Erişilebilirlik

Kanser Hastalarına Müjde


Kanser Hastalarına Müjde
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:10:04 0:00

Türk mühendis Selim Olçum ve arkadaşları, hangi ilacın hangi kanser türüne cevap vereceğini bulan bir sistem geliştirdi. Yakında klinik çalışması hayata geçecek olan bu yöntemle hastalar tedavide doğru yönlendirilecek

Günümüzde çare aranan hastalıkların başında geliyor kanser. Bir anlamda çağın vebası olarak adlandırılıyor. Bilim adamları bu hastalığı tedavi etmek için büyük çaba harcıyor. Birbiri ardına yapılan deneyler ve yapılan her klinik çalışma bu hastalığın pençesine düşenlere umut veriyor.

Elektronik mühendisi Selim Olçum da o bilim adamlarından biri. Mühendislik bilgilerini tıp dünyasının hizmetine sunan Olçum’u buna teşvik eden kanser hastalığının çok yaygın olması.

“İlk etapta bilgimin ve çalışma alanımın uzmanlığımın en faydalı olacağı soruları aramaya başladım. Yani bu mutlaka kanser çalışmam lazım gibi bir motivasyonum yoktu ama kanser tabii günümüzün en büyük problemlerinden biri. Eğer benim yeteneğim ya da bilgi birikimim buna faydalı olabilecekse, orada bir soru varsa bana uygun oraya yönlendim. Başka sorular da olabilirdi ama 6-7 sene önce kanseri seçtim. Bu konuda asıl hedef buydu. Benim hem büyükbabam hem babaannem kanserden öldü, ama onlardan motive olarak a benim bunu çözmem lazım gibi bir durum olmadı. Ama her yerde görüyoruz” diyen Selim Olçum, çalışmalarını en iyi teknoloji üniversitelerinden MIT ‘de sürdürürken, daha fonksiyonel teknolojiler yaratmak adına bir şirket kurmuş.

“Kişiselleştirilmiş kanser tedavisi konusunda bir teknoloji geliştirmeye çalışıyoruz. Normalde kişiselleştirilmiş kanser tedavisi dediğimiz zaman, bu bireylerin DNA sekanslarını ve oradaki mutasyonlarla terapilerin eşleşmesi şeklinde oluyor ve çok iyi teknikler var ve mutasyonlar ve ilaçlar çok iyi işlenebiliyor bazı durumlarda fakat çoğu durumda yüzde 90’larda yüksek bir sıklıkla eşlenemiyor fakat bizde çoğu durumda yüzde 90’dan yüksek bir sıklıkla eşlenemiyor. Biz de bir teknoloji geliştirdik, geliştirmeye çalışıyoruz şu anda ve bunu kliniğe sunmaya çalışıyoruz. Bu da hastalardan alınan kanser hücrelerinin çeşitli olası ilaçlara karşı nasıl tepki gösterdiğini ölçen bir mikroçipimiz var. Ölçme dediğim zaman bu tek tek hücreler ağırlığını ilaca karşı nasıl değiştiriyor. Ağırlığı azalıyor mu artıyor mu ve şunu gördük ki eğer ilaç etkili olacaksa öldürecekse o hücreleri, hücrelerin ağırlığı azalmaya başlıyor. Eğer öldürmeyecekse, o hücreler dirençli olacaksa, ağırlığı azalmıyor. Bu farklılığı gözeterek hangi ilaç o hastalığın hücrelerine en etkin onu bulmaya çalışıyorum. Şu anda içinde bulunduğumuz süreçte küçük bir çalışmamız oldu yaklaşık 9-10 hastayla sonuçları olumlu oldu ve dolayısıyla daha bunun kliniğe geçebilmesi için 100 hastalık 150 hastalık büyük panellerde çalışmalar, daha böyle tasarlanmış çalışmalar yapılması gerekiyor. Bu da üniversite bünyesinde yapmaktan ziyade, fon alarak bir şirket bünyesinde yapmak daha uygun oluyor. Burada Harvard’ın hastaneleriyle ortak çalışarak bir klinik çalışma götürüyoruz. Önümüzdeki 2 yıl böyle olacak. Eğer klinik çalışmamızın sonucu olumlu olursa teknolojiyi kliniğe yönlendirmek için devam edeceğiz” diyen Olçum ve ekibinin çalışması zaten zorlu geçen bir süreci daha da zorlaştıracak yanlış ilaç tedavilerinin de önüne geçecek. Klinik çalışmalarının başarıya ulaşması tıp dünyasını bir adım öteye taşıyacak.

İlk adımı ilik kanseri için atan Selim Olçum ve ekibinin önünde uzun bir yol var. Zira dünyada çok sayıda kanser hastası olduğu gibi, çok sayıda da kanser türü var. İşte bu yüzden Selim Olçum, hayatını kanseri teknolojiyle yenmeye adamış.

“Kanser çok karışık bir problem. Bir kere her hastanın kanseri farklı. Her kanser farklı, her hastanın kanseri farklı. Şu anda üzerine gittiğimiz problem ilik kanseri üzerine. İlk hedef o. O çalışırsa o zaman diğer kan kanserlerinde de çalışıyor mu diye bir soru sorabiliriz zaten onunla uğraşıyoruz şu anda. Ya da daha katı tümörler üstüne çalışabiliriz. Bunlar hep giderek zorlaşan durumlar bizim teknolojimiz için. O yüzden biteceğini sanmıyorum bir tanesini çözmekle. Bir ömür boyu bununla uğraşılabileceğini düşünüyorum” diye konuşan Olçum, şimdilik küçük ölçekli bir çalışma yürütmüş ancak hedefinde çok daha geniş kapsamlı çalışmalar var.

Dünyanın en iyi üniversitelerinin bulunduğu Boston’da olmak Selim Olçum için de bir avantaja dönüşmüş. Sevdiği kentte yaşamak, farklı kültür ve coğrafyalardan insanlarla çalışma fırsatı bulmak onu bu denli önemli bir çalışmaya imza atmak için tetiklemiş.

Onun izinden gitmek isteyen gençlereyse iki önemli tavsiyesi var. Çalışmaları ve değişime açık olmaları.

Selim Olçum kariyerini Amerika’da sürdüren birçok akademisyen, bilim adamı ve girişimciden biri. Onu diğerlerinden farklı kılan, bilgi birikimini ve mesleki donanımını diğer alanlardaki uzmanlarla birlikte kullanarak tıp dünyasına katkı sağlaması. Genç yaşında gösterdiği bu başarı onun yakın bir gelecekte dünyanın önemli bilim adamlarından biri olacağının da bir göstergesi.

XS
SM
MD
LG