Kahire meydanlarında gerilim yüksek ve gösterilerin ön cephesinde de foto muhabirleri yer alıyor. Ateş hattında olmanın riski bir yana bu gazeteciler zaman zaman hedef alınıyor.
23 yaşındaki Mustafa Derviş, Mısır’ın El Bedil gazetesi ve Associated Press Ajansı için çalışıyor. En son bir hafta kadar önce Tahrir Meydanı’nda saldırıya uğramış. Derviş saldırının çok sert olmadığını, yalnızca kamerasının bellek kartına el konulduğunu söylüyor.
Derviş birçok meslektaşının saldırıya uğradığını anlatıyor. Saldırılar hem Mursi taraftarları hem de karşıtlarından geliyor. Üstüne üstlük polis de gazetecileri hedef alıyor.
Derviş, meslektaşlarından Muhammet Saad’ın geçtiğimiz hafta başında yaralandığını, saldırganların fotoğraf makinesini çaldıktan sonra Saad’ı sokak ortasında yaralı olarak bıraktıklarını anlatıyor.
Geçtiğimiz ay Gazetecileri Koruma Komitesi adlı örgütün yayınladığı rapor, muhabirlere yönelik saldırılarda artış olduğunu, onlarcasının yaralandığını ve en az iki gazetecinin öldüğünü bildirdi.
Ancak hem yerel hem de uluslararası ajanslara çalışan Mısırlı fotoğrafçılar, gerçek rakamların çok daha yüksek olduğunu söylüyor.
Deneyimli foto muhabiri Nasır Nuri, hem yerel hem de uluslararası basın için çalışmış ve şimdi El Bedil’in baş fotoğraf editörü. Associated Press ve Reuter ajanslarının eski muhabiri Nuri, gazetede 14 fotoğrafçı çalıştığını ve ikisi kadın olan bu muhabirlerin hepsinin son haftalarda ya tacize uğradığını, dövüldüğünü ya da soyulduğunu söylüyor.
Nuri iki taraftaki protestocuların da muhabirleri karşı tarafın ajanı olmakla suçladığını belirtiyor. Polis memurları ise, gazetecilerin kendilerini kötü göstermeye çalıştığını düşünüyor.
Nasır Nuri’ye göre foto muhabirlerini hedef alan şiddetin bir sonucunun da tarafsız haberciliğin zarar görmesi olduğunu belirtiyor, iki tarafın da kendisini haklı çıkaracak görüntüler ortaya koyduğuna dikkat çekiyor.
Nuri, mevcut durumu Suriye’ye benzetiyor. Suriye’de de savaşın başlarında muhalifler, ön cephedeki gazetecileri koruyarak uluslararası alanda sempati toplamıştı.
Ancak durum Mısırlı foto muhabirler için daha karmaşık. Çünkü yerel medya kuruluşları taraf tutuyor. Geçici askeri hükümet de Müslüman Kardeşler de, medyayı şiddeti özendirmekle suçluyor.
Nuri geçici hükümet ve Mursi taraftarları sokaklardaki gösterilere devam ettikçe foto muhabirlerinin arada kalmaya devam edeceğini söylüyor.
23 yaşındaki Mustafa Derviş, Mısır’ın El Bedil gazetesi ve Associated Press Ajansı için çalışıyor. En son bir hafta kadar önce Tahrir Meydanı’nda saldırıya uğramış. Derviş saldırının çok sert olmadığını, yalnızca kamerasının bellek kartına el konulduğunu söylüyor.
Derviş birçok meslektaşının saldırıya uğradığını anlatıyor. Saldırılar hem Mursi taraftarları hem de karşıtlarından geliyor. Üstüne üstlük polis de gazetecileri hedef alıyor.
Derviş, meslektaşlarından Muhammet Saad’ın geçtiğimiz hafta başında yaralandığını, saldırganların fotoğraf makinesini çaldıktan sonra Saad’ı sokak ortasında yaralı olarak bıraktıklarını anlatıyor.
Geçtiğimiz ay Gazetecileri Koruma Komitesi adlı örgütün yayınladığı rapor, muhabirlere yönelik saldırılarda artış olduğunu, onlarcasının yaralandığını ve en az iki gazetecinin öldüğünü bildirdi.
Ancak hem yerel hem de uluslararası ajanslara çalışan Mısırlı fotoğrafçılar, gerçek rakamların çok daha yüksek olduğunu söylüyor.
Deneyimli foto muhabiri Nasır Nuri, hem yerel hem de uluslararası basın için çalışmış ve şimdi El Bedil’in baş fotoğraf editörü. Associated Press ve Reuter ajanslarının eski muhabiri Nuri, gazetede 14 fotoğrafçı çalıştığını ve ikisi kadın olan bu muhabirlerin hepsinin son haftalarda ya tacize uğradığını, dövüldüğünü ya da soyulduğunu söylüyor.
Nuri iki taraftaki protestocuların da muhabirleri karşı tarafın ajanı olmakla suçladığını belirtiyor. Polis memurları ise, gazetecilerin kendilerini kötü göstermeye çalıştığını düşünüyor.
Nasır Nuri’ye göre foto muhabirlerini hedef alan şiddetin bir sonucunun da tarafsız haberciliğin zarar görmesi olduğunu belirtiyor, iki tarafın da kendisini haklı çıkaracak görüntüler ortaya koyduğuna dikkat çekiyor.
Nuri, mevcut durumu Suriye’ye benzetiyor. Suriye’de de savaşın başlarında muhalifler, ön cephedeki gazetecileri koruyarak uluslararası alanda sempati toplamıştı.
Ancak durum Mısırlı foto muhabirler için daha karmaşık. Çünkü yerel medya kuruluşları taraf tutuyor. Geçici askeri hükümet de Müslüman Kardeşler de, medyayı şiddeti özendirmekle suçluyor.
Nuri geçici hükümet ve Mursi taraftarları sokaklardaki gösterilere devam ettikçe foto muhabirlerinin arada kalmaya devam edeceğini söylüyor.
