NATO, geleceğin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kendisini yeniden tanımlıyor. 2011 yılı için bunun en belirgin olacağı yer Afganistan’daki savaş. Amerika’nın Sesi, dünyanın en eski askeri ittifakının geçen yıl geçirdiği aşamaları ve 2011’den beklentileri derledi.
NATO için Kasım ayında Lizbon’da yapılan zirve, önemli olaylardan biriydi. İttifak, siber güvenlik ve füze savunma gibi yeni zorluklarla ilgili stratejik konseptini açıkladı. Ancak belki de NATO’nun en büyük başarısı Rusya’yla ilişkisini yeniden başlatmasıydı. Rusya Cumhurbaşkanı Dimitri Medvedev, zirvede NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’le, Afganistan’da yapılacak işbirliğini konuştu. Rasmussen şunları söyledi: "Rusya, topraklarından daha fazla NATO erzakı geçmesine izin verecek. Afganistan’daki misyonumuzu desteklemesi sayesinde artık askeri malzemeyi de oradan geçirebileceğiz."
Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai de zirveye katılanlardandı. Afganistan NATO’nun en ciddi önceliklerinden. İttifakın ülkede binlerce askeri var ve ülkeyi kurtarmak için yıllar harcandı. Michael Clarke Londra’daki düşünce kuruluşlarından Kraliyet Enstitüsü’nün Direktörü şöyle konuşuyor: "2014-2015 yıllarına kadar Afganistan önemini koruyacak. NATO bir şekilde Batı politikasını uygulamada etkili olmuş gibi görünüyor. Dolayısıyla Afganistan’da olan bitenler başarı hanesine yazılacak."
NATO’nun genişlemesi ve füze savunmasıyla ilgili dair görüş ayarılıkları NATO’nun Rusya ile ilişkisini de zedeledi. Lizbon zirvesinde NATO Rusya’yı füze savunma kalkanına katılmaya çağırdı. Rasmussen iyimserdi: "Tarihte ilk kez NATO ülkeleri ve Rusya, kendilerini savunma konusunda işbirliği yapıyor. Rusya artık sistemin kendisini hedef almadığından emin."
Ancak yıllık konuşmasında Medvedev, ülkesinin füze savunmasında Amerika ve Avrupa’yla eşit bir ortak gibi hissetmemesi halinde yeni bir silahlanma yarışı yaşanacağı uyarısında bulundu. NATO’nun geleneksel askeri rolü, odaklandığı tek nokta değil. Siber güvenlik bir başka kaygı konusu. Michael Clarke değerlendiriyor: "NATO’nun uğraşmak zorunda olduğu konular eskisinden çok fazla. Artık daha atak olunması gerekiyor. Gücün ve kaynakların nereye harcanacağı konusunda daha iyi kararlar alınması şart."
Aralık ayında NATO’nun en büyük üyesi Amerika, Afganistan’daki durumu şöyle değerlendirdi: "Birçok bölgede elde ettiğimiz kazanımlar hala hassas ve her an eskiye dönebilir. Ancak giderek daha fazla bölgeyi Taleban’dan temizlediğimiz konusunda şüphe yok."
Afganistan’da 2011’de bu kazanımların hassasiyetini koruyacağı açık. Militanlarla mücadele sürecek. NATO’nun Afganistan’da çıkış stratejisi ise Afgan güçlerini güvenlik sorumluluğunu ele almak üzere eğitmek olacak.
