Libya’da geçici hükümet şekillenirken Batı’da Libya’nın daha katı bir İslam toplumu haline geleceğine ilişkin kaygılar artıyor. Ancak Trablus’ta birçok kişi İslam’ın yalnızca dini ve kültürel bir temel oluşturduğu, modern ve demokratik bir ülke istiyor.
Libya özgürlüğüne kavuştuktan sonra halk önce o anın verdiği heyecana kapıldı. Trablus’ta eski pazar yerindeki kalabalık geleceğe dair büyük umutlar besliyordu.
Bunlardan biri de Amerika’da eğitim görmüş olan mühendislik danışmanı Muhammet El-Cedi. Cedi, şunları söylüyor: “İyimserim. Doğru yolda ilerleyeceğimize ve demokratik bir ülke olacağımıza inanıyorum.”
Pazarda alışveriş yapan herkes heyecanlıydı.
Libyalı bir kadın duygularını şöyle dile getirdi: “Hayatımız boyunca baskı altındaydık, bu günlerin geleceğini hiç beklemiyorduk. Ama sonunda özgürüz. Özgürlüğün tadına varıyor, tadını çıkarıyoruz.”
Bir Libyalı da şöyle konuştu: “Yeni Libya bana mutluluk veriyor. Kapalı kutunun içinde yaşarken devrim oldu, gençler sayesinde özgürlüğümüze kavuştuk. Bu uğurda canını verenlere rahmet olsun.”
Ancak Ulusal Geçici Konsey lideri Mustafa Abdül Celil’in Bağımsızlık Günü’nde yaptığı konuşma Batı’da Libya’nın şeriat devleti haline geleceği, kadın haklarını kısıtlayacağı ve modern hayata sırt çevireceği yolundaki kaygıları arttırdı.
Konuşma, Libya’daki yeni gazetelerden Mermaid, Denizkızı’nın genel yayın yönetmeni Fethi Bin İsa’yı da kaygılandırdı.Bin İsa şu yorumda bulundu: “Devrim, amacına erişinceye kadar sona ermiş sayılmaz. Devrimin amacı demokratik ve laik bir devlet kurmaktı. İlk adım devletin yapısının nasıl olacağını belirleyecek bir referanduma gitmektir.”
Bin İsa, Libya halkının demokrasi ve ılımlılığı seçeceğini düşündüğünü, ancak bunun için oy vermesi gerektiğini söylüyor.
Trablus’un merkez camiinde devrimden sonraki ilk Cuma namazına katılanlar bu görüşü destekliyor.Bir Libyalı şöyle konuşuyor: “Siyasi partilerin örgütlenmeye başladığını görüyorum. Halkın büyük çoğunluğu demokratik bir ülke istiyor. Bence Libya ılımlı bir İslam ülkesi olacak.”
Bir başkası da görüşlerini şöyle dile getiriyor: “Bu noktaya gelebilmek için savaştık. Şimdi de elde ettiğimiz özgürlüğü korumak için siyasi arenada savaşmaya devam etmeliyiz.”
Kimileri Libya’nın bir İslam ülkesi olduğunu açıkça söylüyor ancak ‘liberal’ ve ‘ılımlı’ tanımlamalarını da ekliyor. Yıllardır diktatörlük rejimi altında yaşayan Libya halkı, elde ettiği kişisel hak ve özgürlükleri korumaya kararlı görünüyor.