Amerika, ekonomik açıdan hala dünyanın en güçlü ülkelerinden biri. Ama rekabet üstünlüğünü kaybetmeye başladığını gösteren belirtiler var. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü Genel Sekreter Yardımcısı Richard Boucher, Amerika’nın teknoloji ve buluş alanındaki küresel liderliğine ragmen eğitimde geride kaldığını söylüyor.
Boucher: “Amerika, 34 ülke içinde maddi açıdan avantajlı olmayan öğrencilerin eğitimine diğerlerinden daha az para harcayan üç ülkeden biri. Oysa normal olarak bunun tersi yapılır.”
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'ne (OECD) göre bu durum gelir adaletsizliğine yol açıyor. Zenginler daha iyi eğitim görüyor ve sonuçta hayatta daha başarılı oluyorlar.
Örgüt, adaletsizliği arttıran bir başka faktörün vergi yasaları olduğu görüşünde.
Boucher: “Vergi yasalarının bazı maddeleri zenginleri kayırıyor. Bu noktaya, kısmen eşitsizliği kabullenen görüşten kısmen de hükümetin vergi sisteminin tarafsız olması gerektiği görüşünden geldik.”
Belki de bilmeden OECD kendisini ateşli bir siyasi tartışmanın içine attı. Tartışmayı sekreterinden daha az oranda vergi ödediğini söyleyen Amerikalı milyarder Warren Buffet başlatmıştı.
Warren Buffet: “Benim gibi yüksek gelir grubundaki kişilerin daha çok vergi ödemsi gerekir.”
Amerika’da sabit gelir, yatırım gelirinden daha yüksek vergilendiriliyor. Eşitsizlik, Başkan Barack Obama’nın yılda 250 bin doların üzerinde kazanan Amerikalılar’ın daha çok vergi ödemesi önerisinde bulunmasına yol açtı.
Cumhuriyetçiler, vergi arttırma girişimini ülkede iş yaratanlara karşı açılmış bir savaş olarak görüyor. Yıldızı parlayan muhafazakar politikacı Paul Ryan bunlardan biri.
Paul Ryan: “Sınıf savaşı ülkeyi daha da böler. İş yaratanlara saldırıları arttırır ve ekonomiyi büyütmez.”
Başkan Obama bu görüşü paylaşmıyor: “Bir milyonerden, bir muslukçu ile aynı oranda vergi ödemesini istemek beni bir sınıf savaşcısı yapacaksa bunu kabul ederim. Bunu bir şeref madalyası olarak taşırım.”
Vergi konusu seçim yılında ülkeyi daha da bölecek.
Eskiden özel yatırım şirketi sahibi olan Cumhuriyetçi başkan adayı Mitt Romney, 2010 yılında yüzde 14 oranında vergi ödediğini kabul ediyor. Sabit gelirlilerse yüzde 35 oranında vergi ödüyor. Romney hükümet harcamalarında daha çok kesinti ve herkes için daha düşük vergi öneriyor. Bu, Başkan Obama’nın savunduğu politikanın tam tersi: Obama sosyal programlarda daha az kesinti ve daha çok altyapı harcaması yapılmasını ve bunların kısmen zenginlerden alınacak daha çok vergiyle karşılanmasını istiyor.
Boucher: “Amerika, 34 ülke içinde maddi açıdan avantajlı olmayan öğrencilerin eğitimine diğerlerinden daha az para harcayan üç ülkeden biri. Oysa normal olarak bunun tersi yapılır.”
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'ne (OECD) göre bu durum gelir adaletsizliğine yol açıyor. Zenginler daha iyi eğitim görüyor ve sonuçta hayatta daha başarılı oluyorlar.
Örgüt, adaletsizliği arttıran bir başka faktörün vergi yasaları olduğu görüşünde.
Boucher: “Vergi yasalarının bazı maddeleri zenginleri kayırıyor. Bu noktaya, kısmen eşitsizliği kabullenen görüşten kısmen de hükümetin vergi sisteminin tarafsız olması gerektiği görüşünden geldik.”
Belki de bilmeden OECD kendisini ateşli bir siyasi tartışmanın içine attı. Tartışmayı sekreterinden daha az oranda vergi ödediğini söyleyen Amerikalı milyarder Warren Buffet başlatmıştı.
Warren Buffet: “Benim gibi yüksek gelir grubundaki kişilerin daha çok vergi ödemsi gerekir.”
Amerika’da sabit gelir, yatırım gelirinden daha yüksek vergilendiriliyor. Eşitsizlik, Başkan Barack Obama’nın yılda 250 bin doların üzerinde kazanan Amerikalılar’ın daha çok vergi ödemesi önerisinde bulunmasına yol açtı.
Cumhuriyetçiler, vergi arttırma girişimini ülkede iş yaratanlara karşı açılmış bir savaş olarak görüyor. Yıldızı parlayan muhafazakar politikacı Paul Ryan bunlardan biri.
Paul Ryan: “Sınıf savaşı ülkeyi daha da böler. İş yaratanlara saldırıları arttırır ve ekonomiyi büyütmez.”
Başkan Obama bu görüşü paylaşmıyor: “Bir milyonerden, bir muslukçu ile aynı oranda vergi ödemesini istemek beni bir sınıf savaşcısı yapacaksa bunu kabul ederim. Bunu bir şeref madalyası olarak taşırım.”
Vergi konusu seçim yılında ülkeyi daha da bölecek.
Eskiden özel yatırım şirketi sahibi olan Cumhuriyetçi başkan adayı Mitt Romney, 2010 yılında yüzde 14 oranında vergi ödediğini kabul ediyor. Sabit gelirlilerse yüzde 35 oranında vergi ödüyor. Romney hükümet harcamalarında daha çok kesinti ve herkes için daha düşük vergi öneriyor. Bu, Başkan Obama’nın savunduğu politikanın tam tersi: Obama sosyal programlarda daha az kesinti ve daha çok altyapı harcaması yapılmasını ve bunların kısmen zenginlerden alınacak daha çok vergiyle karşılanmasını istiyor.
