Erişilebilirlik

Ödüllü Gazeteciye Ömür Boyu Hapis


Rojhat Doğru
Rojhat Doğru

6-8 Ekim 2014’te çektiği çatışma görüntüleriyle ödül alan kameraman Rojhat Doğru, hakkında açılan ve daha sonra birleştirilen üç davadan ömür boyu ve 12 yıl hapis cezası aldı. Bunlar, son yıllarda bir gazeteciye verilen en ağır ceza oldu.

Diyarbakır’da yaşayan kameraman Rojhat Doğru, yıllarca merkezi Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nde bulunan televizyonlarda kameramanlık yaptı. Doğru’nun adı, 6-8 Ekim tarihlerindeki Kobani olayları sırasında çektiği çatışma görüntüleriyle duyuldu. İki grubun silahlı çatışma anını görüntüleyen Doğru, bu esnada kendisine isabet eden bir kurşunla yaralandı. Yaralı halde görüntüleri çalıştığı büroya yetiştiren Doğru, daha sonra tedavi altına alındı. Doğru, bu görüntülerle, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti tarafından ödüle layık görüldü.

Davayla ilgili VOA Türkçe’ye bilgi veren Doğru’nun avukatı Resul Temur, görüntülere konu olan çatışmada yaralanan bir kişinin şikayeti üzerine Doğru hakkında dava açıldığını söyledi. Şikâyet eden kişi, Doğru’nun kendisine silahla ateş ettiğini iddia etmişti. Dava nedeniyle tutuklanan Doğru, bir süre cezaevinde kaldı. Temur’un verdiği bilgilere göre, Diyarbakır’da yakalanan bir PKK’lının üzerinden Doğru’nun telefon numarasının çıkması, Doğru’nun sosyal medya hesaplarında paylaştığı bazı fotoğraflar ve Hani ilçesinde ele geçen bir belgede, Rojhat isimli birinin adının geçmesi nedeniyle kameraman hakkında bir dava daha açıldı.

Temur, Doğru’nun aynı cezaevinde yattığı kişilere para göndermesinin de başka bir davanın konusu olduğunu söyledi. Temur, şikayetçinin mahkemede verdiği ifadede, Doğru’nun elinde kamera olup olmadığını hatırlamadığı söylediğini belirterek “Kamerayı hatırlamayıp silahı hatırlamasının garip olduğunu söyledik. Ele geçen telefon numarası, kartviziti üzerindeki numara ve 2017 yılında kapatılmış. Büyük olasılıkla çalıştığı kuruma ait bir numara, iletişim niyeti olsa niye kapattığı numarayı versin, kendi numarasını verirdi” dedi.

Üç davanın tek dosyada birleştirildiğini söyleyen Temur, yargılamanın ‘çarpık’ olduğunu savundu. Tanıkların beyanlarının suçlamaların çoğunu çürüttüğünü savunan Temur, “Savcı iki iddianameyi sistem üzerinden incelemiş. Üçüncü iddianame hakkında mütalaa bile hazırlamamış. Tanık dinlendi ama savcı, bu tanığın niye dinlendiğini bile sormadı. Kısacası çarpık yargılamaydı” dedi.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada Doğru “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” suçlamasından müebbet, “kasten öldürmeye teşebbüs” suçlamasından 10 yıl 10 ay, “örgüt propagandası” suçlamasından 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. “Örgüt propagandası” için verilen hapis cezasının hükmünün açıklanmasını geriye bırakan mahkeme, Doğru hakkında yakalama emri çıkarılarak tutuklanmasına karar verdi. Temur, karara itiraz etti.

Rojhat Doğru
Rojhat Doğru

“Üst mahkemenin bozmasını umuyorum”

Doğru’ya ödül veren Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nin Başkanı Mücahit Ceylan, kararın şaşkınlık verici olduğunu söyledi. Kararı VOA Türkçe’ye değerlendiren Ceylan, ”Bir kameramanın bir eliyle çekim yapıp, hem de silah tutması, kullanması işin doğasına aykırıdır. Bu da bilirkişi raporuyla çürütülmüştür. Bu nedenle kendisine verilen ceza, kabul edilir bir ceza değil. Kritik zamanlarda bu bölgede, kendi canını tehlikeye atarak habere ulaşıyor, yaralanıyor ve cezalandırılıyor. Çok şaşırtıcı bir olay, bunu şaşkınlıkla izliyoruz. Kendi hayatını riske atarak haber yapmış, bu faaliyet sonrası kendisine dava açıp cezalandırılması bizi şaşkına çevirdi. Karar üst mahkemeye gidecektir. Elbette üst mahkeme bilirkişinin raporlarını mutlaka dikkate alacaktır. Özellikle Kobani olayları sırasında yaptığı gazetecilik faaliyetlerinin cezalandırılması çok enteresandır. Bu, yüksek mahkemeden mutlaka dönecektir, buna inanıyorum” diye konuştu.

“Gazetecilere verilmiş en ağır ceza”

Haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten ve başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek veren Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Veysel Ok, cezanın son dönemlerde gazetecilere verilmiş en ağır ceza olduğunu savundu. Kararla ilgili VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ok, kararın üst mahkemeden dönebileceğini söyledi. Ok, “Son dönemlerde gördüğüm en ağır ceza bu. Ortada bir cinayet yok, bir bombalama yok, sadece haber takibi var. Buna verilen en ağır ceza. Burada bir öfke var, bir nefret davasına dönüşmüş durumda. Buradaki yargı mensuplarının bu gazeteciye bir nefret ve nefretle kararı dizayn ettiğini görüyoruz. Bunun tabii ki Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri’nden dönme ihtimali var ama nihayetinde yıllarını cezaevinde geçirecek. Çok ciddi bir bedel ödenecek. Bunun hukuki hiçbir tarafı yok. Türkiye'de cinayet işleyenlere dahi bu kadar hapis verilmezken haber yüzünde verilmesinin açıklaması yok. Mahkemenin bu kadar ağır bir ceza vermesine şoke oldum. Umarım Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu hatadan döner” şeklinde konuştu.

Helikopter davasında 5 beraat

Bu arada Van’da iki kişinin helikopterden atıldığı iddialarını haber yaptıktan sonda tutuklanan ve haklarında dava açılan altı gazeteciyle ilgili duruşmada karar verildi. 5 gazeteci, “örgüt üyeliği” suçlamasından beraat ederken, gazeteci Nazan Sala’ya, "örgüt propagandası" yaptığı gerekçesiyle 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

XS
SM
MD
LG