Johannesburg'un Soweto bölgesinde bulunan bu küçük ev, ülkenin bir döneminin adeta tanığı. Evin tarihi 1945’e kadar gidiyor. Kentin yoksul bölgesinde inşa edilen eve 1946 yılında Güney Afrikalı siyahların efsanevi lideri Nelson Mandela taşındı. Mandela ilk eşi Evelyn Ntoko Mase ile 1957’ye kadar bu evde yaşadı. 1957’de ilk eşinden boşanan Mandela, 1958’de evlendiği ikinci eşi Nomzamo Winifred Madikizela (Winnie) ile aynı evde yaşamaya devam etti.
Ancak Mandela’nın evdeki hayatı çok uzun sürmedi. Apartheid rejimine karşı mücadele veren Mandela, 1961 yılında yeraltına çekilmek zorunda kaldı. Evini terk eden Mandela, yakalanarak ömür boyu hapse mahkum olduğu 1962 yılından sonra evinin yüzünü göremedi. 1990 yılında hapishaneden bırakılan Mandela 11 gün sonra, 29 yıldır görmediği evine geri geldi. Mandela yokken, çocuklarıyla birlikte evde yaşamaya devam eden eşi Winnie defalarca saldırıya uğradı. Güvenlik güçlerinin silahlı baskınlarının izleri hala evin duvarında duruyor. Ev, Mandela ailesinin taşınmasının ardından, 2003 yıllında müzeye dönüştürüldü.
Evin son ziyaretçileri arasında, dünyadaki çatışmaların sonlandırılması üzerine çalışmalar yapan Merkezi Londra’da bulunan Demokratik Gelişim Enstitüsü (DPI) tarafından Johannesburg’da düzenlenen toplantıya Türkiye’den katılan akademisyen, sanatçı, gazeteci ve yazarlar vardı.
Mandela’nın mücadelesinin gelecek nesillere aktarılması amacıyla kurulan müze, Johannesburg’a gelen yabancıların ilk uğrak yerlerinden biri. Avlusunda Mandela’nın bir rölyefi bulunan evin duvarlarında Mandela ve eşinin başından geçenlerin yazılı olduğu tabelalar yer alıyor. Avludaki bir tabelada ise Eşi Winnie’nin hayatının yer aldığı ‘Ulusun annesi’ isimli bir yazı bulunuyor. Evin arka duvarlarında ise, güvenlik kuvvetleri tarafından eve düzenlenen silahlı operasyonlardan kalan mermi delikleri hala yerinde duruyor.
Mandela’nın eşine gönderdiği mektuplar da, evde sergilenenler arasında bulunuyor. Evin arka bahçesinde ise Mandela ailesi için kutsal sayılan bir ağaç göze çarpıyor. Yeni doğan çocuklarının göbek bağlarını bu ağacın altına gömen Mandela ailesi, atalarının ağaçta yaşadığına inanıyor.
Evin bir odasında ise Mandela ve eşinin kullandığı eşyalar sergileniyor. Mandela’nın evde yaşarken kullandığı yatak odası, banyo ve mutfak da aslına uygun halde korunuyor. Evin duvarlarında Mandela’nın fotoğrafları, onunla ilgili yazılar ve aldığı plaket ve ödüller sergileniyor.
Evi ziyaret edenlere gönüllü rehberlik yapan Tebogo Sıwela, dünyanın değişik ülkelerinden insanların müzeye geldiğini söyledi. VOA Türkçe’ye konuşan Sıwela, müzenin turizme katkısına dikkat çekerek, “Turistler burayı çok fazla ziyaret ediyor çünkü Güney Afrika’nın kahramanı Nelson Mandela’yı yakından tanımak istiyorlar. Çok değişik ülkelerden geliyorlar. Avrupa, Asya, Güney Amerika, Kuzey Amerika’dan insanlar gelerek Nelson Mandela’nın tarihine tanıklık etmek istiyor. Ben ona kahraman diyorum. Turizm ülkenin gelişimine katkı sunan en önemli endüstrisidir. Turizm ekonomimiz için çok önemlidir” dedi.
Müze bulunduğu mahallenin ekonomisine de katkı sunuyor. Müzeyi ziyaret edenler, cadde üzerindeki tezgahlardan geleneksel süs eşyaları alabiliyor.