Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu’ndan Savcı Adem Akıncı’nın hazırladığı 609 sayfalık iddianameyle Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesine ilişkin dava sürecini başlatacak adım Cuma günü atıldı.
Başsavcılık, başta Fethullah Gülen olmak üzere Gülen yapılanmasıyla bağlantılı 28 şüpheliyi suikastla ilişkili olarak yargılamayı talep ederek, “Karlov’un öldürüldüğü sergi etkinliğini de FETÖ’nün planladığını ve bu amaçla çalışıldığını” anlatan iddianameyi mahkemeye sundu. İddianame, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkemenin iddianameyi kabul etmesi durumunda Karlov suikastine ilişkin yargılama süreci başlamış olacak.
Büyükelçi Karlov, 19 Aralık 2016’da fotoğraf sergisi açılışına katıldığı Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş tarafından öldürülmüştü. Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli Altıntaş, sivil kıyafetli olmasına rağmen polis kimliği nedeniyle merkeze herhangi bir güvenlik engeline takılmadan giriş yapmış ve Karlov’u kürsüde konuşması sırasında sırtından vurmuştu. Altıntaş, “Beni buradan ölüm alır” diyerek Karlov’u öldürmesi sonrasında sergiye katılanlara dışarı çıkmalarını söyleyerek kendisi sergi salonunda polis müdahalesini beklemiş ve 15 dakikalık çatışmada öldürülmüştü.
Büyükelçi Karlov, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde başkentte suikast kurbanı olan ilk büyükelçi olmuştu. Olaya ilişkin olarak AKP hükümeti, Fethullah Gülen yapılanmasını sorumlu göstermiş ve Rusya ile ortak soruşturma süreci yürütmeye başlamıştı. Soruşturma sonucunda Başsavcılık iddianamesi de bu yapılanmadaki isimleri içeren şekilde hazırlandı.
Başsavcılık iddianamesinde, “FETÖ”nün casusluk ve istihbarat faaliyetleri de yürütme amacında bir terör örgütlenmesi” olduğu belirtilerek, Karlov cinayeti konusunda “Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilere yönelik provokasyon türünde bir eylem” nitelemesi yapıldı. Bu çerçevede iddianamede cinayet şüphelileri olarak Fethullah Gülen, Abdulsamet Kekeç, Ahmet Kılınçarslan, Ayşe Söğüt, Bilal Dereli, Burak Yusmak, Cemal Karaata, Cengiz Özkan, Doğukan Söylemez, Emrullah Uslu, Hamza Sevinç, Hasan Tunç, Hayreddin Aydınbaş, Hüseyin Kötüce, Kaan Bülbül, Kadir Şamlı, Murat Tokay, Mustafa Timur Özkan, Oğuzhan Öztürk, Ramazan Yücel, Salih Yılmaz, Sefa Kurnaz, Sercan Başar, Şahin Söğüt, Şerif Ali Tekalan, Temel Alsancak, Ufuk Gül ve Vehbi Kürşad Akalın sıralandı. Bu şüpheliler aleyhine “anayasal düzeni ihlal”, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “terör amaçlı tasarlayarak öldürme”, “terör amaçlı kasten öldürmeye teşebbüs” gibi suçlar çerçevesinde ağırlaştırılmış müebbet ve çeşitli hapis cezaları istendi.
Büyükelçi Karlov’un eşi Marina Mihaylovna Karlova ile saldırıda yaralananlar Anıl Değer, Leyla Gündoğan ve Anastas Zimrikaki ise iddianamede müşteki olarak yer aldı.
VOA Türkçe’nin incelediği iddianamede; ilk bölümde Fethullah Gülen yapılanmasının kuruluşu, yapısı, devlet kurumlarındaki varlığı, medya propaganda araçları gibi konularda uzunca değerlendirmeler yapıldı. İkinci bölümde, 2016’daki darbe girişimi ve bu yapılanma kapsamlı şekilde ve diğer davalara detaylı göndermeler yapılarak yazıldı.
Sonraki bölümde, Karlov’u öldüren Mert Altıntaş’ın eğitim-öğretim hayatı ve polis teşkilatına girişi itibariyle “FETÖ örgütüyle bağlantısına ilişkin” tanık ifadeleri sunuldu. Ancak bu bölümde Altıntaş’ın, iddianamedeki şüphelilerle doğrudan telefon görüşmesi yaptığına ilişkin veriler bulunmadığı sadece “baz istasyonu ortaklaşması tespiti” yapıldığı da görüldü. Altıntaş’ın yurtdışı görüşmelerine ilişkin de bazı şüphelilerle bağlantısına göndermeler yapılmakla birlikte “eskort bulma amaçlı” kişilerle irtibat kurduğu bilgisi dikkat çekti. Altıntaş’ın banka hesap hareketleriyle ilgili de çok sayıda “cami yaptırma amaçlı dernek” adı altındaki yapılara para gönderdiği tespiti de yer aldı. Altıntaş’ın kitaplığıyla ilgili de çok sayıda Said Nursi kitabına sahip olduğu bilgisi göze çarptı.
Altıntaş ile ilgili değerlendirme bölümünde, “Terörist Mevlüt Mert Altıntaş'a talimat veren FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün ve bu örgütü yöneten, barındıran, kollayan dış güçlerin eylemin herkes tarafından bilinebilir olmasını ve mümkün olduğu kadar geniş çevrelere yayılmasını istedikleri ve Sayın Büyükelçi Andrey Karlov'un özellikle kameralar önünde hayatını kaybetmesini planlandıkları belirlenmiştir” denildi.
Karlov’un Aralık değil Haziran’da öldürülmesi planlanmış
İddianamede, “polis memuru Altıntaş’ın tetikçi olarak seçilmiş olduğu ve polis olması nedeniyle koruma gibi hareket edebileceği hesaplanarak, Karlov’u öldürmesinin öngörüldüğü” anlatıldı. Karlov’un 19 Aralık 2016 öncesinde 27 Haziran 2016’da öldürülmesi yönünde çalışma yapıldığı da ifade edildi. Buna göre; “Altıntaş, o tarihte AKP Genel Merkezi’nde düzenlenen 9. Geleneksel Büyükelçiler İftar Programı sırasında mekanda koruma polisi olarak hareket edecek ve Karlov’u öldürecekti.” İddianamede sözkonusu tarihte Karlov’un programa katılmaması üzerine suikastın yapılamadığı belirtildi. İddianamede, “FETÖ”nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi öncesinde Türkiye’de kaos ortamı yaratmayı amaçladığı” da ifade edildi.
Altıntaş’ın tetikçiliğine psikolojik açıklama
İddianamede, polis memuru Altıntaş’ın kendi ölümüyle de sonuçlanan suikastı gerçekleştirme görevini neden üstlendiği konusunda da “inanca dayalı örgüt üyeliği psikolojisi” açıklaması yapıldı. İddianamede, “FETÖ/PDY de diğer terör örgütleri gibi bir inanca dayanmaktadır. Fetullahçı Terör Örgütü, üyelerinin uğrunda zorluklarına katlanabildiği, fedakarlıkta bulunduğu, amacına yönelik birşeyler yapabildiği, bir inanç, bir ideoloji sistemidir. FETÖ/PDY üyeleri mutlak itaat ve cennete kavuşacakları saiki ile hareket ederek devlet içinde suikast benzeri hareketlere başvurmuştur” ifadeleriyle örgüt üyeliği psikolojisi açıklandı.
İddianamede ekli olarak Altıntaş’ın güvenlik kamera görüntülerine de yer verildi.