Gaziantep’te yakalanan ve IŞİD'in teknoloji işlerinden sorumlu emiri olduğu belirtilen Ebu Musa kod adlı Ersen Çelik’in, örgütle ilgili daha önce duyulmamış bilgiler verdiği ortaya çıktı. Çelik, örgütün Menbiç Köyü'nde Esat rejiminden aldığı uzun menzilli füzeleri bulunduğunu öne sürdü. Çelik, Rakka'nın merkezindeki boş bir fabrikada kimyasal malzemeler bulunduğunu belirterek, aynı yerin yakınındaki bir fabrikada klor gazı bulunduğunu kaydetti.
IŞİD’in hidrojen bombası yapmaya çalıştığını anlatan Çelik, "IŞİD'in elinde Esat rejiminden alınan toplam 71 uçaktan Tabka Havaalanı'nda faal olarak uçuşa hazır 3 savaş uçağı var. Irak'ta yerini bilmediğim bir bölgede 3 adet F-16 savaş uçağı var. Halep'in elektrik santralinde güçlü hidrojen bombası yapılma çalışmaları var. Mühendislerin söylediğine göre hidrojen bombası patlama anında 60 kilometrekarelik alan içindeki canlıları imha gücüne sahipmiş. Türkiye sınırına çok yakın Rai bölgesinde Azeriler’in hazırlamış olduğu, ismini bilmediğim sıvı patlayıcı madde bulunuyor. Türkiye sınır sorumlusu Iraklı Ebu Ali Iraki isimli kişidir. Bunun bilgisi dışında kesinlikle Vali dahi olsa kimsenin geçişine izin verilmez. Buna bağlı Türk olan ve iyi derece Arapça konuşan Ebu Bekir, Abu Ali ve Mardinli Ebu Huzeyfe Kürdi isimli şahıslar sınırdan sorumludur. Türkiye'ye uzun namlulu silah, el bombası, TNT ve Glikon patlayıcı maddesi sokulduğunu biliyorum. Malzemeler 10-20'şer kiloluk çantalar içinde, çoğunlukla Elbeyli üzerinden Türkiye'ye sokuluyor," dedi.
Örgütün Türkiye'de eylem yapmak için kendisinden 10 kişilik canlı bomba timi kurmasını istediğini söyleyen Çelik, "Hastalığımı bahane ederek bu görevi geciktirdim. Canlı bombaların 3 tanesi Halep'teydi. Diğerleri Rakka'dan geldi. Bunların hepsi yabancı uyrukluydu. Eğer Türkiye'ye geçselerdi bu şahısları yakalatacaktım. Türkiye sınırında IŞİD'in kalabalık sınır birlikleri var. Ceyş-ül Hilafe'ye bağlı ölüm timi olarak bilinen militanlar hazır bulunuyor. Türkiye'de eylem yapmak için Menbiç Köyü'nde ağır eğitim alan 25 kişilik timleri bulunuyor. Menbiç Üniversitesi için Rus ve Çeçenler’den oluşan intihar birlikleri var. Bunlar son dönemlerde tamamen Türkiye'ye eylem yapma hazırlığındalar. Ayrıca Halep'e bağlı Rai Kasabası, Rael Köyü, Türkmen Berih Köyü civarı, Bablimün, Menbiç ve Bab'da bombalı eylemler için araç ve havan gibi mühimmatlar hazırlandı. Hazırlanan bu araçlar Türkiye sınırında bulunan Suran Kasabası arkasındaki köylerdeki boş garajlarda bekletiliyor" dedi.
Çelik, Halep'te casus uçak, harekete duyarlı mayın, kameralı silah sistemleri, gece görüş sistemleri ile ilgili bilgileri tek çatı altında toplamak için teknoloji mecmuası kurulduğunu ifade ederek, kendisinin bunun emiri yapıldığını anlattı. İnternet üzerinden İstanbul'dan maket uçak alıp Kobani'de çekim yaptığını anlatan Çelik, 8-9 ay Kobani bölgesindeki silahlı çatışmalarda maket uçak ile görüntü aldığını söyledi. IŞİD’in Türkiye’ye maket uçaklarla saldırı düzenlemek istediğini iddia eden Çelik, “Halep askeri emiri Ebu Yahya, Türkiye içindeki ve sınırdaki askeri hareketliliği maket casus uçak ile görüntüleyip kendisine aktarmak üzere beni görevlendirdi. Çektiğim görüntüleri Türkiye'ye olası bir saldırı öncesi arşiv için kullanacaklardı. Türkiye'ye saldırı yapılacağını bildiğim için kullandığım iki maket casus uçağı bilerek düşürdüm. Ayrıca sınır hattında Suudi Arabistanlı iki şahıs tarafından kullanılan iki casus uçağı tamir bahanesi ile alarak kamera sistemlerini bozdum. Şüphelenip beni teknoloji ve mecmua emirliğinden aldılar. Yerime Ankaralı telefon tamircisi Bülent'i göreve getirdiler. Beni infaz etmek için bahane aramaya ve iftira atmaya başladılar. Bu olaydan sonra Türkiye'ye kaçtım. Maket casus uçakları bozduktan sonra Bülent isimli kişi Ankara'daki akrabalarına iki adet maket casus uçağı sipariş etti. Bu uçakları Kilis'i bombalamak için kullanacaklarını biliyorum. Maket casus uçakların biri yaklaşık 50 kilo, diğeri 17 kilo patlayıcı taşıma kapasitelidir. Bu casus uçakları parça parça Menbiç Köyü'ne getirdiler. Halep'te bu uçakları model olarak kullanıp seri üretime geçmeyi düşünüyorlar" dedi.
Eskişehir’de yaşaması nedeniyle, Eskişehir polisinin Çelik’in ifadeleriyle ilgili yaptığı araştırmada, Çelik'in 2012 yılında Suriye'ye giderek El Nusra Cephesi'ne katıldığını, daha sonra ise buradan ayrılarak IŞİD saflarına geçtiğini belirledi. Araştırmada Ersen Çelik'in 2014 yılı Eylül ayında casus uçak almak için yasadışı yollarla Türkiye'ye geçtiği ve Eskişehir'e giderek 13 yaşındaki kardeşi E.Ç.'yi de alıp İstanbul'a gittiği tespit edildi. Ersen Çelik'in malzeme aldıktan sonra ailesinden habersiz şekilde kardeşini alıp Suriye'ye geçtiğini belirleyen polis, Çelik’in 2015 yılı Ağustos ayında Türkiye'ye döndüğünü tespit etti. Yapılan araştırmanın ardından Terörle Mücadele Daire Başkanlığı'na ve 81 ilin Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazan Eskişehir Emniyet Müdürlüğü, Türkiye'ye geri dönen Ersen Çelik'in terör nitelikli eylem yapabileceğine ilişkin uyarıda bulundu. Hakkında arama kararı çıkarılan Ersen Çelik, 6 Ağustos günü Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'nce yakalandı.
Savcılıkta alınan ifadesinin ardından tutuklama istemiyle Gaziantep 1'nci Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen Çelik sorgusunda suçlamaları kabul etmedi. Çelik, "Askerde termal kamera sorumlusuydum. Patik zekalıyım ve her şeyi çabuk çözüyorum. Termal kamera ile 3 kez karakol baskını önledim. Alt tarafımızda bulunan Görendoruk karakoluna saldırıda 5 askerimiz şehit oldu. Ben de 2012 yılında PKK ile savaşmaya karar verdim. IŞİD'de maket uçakların sorumlusuydum. Uçakların devletime zarar vermemesi için bozuyor, kablolarını kesiyor ve kullanılmaz hale getiriyordum. O uçaklara bomba bağlayıp Kilis ve Gaziantep'e bırakacaklardı. Hatta şu an ellerinde kimyasal silahlar, uzun menzilli füzeler vardır. Bunlar Kilis sınırına getirildi ve bir depoda bekletiliyor. Bunların yerini güvenlik kuvvetlerine bildirmek istiyorum” dedi.
Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklanan Çelik hakkında "terör örgütü üyeliği" suçundan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istemiyle iddianame hazırlandı. Çelik'in Halep ve Kobani bölgesinde maket uçak ile istihbarat faaliyetleri yürüttüğünü belirten savcı, şüphelinin canlı bomba eylemi yapacak örgüt mensuplarını da eğittiğini vurguladı. Şüphelinin örgütün Halep emirinin talimatı ile Türkiye sınırındaki askeri hareketliliği casus uçak ile görüntüleyerek arşiv oluşturduğunu belirten savcı, Çelik'in 2014 yılında İstanbul'a gelerek Beşiktaş'taki bir mağazadan 50 bin dolara sınırda keşif ve bombalama yapmakta kullanılmak üzere iki adet uzaktan kumandalı helikopter aldığını söyledi. Çelik'in örgüt ile ihtilafa düştüğü ve görevinden alındığını kaydeden savcı, şüphelinin bunun üzerine korkup Türkiye'ye döndüğünü belirtti. Ersen Çelik'in halen Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılamasının sürdüğü öğrenildi.
