükselişe geçti. Dolar bir günde lira karşısında yüzde 7 değer kazanarak 23 TL’yi aştı. Seçimin ardından değişen ekonomi yönetiminin bundan sonra nasıl yol alacağıysa merak konusu.
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ABD’deki finans kariyerine ilişkin bilinenler

WASHINGTON - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın başına getirilen Hafize Gaye Erkan yeni görevinde bir yandan yüksek enflasyonun kontrol altına alınması diğer yandan da hem içerde hem de dışarda yatırımcı güveninin yeniden tesis edilmesine çalışacak.
Hafize Gaye Erkan Merkez Bankası Başkanlığı görevini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ yaklaşımını uygulayan ve yeni dönemde Bankacılık Düzenleme ve Kurulu’nun (BDDK) başına geçecek olan Şahap Kavcıoğlu’dan devralacak.
43 yaşındaki Hafize Gaye Erkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın başına getirilen ilk kadın. Erkan bu göreve atanmasıyla birlikte, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina gibi kadın merkez bankası başkanları arasına girdi.
Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden mezun olan Hafize Gaye Erkan, Harvard Üniversitesi İşletme Okulu İleri İş İdaresi Programı mezunu, Erkan'ın Princeton Üniversitesi’nden de Operasyon Araştırma ve Finansal Mühendislik alanında doktorası bulunuyor.
Para politikası eğilimi bilinmiyor
Hafize Gaye Erkan 2005 yılında ABD yatırım bankası Goldman Sachs’ta göreve başladı ve 2011 yılında bankanın yönetici direktörlüğü görevine getirildi.
Yaklaşık 10 yıl Goldman Sachs’ta görev yapan Erkan finans kurumlarının üst düzey yönetim ekipleri, sigortacılar ve varlık yöneticileriyle yakın çalıştı.
ABD’de Nisan ayında batan First Republic Bank’te uzun süre görev yapan ve 2021’de ayrılmadan önce bankanın üst düzey yöneticilerinden olan Hafize Gaye Erkan, 2022’de mortgage bankası Greystone’un CEO’su oldu.
Finans piyasalarında genel olarak saygın bir isim olarak görülen Hafize Gaye Erkan, 1 Mart 2022’de merkezi New York’ta bulunan sigorta, risk yönetimi ve strateji hizmeti veren Marsh McLennan şirketinin yönetim kuruluna girdi.
Marsh McLennan Yönetim Kurulu Başkanı Edward Hanway, Hafize Gaye Erkan’ın yönetim kuruluna girmesinin ardından yaptığı açıklamada onun için, “Gaye’nin yatırım, risk yönetimi ve dijital inovasyon alanında kapsamlı tecrübesi bulunuyor” demişti.
Kariyerinin tamamını Türkiye dışında geçiren Hafize Gaye Erkan’ın merkez bankacılığı tecrübesi bulunmuyor. Bu nedenle de para politikası konularında eğilimi net olarak bilinmiyor.
Koç Üniversitesi Ekonomi Profesörü Selva Demiralp, Princeton Üniversitesi eğitimi ve ABD’de bankacılık sektöründeki deneyimi gözönüne alındığında Hafize Gaye Erkan’ın ekonomide genel kabul görmüş olan yani Ortodoks politikalara dönmesini öngörmekle birlikte, merkez bankasının ne kadar bağımsız hareket edebileceği konusunun yatırımcılar açısından da önem taşıdığını vurguluyor.
“Güçlü, zeki ve etkin”
Hafize Gaye Erkan’ın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başkanlığı görevini kabul etmesi daha önce kendisiyle çalışmış olanlar için sürpriz değil.
Erkan’ın bir dönem yönetim kurulu başkanlığını yaptığı kar amacı gütmeyen Partnership for New York City Başkanı Kathryn Wylde, Reuters’a yaptığı değerlendirmede Hafize Gaye Erkan’ın “güçlü, zeki ve etkin” bir isim olarak görüldüğünü tanımlıyor.
Kathryn Wylde, “Kamu politikasıyla ve toplum refahı konularıyla çok ilgilendiğini ifade etmişti. O nedenle kamu hizmetini değerlendirmesi sürpriz değil” diyor.
Wylde Hafize Gaye Erkan’ı, “İtip kakabileceğiniz ya da emir yağdırabileceğiniz birisi değil. Ancak aksi ya da kavgacı olmadan da farklı görüşte olabilir” sözleriyle anlatıyor.
ABD’de batan bankanın üst düzey yöneticisydi
Hafize Gaye Erkan’ın ABD’deki bankacılık kariyerinde tartışmaya yol açan bir dönem de var. Erkan bu yıl Nisan ayında battıktan sonra el konulan ve JPMorgan’a satılan First Republic Bank’in eski CEO’larından.
2014 yılında First Republic şirketine yatırımdan ve riskten sorumlu üst düzey yönetici olarak göreve başlayan Hafize Gaye Erkan, 2017-2021 arasında First Republic’in Başkanı olarak görev yaptı.
Hafize Gaye Erkan LinkedIn profilinde yer alan bilgilere göre 2014 ve 2021 arasında First Republic’te çalıştı; 2019-2021 yılları arasında da şirketin yönetim kurulu üyesiydi.
2021 yılı Haziran ayında bankanın yönetimini devralan Hafize Gaye Erkan aynı yılın Aralık ayında istifa etmiş, istifası yatırımcıları şaşırtmıştı. Banka 2008 krizinden bu yana ABD’de batan en büyük bankaydı.
Hafize Gaye Erkan dahil bankanın yöneticilerine toplu dava açıldı
Merkezi California’nın San Francisco kentinde bulunan bankanın Nisan ayında batmasının ardından, bankada 14 Ocak 2021 ve 14 Mart 2023 arasında hisse satın alan kişiler First Republic Bank’in yöneticilerine ve bankayı denetleyen şirket KPMG’ye toplu dava açtı.
Toplu davanın açıldığı yöneticiler arasında Hafize Gaye Erkan ve şirketin ondan önceki CEO’su James Herbert de var.
Açılan toplu davada banka yöneticilerinin, bankanın büyüme rakamları, bilançosu, likidite pozisyonu gibi konularında hissedarları yanlış yönlendirdiği ve yükselen faiz oranlarının bankanın iş modeli üzerinde yarattığı baskıyı hafife aldığı iddia ediliyor.
Banka açılan toplu dava öncesinde yılın ilk çeyreğinde mevduatlarının yüzde 58’ini kaybettiği, yani toplamda 102 milyar dolarlık kayıp yaşadığını açıklayarak yatırımcıları şaşırtmıştı.
8 Haziran’da Bloomberg’de yer alan bir habere göre de, 14 Ocak 2021 ve 14 Mart 2023 arasında First Republic Bank hissesi satın alan hissedarlar toplu dava konusunda bilgilendirildi ve 23 Haziran’a kadar toplu davaya katılıp katılmayacaklarını bildirmeleri istendi.
Hafize Gaye Erkan’ın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başkanlığına getirilmesi ABD basınında da kapsamlı haberlerle ele alındı. Bu haberlerde de Erkan’ın kariyerindeki First Republic geçmişine yer verildi.
Wall Street Journal gazetesi Türkiye ekonomisinde yeni döneme ilişkin bugünkü haberinde Hafize Gaye Erkan’ın First Republic Bank’te, “bankanın çöküşüne yol açacak stratejinin benimsendiği yıllarda yönetimin bir parçası olduğunu” yazdı.
Resmi belgelere göre Hafize Gaye Erkan First Republic Bank’ten ayrılırken 10 milyon dolar tazminat aldı.
First Republic'ten ayrılışını 11 ay önceki röportajda anlattı
Geçen yıl Haziran ayında emlak ve yatırım bankası Greystone’un CEO’luğu görevine gelen Hafize Gaye Erkan Bloomberg televizyonuna 11 ay önce verdiği röportajda First Republic'ten ayrılma sürecini anlatıyor. Hafize Gaye Erkan röportajda First Republic’ten 'ani ayrılışının' nedeninin sorulması üzerine, “Benim açımdan ani gibi gelmedi. Uzun bir düşünme süreci oldu, zor bir karardı. Başarılı sicilden, yönetimden, First Republic’te kurduğum güven dolu ilişkilerden gurur duyuyorum. Kuruluşun yönetiminde harika sekiz yıl geçirdim. Artık değişiklik yapma zamanı ve bankacılık, özel sermaye yatırımları ve fon yönetimi alanındaki becerilerimi kullanabileceğim bir platformda olabileceğim yeni bir meydan okumanın zamanı gelmişti” yanıtını verdi.
“Greystone’dan finans sektöründe yeni fırsatlara odaklanmak için ayrıldı”
Hafize Gaye Erkan, Greystone şirketinin CEO’luğuna geldikten birkaç ay sonra istifa etti.
Şirketten yapılan açıklamada, Erkan’ın “dostane bir şekilde ayrıldığı ve istifasının finans sektöründe yeni fırsatlara odaklanma kararıyla bağlantılı olduğu” belirtildi.
Merkez Bankası’nın yeni başkanı Gaye Erkan para politikasında nasıl bir yol izleyecek?

Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı olması sonrasında ekonomi yönetimi yeniden şekillenmeye devam ediyor. Hafize Gaye Erkan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 82 yıllık tarihinin ilk kadın başkanı oldu.
Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı’yla TCMB’nin yeni guvernörü olan 41 yaşındaki Erkan, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’ni bitirdikten sonra doktorasını Princeton Üniversitesi’nde tamamlamış bir ekonomist.
Amerika’nın önde gelen yatırım bankası Goldman Sachs’ta profesyonel kariyerine başlayan Erkan, daha sonra First Republic Bank, mücevher şirketi Tiffany & Co, danışmanlık şirketi Marsh McLennan’da görev yaptı.
22 Haziran’da toplanacak Para Politikası Kurulu’nun faiz kararı ne olacak?
Erkan’ın göreve gelmesi sonrası piyasalar, gözünü 22 Haziran’da toplanacak TCMB Para Politikası Kurulu’nun (PPK) alacağı politika faizi kararına çevirdi.
Naci Ağbal’ın politika faizini yedi ay içinde yüzde 8,25’ten yüzde 19’a yükseltmesinin ardından 2021 Mart ayında görevden alınmasıyla yeni guvernör Şahap Kavcıoğlu olmuştu. Kavcıoğlu liderliğindeki PPK, altı ay bekledikten sonra 2021 yılı Eylül ayında başladığı politika faizi indiriminde 2022 Şubat ayında yüzde 8,50’ye kadar geriledi.
25 Mayıs’ta Kavcıoğlu başkanlığında toplanan PPK yayınladığı duyuruda “Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağı beklentilerini yansıtmaktadır. TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir” ifadeleriyle de faiz artışına mesafesini korumuştu.
Prof. Demiralp: “Gaye Hanım para politikasında ne kadar şahin ne kadar güvercindir bilemiyoruz”
Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Selva Demiralp, özellikle son 25 ayda bağımsızlığı konusunda önemli ölçüde yıpranan Merkez Bankası’nın yeniden güvenilirlik sağlaması için bu gücüne tekrar kavuşmasının önemli olduğunun altını çizdi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Demiralp, “Esas önemli olan burada Merkez Bankası’na ne kadar bağımsızlık verileceği ve ne kadar ortodoks politikalara izin verileceği. Bir merkez bankasının başarısı benim gözümde nasıl ölçülür? Öncelikle enflasyonu düşürmek ve faizi arttırmak konusunda hemfikir olmamız lazım. Bu, minimum bir standart. Gaye Hanım’ın aldığı eğitim ve batıda bankacılık sistemine aşina olduğundan hareketle benim kendime göre yaptığım çıkarım ortodoks politikalarda buluşacağımız şeklinde olacak. Bunun tesisi için ne kadar bağımsızlık verilir şu anda bilemiyoruz. Medyada bir yorumunu görmediğimiz için Gaye Hanım para politikasında ne kadar şahindir ne kadar güvercindir o konuda kapalı kutu. Onu bilmiyorum ama şu anda ekonomi politikasında gitmemiz gereken tek bir yön var; o da faiz artışları. Faiz artışı gelir ne kadar şahin olur, onu henüz bilemiyoruz” dedi.
Prof. Demiralp, yeni bakan Şimşek’in “Rasyonel bir zemine dönmekten başka bir seçenek kalmamıştır” diyerek eleştirdiği eski ekonomi modelin uygulayıcılarından Şahap Kavcıoğlu’nun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı olarak görevlendirilmesini ise eski modelin ölmediğinin göstergesi olduğunu ifade etti.
Güldem Atabay: “Kavcıoğlu’nun görevde olması ekonomi politikalarında ‘iki ileri bir geri’ oluşabileceği hissi yaratıyor”
Ekonomist Güldem Atabay da Mehmet Şimşek’in istediği kadrolarla çalışamamasının elini zayıflatacağı düşüncesinde.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Atabay, “Gaye Erkan’ın yeni Merkez Bankası Başkanı olmasından daha önemli bir şey var. Şahap Kavcıoğlu’nun yeni dönemde de kadroda yer alması. Kamu bankalarında eski kadroların devam edeceği yazılıyor.
Mehmet Şimşek istediği kadroyu kurmazsa güven sorunu devam edecektir. Gelecek baharda seçimler var ve belli ki Mehmet Şimşek bir süre aldı. Ancak Kavcıoğlu’nun çok önemli bir görevde olması ekonomi politikalarında iki ileri bir geri bir durumun oluşabileceği hissi yaratıyor. Üstelik Merkez Bankası’nın başına Gaye Hanım’ın gelmesi yetmez. Finansal mühendislik uzmanı isimler PPK’da yer almaya hala devam ediyor’’ dedi.
Atabay, ‘’'Mehmet Şimşek ağırlığını koydu' diyelim resmi enflasyonun dahi yüzde 39 olduğu ülkede faizi yüzde 25-30’a çekti. Benim hesaplarıma göre bu kur seviyesi ile yüzde 60’tan düşük bir enflasyon mümkün değil. Sonrasında yeni bir faiz artışına Erdoğan izin verir mi? Bu duruma müdahale etmez mi?” diye konuştu.
Vatandaş çay zammına tepkili

GAZİANTEP - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 Mayıs'taki Rize mitinginde yaş çay taban fiyatının yapılan yüzde 64’lük zam ile 11 lira 30 kuruşa yükseldiğini duyurdu.
Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) de yaş çay taban fiyatı ve artan maliyetleri göz önünde bulundurarak kuru çaya dün itibariyle yüzde 43 oranında zam yapıldığını bildirdi.
VOA Türkçe, Gaziantep sokaklarında vatandaşların çaya gelen yüzde 43’lük zamla ilgili görüşlerini sordu.
Seçim sonrası birçok üründe zam beklediklerini belirten vatandaşlar, çaydaki zam oranını ise çok yüksek bulduklarını dile getirdiler. Gaziantepliler zam dolayısıyla içtikleri çay miktarını azaltmak zorunda kalacaklarını belirtirken, esnaf ise vatandaş ve zam arasında kaldıklarını ifade etti.
"Bundan sonra ancak su içebiliriz"
Piyasadaki her ürüne gelen zamlara alıştıklarını belirten vatandaşlardan Salih Küçüker, "Seçim bitti artık zamlar tam hız devam edecek. Yarın da akaryakıt zammı bekleniyor. Diyecek bir şey yok, bizim vatandaşımızın bunu hak ettiğini düşünüyorum" dedi.
Alt gelir grubu vatandaşın çay içecek hali kalmadığını belirten Atilla Koldaş ise, bundan sonra ancak su içebileceklerini belirterek, insani ihtiyaçlar da dahil olmak üzere piyasadaki her şeyin pahalı olduğunu belirtti.
"Zamlar karşısında içtiğim çay miktarını düşürmem gerekecek"
Çaya gelen zammı duyunca çok şaşıran Veli Atıcı isimli vatandaş, “Ben günde en az 10 bardak çay içen biriyim, bu zamlar karşısında içtiğim çay miktarını düşürmem gerekecek. Başka türlü dengeleyemeyiz. Dışarı çıkan vatandaşın tek içebileceği içecek çay var zaten, başka bir şey içebilecek parası yok” diye konuştu.
Kuru çaya gelen zammın doğrudan vatandaşın cebine yansıyacağını belirten çay ocağı işletmecisi Ali Kara ise, “Çaya, şekere gelen zam bizi direkt etkiliyor, biz de mecburen bardak çaya zam yapıyoruz. Dolayısıyla vatandaşın cebinden çıkan para miktarı da artmış oluyor. Biz esnaf olarak vatandaş ve zamlar arasında kalarak zorlanıyoruz’’ ifadelerini kullandı.
Ocak 2023'te 1 kilogramlık Rize turist çayının tavsiye edilen perakende satış fiyatı 97,81 TL iken, dün şirketlere gönderilen yeni listede aynı çayın fiyatı 141,54 TL olarak belirlendi. Böylece Rize Turist çayı yüzde 44,7 zamlandı. Çaykur'un tüm kategorilerindeki çaylara yapılan zamların ortalaması ise yüzde 43'e denk geliyor.
Merkez Bankası’nın yeni başkanı: Hafize Gaye Erkan

Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanı olmasının ardından Merkez Bankası yönetimi de değişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla bugün Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığı'na Dr. Hafize Gaye Erkan atandı.
Kararnameyle, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Merkez Bankası Başkanlığı'na kadın bir başkan atanmış oldu.
1982 doğumlu olan Hafize Gaye Erkan, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Eğtimine ABD'de devam eden Erkan, Princeton Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı. ABD'deki en etkin 40 genç sıralamasında birinci olan Hafize Gaye Erkan, çok sayıda finansal kuruluşta üst düzey yöneticilik yaptı.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ise Bankacılık, Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanlığı'na (BDDK) atandı.
Hafize Gaye Erkan kimdir?
İstanbul'da 1982 yılında doğan Hafize Gaye Erkan, İstanbul Erkek Lisesi'nden mezun olmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü 2001'de tamamladı.
Eğitimine ABD'de devam eden Erkan, 2005'te Princeton Üniversitesi'nde yöneylem araştırması ve finans mühendisliği alanında doktora derecesi aldı. Erkan, Harvard Business School'da yönetim bilimleri ve Stanford Üniversitesi'nde liderlik üzerine iki eğitim programını da tamamladı.
Kariyerine 2005 yılında Goldman Sachs'ta başlayan Erkan, burada görev yaptığı 9 yıl boyunca ABD'deki büyük bankalar ile sigorta şirketlerinin yönetim kurulları ve üst düzey yönetim ekiplerine bilanço yönetimi, stres testi ve sermaye planlaması, risk yönetimi, birleşme ve satın alma konularında danışmanlık hizmeti verdi.
First Republic Bank'ta 2014 yılında çalışmaya başlayan Erkan, burada çalıştığı yaklaşık 8 yıl süresince eş icra kurulu başkanı (Co-CEO), başkan, yönetim kurulu üyesi, yatırım direktörü, mevduat direktörü ve risk eş direktörü olarak görev yaptı.
Merkezi ABD'de bulunan mücevher şirketi Tiffany & Co'da 2 yıl yönetim kurulu üyesi olan Hafize Gaye Erkan, 2022'de, Fortune 500'de yer alan küresel finans danışmanlığı şirketi Marsh McLennan'ın yönetim kuruluna katıldı.
San Francisco Business Times'ın 2018'deki araştırmasına göre, Amerika'nın en büyük 100 bankasında başkan veya CEO unvanına sahip 40 yaşın altındaki tek kadın olan Erkan, aynı yıl San Francisco Business Times'ın "40 Yaş Altı 40 Listesi" ile Crain New York Business'ın "40 Yaş Altı 40 Listesi"nde yer aldı.
Hafize Gaye Erkan, 2019 yılında da Crain's'in "Bankacılık ve Finans Sektöründe Önemli Kadınlar Listesi" ile American Banker'ın "İzlenmesi Gereken Kadınlar Listesi"ne girdi.
Bankacılık, yatırım, risk yönetimi, teknoloji ve dijital inovasyon konularında uzmanlığa sahip olan Erkan, Princeton Üniversitesi Yöneylem Araştırması ve Finansal Mühendislik Bölümü Danışma Konseyi'nde de görev yaptı.