Sin Violencia LGBTİ+ adlı sivil toplum örgütünün 10 Latin Amerika ülkesinde yaptığı araştırmaya göre, 2019 ve 2020'de yaklaşık 700 lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks (LGBTİ+) cinayete kurban gitti.
Toplamda 20 ülkeden oluşan Latin Amerika’nın Brezilya, Meksika, Kolombiya ve Peru gibi ülkelerin dahil olduğu 10 ülkesinde yapılan araştırmalar bu ülkelerde 2014 ile 2020 yılları arasında toplamda en az bin 949 kişinin öldürüldüğünü ve LGBTİ+ cinayetlerinin 2015’ten bu yana her yıl arttığını ortaya koyuyor.
Raporda bu ülkelerde 2020 yılında toplamda 370 LGBTİ+ cinayetinin işlendiği; maktullerin 120’sinin eşcinsel, 112’sinin trans kadın ve 52’sinin de biseksüel erkek olduğu belirtiliyor.
LGBTİ+ cinayetlerinde ilk sırayı ise tüm cinayetlerin yüzde 62’sinin yani 233 kişinin öldürüldüğü Kolombiya alıyor. Kolombiya’yı 79 cinayetle Meksika ve 20 cinayetle Honduras izliyor.
LGBTİ+ haklarını savunan sivil toplum örgütü Venezuela Diversa’nın başkanı Yonathan Matheus, bu yıl Venezuela’da çoğu kadın trans olmak üzere en az 10 LGBTİ+ bireyin cinayete kurban gittiğini söyledi.
Latin Amerika ülkelerinin neredeyse hiçbirinde cinsel eğilimi farklı olan kişilere yönelik yapılan saldırıların bir suç olarak tanımlanmamasının, saldırganların da cezalandırılmamasının şiddet eylemlerini ve ölümleri arttırdığına dikkat çeken Matheus, bölge devletlerinin Latin Amerikalı LGBTİ+ kişilerin temel haklarını korumakta yetersiz kaldığını kaydetti.
VOA Türkçe’ye konuşan Matheus, Latin Amerika’da baskın olan Katolik ve Evanjelik Hristiyan inanışa göre, farklı cinsel eğilimde olan bu kişilerin hasta, sapkın, aile kurumunun düşmanı ve çocuklara kötü örnek olarak görülmesinin yanısıra bölgede baskın kültür olan ataerkil yapının, saldırıların en önemli nedenleri olduğunu söyledi.
Cinsel eğilimi farklı kişilerin çoğunlukla, okullardan işyerlerine, mahallelerden mahkeme kapılarına kadar her yerde dışlandığını belirten Matheus “Özellikle trans bireylerde bu durum çok daha ağır yaşanabiliyor. Bizim trans olduğu için hastanelere alınmayan ve tedavisi reddedilen birçok arkadaşımız bulunuyor” dedi.
Bu kişilerin iş bulmasının da neredeyse imkansız olmasından dolayı birçok transın seks çetelerinin kurbanı olduğunu, özellikle 12 ile 18 yaş arasındaki transların cinsel sömürüye maruz kaldıklarını söyleyen Matheus,“Reşit olmayan bu translar adeta bir seks kölesi gibi suçun, uyuşturucunun ve çetelerin hakim olduğu bir dünyanın içine düşüyor. Bu durum herkesin gözü önünde yaşanıyor. Ancak ne insan hakları örgütleri ne de resmi kurumlar bu çetelerin eline düşen çocukları kazanmaya ve onların insan olmalarından dolayı doğuştan gelen haklarını korumaya yönelik herhangi bir şey yapıyor” diye konuştu.
Bu kişilere yönelik nefret suçlarının sona ermesi için toplumun farklılıklarla birlikte yaşamayı öğrenebilmesi için eğitilmesi, dinsel yargıların devlet kurumları ve sosyal yaşam üzerindeki etkisinin kaldırılması gerektiğine işaret eden Venezuela Diversa Başkanı, LGBTİ+ bireyler iş, sağlık, eğitim, barınma gibi haklarından mahrum bırakıldıkça nefret suçlarının devam edeceğine dikkat çekti.