Amerikan basını, Başkan Trump’ın dün akşam canlı yayında Amerikan kamuoyuna hitaben Meksika sınırı duvarını savunmak amacıyla yaptığı konuşmayla ilgili haber ve yorumlara geniş yer ayırıyor.
New York Times, “Kriz Oval Ofis’te” başlığını taşıyan başyazısında, Trump’ın bazı tehditleri abarttığını ancak kendi sınır politikalarının yarattığı tehlikeleri göz ardı ettiğini yazıyor. Gazete, Başkan Trump’ın tüm ana televizyon kanallarında yayınlanmasını talep ettiği ilk Oval Ofis konuşmasında kendi elleriyle yarattığı krizle Amerikan kamuoyunda çalkantı yarattığını yazıyor. Başyazı şöyle devam ediyor: “Başkan Trump’ın var olmayan bir ulusal güvenlik kriziyle mücadele etme bahanesiyle uyguladığı politikalar, ortaya bir insanlık krizi çıkardı. Sınırda kitleler halinde gözaltına alınan çaresiz aileler, kapasitesinin sınırına erişen bir sistemi daha da zorluyor. Trump şimdi bu durumun aciliyetini, Amerikan kamuoyunun çoğunun desteklemediği israfa dayalı önlemler almak için gerekçe olarak gösteriyor. Başkan ve etrafındaki destekçileri, güney sınırından içeri suçluların, uyuşturucu ve teröristlerin akın ettiği şeklinde gerçeğe dayalı olmayan verilerle Amerikan kamuoyunu yanına çekmeye çalışıyor. Hükümetin açılmasını isteyen Cumhuriyetçi Kongre üyelerinin desteğini kaybetmekten korkan Trump ulusal acil durum ilan etme tehdidini de gözden geçiriyor. Böyle bir hamle hukuksal sorunları, hatta bir anayasa krizini de beraberinde getirir. Ancak bir yandan da Trump’ın itibarını yitirmeden Kongre’yle duvar ödeneği içermeyen bir fon anlaşması yapmasına olanak tanıyabilir. Kamuoyunun gözü, zor zamanlarda dirayetli liderleri arar, insanlar emniyette olduklarını hissetmek ister. Trump ise demagoji yaparak halkın güvensizlik hissini körüklüyor. Eğer Trump gerçekten sınırı koruma altına almakla ilgilenseydi halen kapalı olan hükümeti bir an önce açıp sınırları korumakla görevli yetkililerin maaşlarını almalarını sağlardı. Ya da Amerika’nın işlevini yitiren göçmenlik sistemini tamir etmek için Kongre üyeleriyle masaya otururdu. Ancak bunların hiçbiri televizyonlarda boy göstermenin yarattığı sansasyona eşdeğer değil.”
Washington Post ise Dan Balz imzalı değerlendirmesinde Meksika sınırına duvar inşa edilmesi konusundaki ısrarını sürdüren Başkan Trump’ın, kaybediyor gibi göründüğü bir mücadelede son bir koza daha başvurduğu yorumunda bulunuyor. Değerlendirmeye göre geçmiş başkanlar, şimdiye kadar Oval Ofis’ten yaptıkları konuşmalarda kamuoyunu ya askeri harekatlar, büyük program ve girişimler konusunda aydınlattı ya da zor zamanlarda halkın acılarını dindirdi, vatandaşları rahatlattı. Ancak Trump, bu önemli makamı, ellerinin arasından kayıp gitmekte olan bir seçim kampanyası vaadini yerine getirebilmek için kriz çıkarma amacıyla kullandı. Dan Balz, her ne kadar ulusal gündemi meşgul etmek konusunda usta olsa da Trump’ın duvar inşasına karşı olan ve hükümetin bir an önce açılmasını talep eden Demokrat Partili muhaliflerinin iradesini kırma ve kamuoyunun duvar konusundaki görüşlerini büyük oranda değiştirme konusunda başarılı olamadığını yazıyor. Yarın sınıra gidecek olan Trump’ın bu ziyareti ulusal acil durum ilan etme öncesinde bir “girizgah” olarak kullanabileceği yorumu yapan Dan Balz, “ulusal acil durum ilanı tehdidi gerçek de olabilir, Trump blöf de yapabilir,” ifadelerini kullanıyor.
Wall Street Journal ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Amerika’nın IŞİD’le mücadelede müttefiki olan Kürtler güçlerin korunması çağrısını reddetmesiyle ilgili habere yer veriyor. Gazete, Başkan Trump’ın Suriye’den çekilme planının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika’nın bölgede savaşan müttefiklerini korumayı reddetmesi üzerine adeta alt üst olduğunu bildiriyor. Habere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Salı günkü parti grup toplantısı konuşmasında Başkan Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un ciddi bir hata yaptığını kaydetti. Gazeyete göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmeyi reddettiği Bolton’un Türkiye’yle Kürtler konusunda anlaşmaya varmayı başaramaması, Amerika’nın Suriye’den çekilme planının süresiz olarak ertelenmesine neden olabilir. Bolton’un bu başarısızlığı ayrıca Trump Yönetimi içindeki çekişmeleri ve zafiyetleri de su yüzüne çıkardı. Habere göre Trump Yönetimi, Başkan Trump’ın Erdoğan’la 23 Aralık’ta yaptığı telefon görüşmesinden sonra Türkiye’yle Kürtler’in korunması konusunda anlaşmaya varıldığı izlenimi altındaydı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün bu talebi reddederek tavrını açıkça ortaya koydu. Erdoğan dün ayrıca Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine saldırı düzenleyerek YPG güçlerine “gereken dersi” verebilecekleri uyarısında bulundu.