Erişilebilirlik

29 Mart Amerikan Basınından Özetler


29 Mart Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:07 0:00

Washington Post, özel yetkili savcı Robert Mueller'ın 22 ay boyunca yürüttüğü Rusya soruşturmasının en gizemli yanlarından birinin, Başkan Trump'ın Mueller ve ekibi önünde ifade vermeye çağrılmaması olduğunu kaydediyor. Gazete, hukuk uzmanlarına göre Mueller'ın Trump'la yapmış olacağı yüz yüze görüşmenin, Trump'ın yolsuzluk yapmak ya da yargıya müdahale etmek gibi bir niyeti olup olmadığını açığa çıkarmada kilit rol oynamış olabileceğine inandığını yazıyor. Habere göre Anayasa Mahkemesi'nin şimdiye kadar başkanların mahkeme kararıyla ifade vermeye çağrılıp çağrılamayacağına ilişkin herhangi bir kararı bulunmuyor. Ancak gazeteye göre Mueller, Trump'ı ifade vermeye çağırmış olsaydı mahkemeler, başkanların özel yetkili savcılar önünde ifade vermesiyle ilgili olarak gelecek başkanlar için de emsal teşkil edecek bir karara imza atmış olacaktı. Mueller'ın soruşturmayı Trump'ın atadığı Adalet Bakanı Yardımcısı Rod Rosenstein'a bağlı olarak yürütmüş olması da Trump'ın ifadeye çağrılmamış olmasında rol oynayan etkenlerden biriydi. Trump'ın Mueller'a ifade vermesi meselesine ilişkin Adalet Bakanlığı içinde yapılan tartışmalar ve Rosenstein'ın bu konudaki kişisel görüşleriyse gizliliğini koruyor. Gazete, Rusya soruşturmasının başlamasından yaklaşık on ay sonra, yani 2018 Mart'ında Robert Mueller'ın Trump'ın avukatlarıyla yaptığı görüşmede, Başkan'ın kendi rızasıyla ifadeye gelmemesi halinde mahkeme kararı çıkartılabileceğini söylediğini hatırlatıyor. Ancak Mueller'ın sonraki aylarda bu tehdidi hiç gündeme getirmediği dikkati çekiyor. Gazete, avukatlarının, Mueller'la yapılacak olası bir görüşmede Trump'ın yalan ifade vermesinden korktukları için bire bir görüşmeye direndikleri, bu nedenle Trump'ın ifade vermesine gerek kalmaması için Mueller'a birçok belge ve tanık gönderdiklerini yazıyor.

New York Times ise Amerikan ekonomisine ilişkin verilerin, Başkan Trump'ın çizdiği iyimser tabloyla çeliştiğini yazıyor. Gazete, Trump'ın ekonomik büyümenin bu yıl daha da hızlı gerçekleşeceği vaatlerinde bulunduğunu, ancak Başkan'ın en güvendiği konu olan ekonominin beklenen performansı göstermediğine ilişkin sinyaller oluştuğunu bildiriyor. Habere göre Ticaret Bakanlığı, dördüncü çeyrekteki büyümeye ilişkin tahminlerini aşağıya çekti. Merkez Bankası dahil Beyaz Saray dışındaki göstergelerse ekonomik büyümenin yavaşlayacağına işaret ediyor. Ekonomik verilere göre yavaşlama, 2019'un daha ilk çeyreğinde kendini belli etti. İmalatta azalma kaydedilirken istihdamda da yavaşlama olduğu gözleniyor. Amerika'nın en büyük firmalarının yöneticileri, yatırımların, eleman alımlarının ve satışların bu yıl yavaşlayacağını öngörüyor. Beyaz Saray ise yeni dalga vergi kesintileri, bir trilyon dolarlık altyapı planı ve daha fazla finansal serbestlik uygulaması devreye girdiği takdirde, önümüzdeki birkaç yıl için ekonomik büyümenin yüzde 3'ün üzerinde gerçekleşeceğini tahmin ediyor. Gazete, Trump'ın yeniden seçilme şansının ekonomik öngörülerin ne ölçüde doğru çıkacağına bağlı olduğu yorumunda bulunuyor. Eğer ekonomik büyüme hızlanırsa, Trump, 2020 seçimlerine, 1996'da Bill Clinton'dan sonra seçim yarışına en güçlü ekonomi siciliyle girecek ilk başkan olacak. Gazete, öngörülerin gerçekleşmemesi ve Amerikan ekonomisinin daralma, hatta gerilemeye gitmesi durumundaysa Trump'ın yeniden seçilme umutlarının suya düşeceğini kaydediyor.

New York Times bugün ayrıca Amerika'nın yaptırımlarıyla giderek ağırlaşan mali krizin İran'ın militan örgütlere ve Irak, Suriye ve Lübnan'daki nüfuzunu pekiştiren siyasi müttefiklere verdiği desteği sekteye uğrattığını yazıyor. Gazete, İran'ın maaşa bağladığı Suriyeli milislerin artık çok daha az para aldığını, Suriye ekonomisini canlandırma vaadlerinin rafa kaldırıldığını, Hizbullah'a yapılan ödemelerin aksamaya başladığını bildiriyor. Habere göre İran'ın karşı karşıya kaldığı mali kriz, Suriye ve Irak'ta uzun süre devam eden silahlı çatışmaların etkisinin bir uzantısı. Amerikan yaptırımlarını ”bir tür savaş” olarak niteleyen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, kaynakların kurumaya başladığını doğruladı ve para toplama çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğini kaydetti. Trump Yönetimi'yse İran'daki mali dar boğazın, yaptırımların işe yaradığının göstergesi olduğunu kaydediyor. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, geçen hafta Lübnan'a yaptığı ziyaret sırasında, ”İran'a uyguladığımız baskının amacı teröristlere akan fonları kesmek, bu taktik işe yarıyor,” dedi. Ancak uzmanlar, ideolojik açıdan İran'a sadık kalan ve bu ideolojiyi yerel siyaset aracılığıyla yayan bu örgütlerin faaliyetlerini durdurmak için fonlarının daha ne kadar kesilmesi gerektiğini sorguluyor. Gazete, İran'ın Hizbullah'a, Irak ve Suriye'deki Şii milislere, Hamas'a, İslami Cihat'a ve Yemen'deki Huti isyancılarına yaptığı mali yardımı sayılara dökmenin zor olduğunu kaydediyor. Ancak gazete, İran'ın yaptığı ödemeleri, gıda ve konut yardımlarını büyük oranda azaltması, bu gruplara mensup militanların ve ailelerinin İran'ın ideolojisine sırt çevireceği anlamına gelmeyeceğini vurguluyor.

XS
SM
MD
LG