Washington Post, Başkan Trump’ın Japonya’daki temasları sırasında Japonya Başbakanı Şinzo Abe’yle düzenlediği ortak basın toplantısında kendi ulusal güvenlik danışmanı John Bolton ve Japon yetkililerin değerlendirmelerine ters düşerek Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’u savunduğunu yazıyor. Gazete, Trump’ın Kuzey Kore’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal etmediğini, balistik füze denemesi yapmadığını söylediğini bildiriyor. Oysa John Bolton, Cumartesi günü, Kuzey Kore’nin kısa menzilli füze denemesi yaparak Birleşmiş Milletler kararını çiğnediğini dile getirmişti. Habere göre Trump, basın toplantısında, kişisel olarak Kuzey Kore’nin bu ay yaptığı kısa menzilli füze denemesinden rahatsızlık duymadığını söyledi. Kim’in akıllı bir kişi olduğunu söyleyen Trump, Kuzey Kore liderinin ülkesinin yüksek ekonomik potansiyele sahip olduğunu gördüğünü, ancak nükleer silah peşinde koştuğu sürece bu potansiyelin hayata geçirilemeyeceğinin farkında olduğunu kaydetti. Trump’ın Kim Jong Un’la ilgili sözleri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya’nın Amerika seçimlerine müdahale etmediği sözüne inandığı şeklindeki açıklamalarını akıllara getirdi. Gazete ayrıca Trump’ın, Kim Jong Un’un Demokrat Parti başkan aday adaylarından Joe Biden hakkında sarfettiği “düşük IQ’lu kişi” yorumuyla ilgili görüşlerine de yer veriyor. Amerikan başkanlarının geleneksel olarak yabancı ülkelere yaptıkları ziyaretler sırasında siyasi rakipleri ya da partizan politikalar hakkında yorum yapmaktan kaçındıklarını hatırlatan gazete, Trump’ın bunun tam aksine Kim’e Biden’la ilgili sözleri konusunda arka çıktığını bildiriyor.
New York Times ise Başkan Trump’ın iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını geri çevirir nitelikteki hamlelerine yenisini eklediğini bildiriyor. Habere göre Trump, son iki yıldır, selefi Obama’nın çevreyi korumaya yönelik uygulamalarını gevşetti, Amerika’yı Paris İklim Anlaşması’ndan çıkardı, iklim değişikliğinin yıkıcı sonuçlarını göz ardı etti. Trump Yönetimi habere göre son olaraksa Obama döneminde sera etkisi yaratan gazların salınımının azaltılması için federal düzeyde başlatılan en önemli girişimin geri çekilmesini önümüzdeki birkaç ay içinde bitirmeyi planlıyor. Çevre Koruma Dairesi EPA’i “derin devlet” olarak kabul eden Trump, aynı zamanda federal hükümeti iklim değişikliğinin ardında yatan bilimden uzaklaştırmaya çalışıyor. Gazete, bilime yönelik saldırının hükümet çapında olduğunu kaydediyor. Bunun son örneği, Amerikan Jeoloji Dairesi Başkanı eski astronot ve jeolog James Reilly’nin iklim değişikliğinin etkilerine ilişkin bilgisayar modellerinin bu yüzyılın sonuna kadar değil, sadece 2040 yılı sonuna kadar olanlarının değerlendirme altına alınması şeklindeki talimatı. Bilim insanları, iklim değişikliğine ilişkin en kötü senaryoları değerlendirme dışı bırakmanın oluşturacağı iyimser tablonun yanıltıcı olacağı uyarısında bulunuyor.
Wall Street Journal ise Avrupa Parlamentosu seçimlerinden çıkan sonucun Avrupa’daki derin bölünmeyi yansıttığını yazıyor. Habere göre seçim sonuçları, birçok Avrupa ülkesinde yerleşik düzenle ilgili hayal kırıklıklarını ve seçmenler arasındaki kutuplaşmayı ortaya koyuyor. Nihai sonuçların ise oylamanın Avrupa Birliği karşıtı milliyetçi hareketlenmenin kapsamının genişlemediğini göstermesi, Brüksel’i rahatlatmışa benziyor. Seçime katılım açısından son 20 yılın en yüksek oranının elde edildiği seçimler sonucunda Avrupa Parlamentosu’nda Avrupa yanlısı üyelerin çoğunluğu oluşturacağı ise kesinleşti. Gazete, bundan sonra Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu başkanlıklarının belirleneceğini hatırlatıyor.