Erişilebilirlik

İngiltere’de Brexit Tartışması Bitti mi?


İngiltere Başbakanı Boris Johnson South Benfleet'teki destekçisinin bahçesine "Brexit'i tamamla" yazılı pankartı dikiyor
İngiltere Başbakanı Boris Johnson South Benfleet'teki destekçisinin bahçesine "Brexit'i tamamla" yazılı pankartı dikiyor

2020, Brexit tartışmasının artık yaşanmayacağı bir yıl mı olacak? İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkış serüveni, yapılan referandumdan üç buçuk yıl sonra nihayet tamamlanacak mı? İngiltere ve Avrupa, yeni yılda, siyasi ve ticari ilişkilerin geleceğini belirlemek için müzakerelerin ikinci ve belki de en hassas aşamasına girecek.

Muhafazakar Parti, İngiltere Başbakanı Boris Johnson'la birlikte son genel seçimde 1987'de Margaret Thatcher'dan bu yana en büyük zaferini kazandı. Bu gelişme, İngiltere'nin Ocak 2020 sonunda Avrupa Birliği'nden çıkması ve hükümetin ”Brexit işini bitireceğiz” şeklindeki kilit seçim vaadini yerine getirmesi anlamına geliyor.

Avrupa Birliği'nde kalmaktan yana olan ve 2016'de yapılan referandumu geri çevirecek yeni bir referandum yapmak isteyenler bile bu umutlarının gerçekleşmeyeceğini kabullendi. Muhafazakar Parti'nin Avam Kamarası'nda 80 sandalye farkla çoğunluğu elinde bulundurması, Johnson'ın Brexit tasarısının Parlamento'dan rahatlıkla geçirmesi anlamına geliyor.

Peki 2020, Brexit tartışmasının artık yaşanmayacağı bir yıl mı olacak? İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkış serüveni, yapılan referandumdan üç buçuk yıl sonra nihayet tamamlanacak mı? Uzmanlar, bu soruların yanıtını net olarak veremiyor. İngiltere ve Avrupa, yeni yılda, siyasi ve ticari ilişkilerin geleceğini belirlemek için müzakerelerin ikinci ve hatta belki de daha hassas aşamasına geçiş yapacak. Bu, iki taraf için de büyük riskleri beraberinde getiriyor.

Boris Johnson, 12 Aralık'ta yapılan seçimlerde elde ettiği büyük zaferden sonra yaptığı konuşmada, İngiltere'de dört yıl içinde üçüncü kez yapılan oylamanın İngiliz halkının Avrupa Birliği'nden çıkmak istediği yönündeki ”su götürmez” kararlılığını bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi. Johnson, İngiliz halkının muhalefetteki İşçi Partisi ve merkezde yer alan Liberal Demokratlar'ın desteklediği ikinci bir Brexit referandumu tehdidini de bertaraf etmek istediğini kaydetti.

Ancak Johnson Hükümeti'nin Brüksel'le 2020 sonuna kadar bir ticaret anlaşmasına varıp varamayacağı, ayrı bir konu.

İngiltere, 2020 sonuna kadar geçiş döneminde sayılacak ve Avrupa Birliği'nin pazar ve gümrük birliğine erişimi olacak. İngiltere'nin bu süre zarfında Avrupa Birliği yasalarına, kısıtlamalarına ve ürün standartlarına uyması gerekiyor.

Brexit sonrası geçiş süreci, Londra ve Brüksel arasında yapılacak karşılıklı anlaşmayla uzatılabilir. Ancak Johnson, süreci uzatma talebinde bulunmayacağı konusunda son derece kararlı. Johnson'ın Brexit tasarısına geçiş sürecinin uzatılmasını engelleyen bir madde eklemesiyse Parlamento'daki Avrupa Birliği karşıtı Muhafazakar Parti üyelerini sevindirdi.

Piyasalarda çalkantı yaratan bu hareket, Johnson'ın Muhafazakar Partili selefi Theresa May'in taktiklerini akıllara getiriyor. May, Brexit'in ilk safhasını müzakere ederken bazı kırmızı çizgileri çok erken çekmiş, daha sonraysa bazı tavizler vermek zorunda kalarak otoritesinin erozyona uğramasına neden olmuştu.

Johnson'ın siyasi rakipleriyse süreci uzatma seçeneğini reddetmenin ”sorumsuzluk” olduğu görüşünde. İşçi Partisi'nden Keir Starmer, süreci uzatmayı reddederek Johnson'ın Avrupa Birliği'nden ticaret anlaşması yapılmadan çıkmayı göze aldığını, bunun da insanların işlerini tehlikeye atmak anlamına geldiğini söyledi.

Avrupa Birliği'yle yakın ilişki içinde olmayı tercih eden bazı Muhafazakar Partililer ise bu kararın geri tepmesinden ve Brüksel'le Brexit sonrası anlaşmaya varmayı zorlaştırmasından korkuyor. Brexit destekçileriyse tam da bunu istiyor. Bunun nedeni, anlaşmasız Brexit'in, İngiltere'yi Avrupa Birliği'nin bazı kontrol mekanizmalarına uyum sağlama zorunluluğundan kurtarması.

Johnson, Parlamento üyelerine yaptığı açıklamada, Brexit tasarısına eklediği maddenin, yıllardır süren ”açmaz, gecikme ve ertelemeleri” sona erdireceğini söyledi. Ancak Avrupa Birliği yetkilileri ve Avrupalı liderlere göre bu durum, İngiltere'nin birlikten anlaşmasız çıkması olasılığını arttırıyor.


Avrupalı liderler, Johnson'ın 2020 yılı sonuna kasar ticaret anlaşmasını sonuçlandıracağı şeklindeki hedefin gerçekçi olmadığını, karmaşık müzakere sürecinin son derece zorlu geçeceğini söylüyor. Müzakere edilmesi beklenen meseleler arasında balıkçılık hakları, tüketici ve çevre standartları, mali hizmetler, güvenlik işbirliği, ulaşım ve ürünler var.

Uzmanlar, Johnson'ın Brexit'e yönelik katı yaklaşımının, önümüzdeki birkaç ay içinde Brexit konusunda daha yumuşak bir tavır benimseyenlerin yanında yer almasını umanlara gönderilen siyasi bir sinyal olduğu görüşünde. Avrupa Birliği yanlısı siyasetçiler, Johnson'ın Parlamento'daki çoğunlukla eline geçen avantajın kendi partisi içindeki katı Brexit yanlılarını sindirmesini sağlayacağını öne sürüyordu.

Ancak Muhafazakar Parti içindeki kaynaklar, Johnson’ın, Brüksel’le yapılan görüşmelerin ikinci ayağının kesin bir takvim belirlenmesine odaklanması gerektiği sonucuna vardığını söylüyor. Bunun ne kadar etkili olacağıysa belirsiz. Ticaret anlaşmalarını sonuçlandırmak, normalde uzun yıllar sürüyor. Avrupa Birliği verilerine göre 12 ay içinde anlaşmaya varmak, pek de mümkün görünmüyor.

Zamanında anlaşmaya varılamaması durumunda İngiltere, Dünya Ticaret Örgütü şartları gereği en büyük ticaret ortağı olan Avrupa Birliği’yle ithalat ve ihracatta gümrük tarifelerine, gümrük kontrollerine ve hizmet sektöründe bazı kısıtlayıcı engellere maruz kalacak.

Avrupa Konseyi’nin yeni başkanı Charles Michel, Brüksel’in, İngiltere’nin Avrupa Birliği kurallarına ve ürün standartlarına uymayacağı bir serbest ticaret anlaşmasına razı olmayacağı uyarısında bulundu. Johnson’ın seçim zaferinden sonra “Avrupa bir sonraki aşamaya hazır,” diyen Michel, “Gerçek anlamda eşitliği garanti altına alan bir ticaret anlaşması müzakere edeceğiz,” şeklinde konuştu.


Strasbourg’da konuşan Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise Brexit geçiş süreci için belirlenen Aralık 2020’nin İngiltere ve Avrupa’nın anlaşmaya varabilmesi için geriye çok kısıtlı zaman bıraktığının altını çizdi. Von der Leyen, 2020 sonuna kadar anlaşmaya varılamaması durumunda İngiltere ve Avrupa Birliği’nin bir kez daha uçurumun eşiğine geleceği ve bunun, birliğin çıkarlarına zarar vereceği uyarısında bulundu.

Avrupa Birliği yetkilileri Johnson'ın sandık zaferini memnunlukla karşılasa da ”gelecekteki ilişkilerin mümkün olabildiğince yakın” olmasını umuyor. Yetkililer ayrıca Johnson'ın seçimlerden sonra verdiği ”ortak payda arayışına” ve üç yıldır süren gerilimden sonra siyasete ”yeni ve cömert bir tutumla” yaklaşma sözüne işaret ediyor.

İngiltere Merkez Bankası’na göre anlaşmasız Brexit, İngiliz firmalarının işlerini aksatabilir, hatta İngiltere’yi ekonomik gerilemenin eşiğine sürükleyebilir. Bu da Başbakan Johnson’ın İngiltere’nin köhne kamu hizmetleri ve altyapısına yatırım yapma sözünü yerine getirmesini zora sokabilir. Oysa Johnson’ın kendisine son seçimlerde oy veren işçi sınıfının desteğini elinde tutabilmek için verdiği sözleri yerine getirmesi, kilit önem taşıyor.

STÜDYO VOA

İran’ın İsrail’e saldırması ABD’de nasıl yankılandı? – 15 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG