İran’da rejimin önemli politikacıları arasında bulunan Ayetullah Mahmud Haşimi Şahrudi’nin Almanya’da tedavi görmesi tepkilere neden oldu. Ülkesinde 1999-2009 arasında Adalet Bakanlığı yapan 69 yaşındaki siyasetçinin, beynindeki bir tümör nedeniyle Hannover’de bulunan özel bir kliniğe yattığı ortaya çıktı.
Konuyla ilgili haberleri doğrulayan Federal Dışişleri Bakanlığı, eski bakanın ‘bir kaç hafta önce’ ülkeye giriş yaptığını ve tedavi amacıyla kliniğe yattığını açıkladı. İran yönetiminin Avrupa’daki siyasi temcilcilerinden Ayetullah Rıza Ramazani’nin Şahrudi’nin durumuyla özel olarak ilgilendiği, tedaviyi ise dünyaca tanınmış beyin cerrahı İran’lı Madjid Samii’nin yürüttüğü öğrenildi. Ocak 2017’de yaşamını yitiren Ayetullah Haşimi Rafsancani’den boşalan ‘Düzeninin Yararını Teşhis Konseyi Başkanlığına Devrim Rehberi’ görevine getirilen Şahrudi, İran dini lideri Ali Hamaney’e en yakın isimlerden biri olarak biliniyor. İran uzmanları, Şahrudi’yi Hamaney sonrasında onun yerine geçebilecek isim olarak tanımlıyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün iddialarına göre, Şahrudi Adalet Bakanı olduğu dönemde yüzlerce kişinin idam edilmesinden sorumlu isim. Konuyla ilgili haberlere göre Şahrudi döneminde çocukların da aralarında bulunduğu en az 2 bin kişi idam edildi. Yine küçük yaştaki çocukların da bulunduğu binlerce kişi ise işkenceye tabi tutuldu. İranlı muhalif ve ‘Almanya Eski Müslümanlar Merkez Konseyi‘ başkanı Mina Ahadi, Şahrudi’yi ‘İran rejiminin en tehlikeli isimlerinden biri’ olarak tanımlarken, olayın Alman basınında konu edilmesinden sonra bir grup İranlı Hannover’deki kliniğin önünde toplanarak Şahrudi’nin tedavisini protesto etti.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan insan hakları savunucuları, Şahrudi’nin ‘çocukların idam edilmesine göz yumarak insanlık suçu işlediğini’ belirterek, Alman yasalarına göre gözaltına alınarak, yargılanmasının mümkün olduğunu öne sürdüler. Bu arada Yeşiller Partisi eski Federal Meclis milletvekili Volker Beck, Şahrudi hakkında suç duyurusunda bulundu. Beck, “Almanya’nın insan haklarını çiğneyenlerin sanatoryumu olmasına izin veremeyiz. Eğer hükümet büyük çapta insanı öldüren bir kişinin diplomatik dokunulmazlığını dikkate alırsa büyük hata yapar” şeklinde bir açıklama yaptı. Federal hükümet ise suçlamalarla ilgili yeni bir açıklama yapmadı. Merkel hükümetinin İran’da son haftalarda ekonomik sıkıntılar nedeniyle başlayan ve rejim karşıtı gösterilere dönüşen olaylarla ilgili sessiz kalması da tepki çekmiş, bu tutum iki ülke arasındaki çok yakın ticari ilişkilerle gerekçelendirilmişti.
