Erişilebilirlik

LGBTİ Bireyler Ardından Kadın Hakları mı Hedefte?


Türkiye Aile Meclisi adıyla örgütlenmiş gruplar, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçilmesini ve aileyi güçlendirme iddiasındaki anayasa değişikliğini teklifini adımını yetersiz bulduklarını açıklayarak, kadın haklarıyla ilgili hukuki düzenlemelerde değişiklik talep ediyor.

İstanbul – Saraçhane’deki “aile mitingi” ile LGBTİ bireyleri hedef alan Türkiye Aile Meclisi, başkentte Hacı Bayram-ı Veli Camii’nden Melike Hatun Camisi’ne yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş ile ilgili Ankaralılara “LGBT sapkınlıklarına dayatmalarına karşı Türk toplumunun temelini teşkil eden aile kurumuna sıkı bir şekilde sahip çıkmak” amacıyla çağrı yapıldı. Bu yürüyüş çerçevesince “aile” kavramı ile kadın ve çocuk ile ilgili temel haklar ve koruyucu önlemlere karşı çıkıldığı gözlendi. İstanbul Sözleşmesi’nin iç hukuktaki yansıması olduğu ileri sürülerek, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un yürürlükten kaldırılması talebi gündeme taşındı. Türkiye Aile Meclisi yapısı içerisinde çoğunlukla ekonomik koşullarındaki zorluklar nedeniyle kadınlarca yararlanılan eşlere tanınmış nafaka hakkı da hedefte.

LGBTİ Bireyler Ardından Kadın Hakları mı Hedefte?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:01:40 0:00

Yürüyüşe ilişkin Ankara Sivil Toplum Platformu (ATSP) Başkanı Mustafa Kır, “İçimizdekiler ve dışımızdakiler tarafından kadınlarımızı şiddete, tacize, tecavüze ve cinayetlere karşı korumak ve kadın haklarını daha ileriye götürmek için imzalanan bir sözleşme olarak takdim edilip sadece İstanbul Sözleşmesi'nin amacını kadına yönelik şiddeti önleme olarak kabul edenlere sesleniyorum. İstanbul Sözleşmesi ilerleyen süreç içerisinde LGBT lobisini güçlendirmeye, toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında eşcinselliği ve cinsiyetsizliği normalleştirmeye, kadim aile yapımızı yıkmaya, inanç, kültür ve medeniyet değerlerimizi yok etmeye, neslimizi kurutmaya, Lut kavminin dönemini yeniden hortlatmaya yönelik, içinde bin bir türlü hainlikleri barındıran çok tehlikeli küresel bir yıkım projesi olduğu anlaşılmıştır” diye konuştu.

Katılımcılar da, aileyi korumak amacıyla Türkiye’de yapılması gerekenler olduğu görüşünü savunarak, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hazırlattığı anayasa değişikliği teklifine destek verdi.

Şiddet için “evlilikteki çeşni” tanımlaması

Türkiye Aile Meclisi Genel Başkanvekili Doç. Dr. Adnan Küçük’ün kaleme aldığı yürüyüşe çağrı yazısında ise, “sadece Anayasa değişikliğinin yapılması yeterli değildir; kanunlarda da ciddi manada değişikliklerin yapılması gerekiyor” diyerek hükümete Ankara’da mesaj vermeyi hedeflediklerini söyledi.

Aile içerisinde kadınlarca mutluluk aranmasını ve birey vurgusu yapılmasını eleştirdiği gözlemlenen Küçük, “İstanbul Sözleşmesi ülkemiz yönünden feshedildiği halde, bu Sözleşmenin iç hukuka yansımaları şeklinde gerek Medeni Kanunda, gerek TCK’da, gerek 6284 Sayılı Kanunda, gerekse sair bazı kanunlarda, aileyi tahribe yönelik işlevler gören çok sayıda hukukî düzenlemeler vardır. Bu düzenlemelerin temelinde, AB üyeliği hayali, Avrupa Konseyi üyeliği ve AİHM içtihatlarının yer aldığı söylenebilir. Bu uluslararası konsorsiyum, belgeler ve içtihatlar, ülkemizi, aileyi tahrip ve yok edecek şekilde esir almış durumdadır” ifadesini kullandı. Boşanmalardaki sosyo-ekonomik pek çok faktörü dikkate almaksızın bencillik yapıldığı için ayrılıklar yaşandığını öne süren Küçük, “İnsanlar bazı kereler tartışırlar, bazı kereler atışırlar, bazı kereler birbirlerine küserler, bazı kereler birbirlerine bağırıp çağırırlar, bazı kereler aralarında değişik dozlarda şiddet vakaları yaşanır, fakat bunların hiçbiri kolay kolay boşanma sebebi olmazdı. Kısacası, evlilikte fırtınalı günler de, iyi günler de vardır. Bu vesileyle, hayat olumlu ve olumsuz olarak niteleyebileceğimiz hadiselerin bir çeşnisidir” sözleriyle şiddeti ise evlilikteki çeşni olarak tanımladı.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG