İSTANBUL - Yüksek Seçim Kurulu üyelerine ‘‘ahmak’’ dediği iddiasıyla İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında duruşma savcısı bugünkü duruşmada sunduğu mütalaasında 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası istedi.
10 Ocak 2022’de yapılan duruşmada, ‘‘Kullanmış olduğum kelimenin muhatabı bizzat İçişleri Bakanı'nın kendisidir. O dönemde 'seçimi iptal edenler' ibaresini kullanmamın nedeni ise siyasi iradenin seçimler üzerindeki baskısını ve baskıcı tavrını ifade etmesi şeklinde kullandım. Dolayısıyla asla YSK'yı veya üyelerini herhangi birisini muhatap olarak böyle bir beyanda bulunmadım’’ diyerek beraatini isteyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Polonya’da olduğu için Çarşamba günkü celseye katılmadı.
Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat’ın ek süre istemesi üzerine hakim duruşmayı erteledi.
Avukat Kemal Polat: ‘‘Eğer ahmak sözü nedeniyle yargılama olacaksa yargılanması gereken Süleyman Soylu’dur’’
Duruşmadan sonra VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Kemal Polat, hiçbir Yüksek Seçim Kurulu üyesinin bu soruşturmayla ilgili şikayetçi olmadığının altını çizdi.
İmamoğlu’nun avukatı, ‘‘Bu davanın hukuken karşılığı yok. Çünkü Ekrem İmamoğlu burada, kendisine ‘ahmak’ diyen İçişleri Bakanı’na sözlerini iade ediyor. Duruşmada da söyledik muhatap kesinlikle Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyeleri değil. Zaten dosyada şikayetçi olan bir YSK üyesi yok. Dönemin YSK Başkanı Sadi Güven de şikayetçi olmadığını söyledi. Şikayetçi olan bir üye varsa duruşmaya gelip beyanda bulunmasını istedik ancak bu da kabul edilmedi. Eğer ahmak kelimesi suçsa o zaman bu kelimeyi kamu görevlisi olan müvekkilimi sarf eden İçişleri Bakanı hakkında da bir soruşturma başlatılması gerekir. Bu söz kaynaklı bir yargılama olacaksa burada yargılanması gereken Süleyman Soylu’dur’’ dedi.
‘‘Davanın mahkumiyetle sonuçlanması böyle bir garabet mümkün değil, olamaz’’
Eğer bir erken seçim olmazsa gelecek yıl yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimleri için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Millet İttifakı’nın üç güçlü potansiyel adayından biri olarak gösterilen Ekrem İmamoğlu bu davadan bir yıldan fazla bir süre hapse mahkum edilirse siyasi yasağa uğraması sözkonusu olacak ama Avukat Kemal Polat, bir vadede beraatle sonuçlanacağından emin olduğunu söyledi.
Polat, ‘‘Böyle bir şey hakkında konuşmak istemiyorum. Çünkü hukuken bu davanın mahkumiyetle sonuçlanması böyle bir garabet mümkün değil, olamaz. Evet, bir yıldan fazla cezalarda bir yasak sözkonusu oluyor. Ama bu mahkemede, olmadı istinafta yine olmadı Yargıtay’da ve Anayasa Mahkemesi’nde adalet tecelli edecektir. Hukukçuların vicdanı vardır. Hiç olmadı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yolu var. Bakın bu yargılamada şikayetçi yok. Eğer siyasi maksatla böyle bir dava sözkonusu oluyorsa millet nezdinde karşılık bulamazlar’’ diye konuştu.
Soylu ve İmamoğlu arasındaki ‘ahmak’ polemiği nasıl başladı?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu 31 Ekim 2019’da Fransa’nın Strazburg kentinde Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin genel kurulunda yaptığı konuşmada HDP’li belediyelere kayyum atanmasını eleştirdi.
İmamoğlu, ‘‘Seçimle gelenin, seçimle gitmediği yerde ne demokrasi olur ne de hukukun üstünlüğü kalır. Vatandaşın seçme ve seçilme hakkını özgürce kullanmasının önüne engeller çıkarmak, demokrasi dışı arayışlar içindeki kesimleri güçlendirmekten başka bir işe de yaramaz. Bazı seçmen kesimlerini, bazı siyasi partileri, bazı seçilmişleri diğerlerinden ayrı tutmak, farklı ölçütler ve farklı kurallar uygulamaya kalkmak asla ve asla kabul edilemez. Belediye başkanlarının görevden alınarak, yerlerine kayyum atanması ve bir kısmının tutuklanması özellikle hukuk devleti ilkesini ihlal etmektedir’’ dedi.
İmamoğlu’nun bu sözlerine Ankara’dan yanıt veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı Avrupa’ya şikayet etmekle suçladı.
Soylu, ‘‘Terörist olmaktan ceza alanları bu ülkenin selameti ve o beldenin selameti için görevden aldığımızda, Avrupa'ya giderek Türkiye'yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Yazıklar olsun, bu milletin sana okuttuğu okula yazıklar olsun. Bu milletin sana verdiği emeğe yazıklar olsun. Birileri eline silah alıp 9 aylık çocuklarımızı, bebeklerimizi şehit edecek, orada Kürt kardeşlerimizin, Arap kardeşlerimizin, Türk kardeşlerimizin sabah dükkanını açmasını engelleyecek, çocukların okula gitmesini engelleyecek, bunun belediye başkanlığını yapacak, sen de Avrupa Birliği'ne Türkiye'yi şikayet edeceksin, yazıklar olsun’’ diye konuştu.
İçişleri Bakanı’nın kendisi hakkında ‘‘ahmak’’ demesi bu kez de Ekrem İmamoğlu’nun tepkisini çekti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, ‘‘Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye. Seviyesine inmeyeceğim bir alan bu. Seçim sürecinde de seviyesine inmeyeceğimi defalarca dile getirmiştim. Bu seviye noktasından söyledikleri ve yaptıkları da zaten belli. 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa'da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır’’ ifadelerini kullandı.
İmamoğlu’nun bu sözleri iddianamenin kabul edilmesiyle 21 Mayıs 2021’de davaya dönüştü.