ABD’de savcılar, 6 Ocak’ta eski Başkan Donald Trump’ın destekçileri tarafından Kongre’ye yapılan baskına karışan aşırı sağcı Oath Keepers (Yemin Muhafızları) grubuna bağlı milislerin şiddet eylemlerine karışmayı önceden planladıklarını öne sürdü.
Adalet Bakanlığı, Pazartesi günü savunma avukatlarına Oath Keepers üyelerinin ve bağlantılı oldukları kişilerin Kongre saldırısı sırasında aktif şekilde güç ve şiddet kullanmayı planladıkları yönünde kanıt sunacağını bildirdi.
Mahkemeye sunulan belgelerde kriptolu mesaj uygulaması Signal üzerinden gönderilen mesajların yönetim karşıtı Oath Keepers grubunun kurucusu, eski ordu mensubu ve Yale üniversitesi mezunu avukat Stewart Rhodes gibi kişiler tarafından gönderildiği belirtildi.
Mahkeme belgelerine göre 6 Ocak akşamüstü Rhodes destekçilerine “Kongre’nin güney kanadına, merdivenlere gelin” diye yazdı.
Kısa süre sonra Rhodes’un bir grup konuşmasında Kongre’nin bir fotoğrafını “ABD Kongresi’nin güney kanadı. Yurtseverler kapıları zorluyor” cümlesiyle birlikte paylaştığı iddia ediliyor.
Mahkemeye sunulan belgeler soruşturmayı yürüten yetkililerin Rhodes’ın saldırının başlatılmasında önemli rolü olduğunu düşündüğünü ortaya koyuyor. Konuyla ilgili iddialara yanıt vermeyen Rhodes hakkında 6 Ocak saldırısı nedeniyle suçlama yapılmadı.
Geçen ay bir federal büyük jüri Oath Keepers grubuyla bağlantılı dokuz kişi hakkında Kongre binasına baskın düzenlemeyi planladıkları gerekçesiyle suçlamada bulunmuştu.
Rhodes tarafından gönderildiği belirtilen mesajları açıklayan ABD Adalet Bakanlığı, Oath Keepers üyesi olduğu iddia edilen Thomas Caldwell’in, hakkındaki suçlamalar nihaileşinceye kadar tutuklanabileceğini savunuyor.
Adalet Bakanlığı’na göre, başkente silah getirilmemesi konusundaki yasağa rağmen, Caldwell’in Potomac Nehri üzerinden teknelerle Washington’a ağır silah sokma yollarını araştırdığı ve bu konuda Signal uygulamasındaki tartışmaya karıştığı iddia ediliyor.
Caldwell ise, suçsuz olduğunu savunurken Oath Keeper üyesi olduğu iddialarını da yalanlıyor.
Adalet Bakanlığı mahkemeye sunulan belgelerde Caldwell’in bu Signal’daki tartışmaya katıldığına dair delil olmadığını, ancak soruşturmanın sürdüğünü belirtti.
