Türkiye’de olağanüstü hal (OHAL) koşulları altında çalışma hayatında yaşanan gelişmeleri derleyen DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası, kamu istihdamında 60 bin 611 kişilik azalma olduğunu belirterek, sözleşmeli ve taşeron personel artışına dikkat çekti.
DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nın açıkladığı “Emek Raporu”na göre; OHAL’in başlangıç tarihi 21 Temmuz 2016 ile 29 Nisan 2017 arasında “herhangi bir somut gerekçe ya da kanıt sunulmaksızın, sadece terör örgütüne aidiyeti, iltisakı ya da irtibatı bulunduğu önündeki genel iddialar” ile toplam 104 bin 771 kamu görevlisi ihraç edildi. OHAL kapsamındaki Kanun Hükmünde Kararname (KHK) düzenlemeleriyle haklarında ihraç kararı verilenlerce yapılan itirazlardan ise, 1.389’u sonuç alabildi. Dolayısıyla halen 103 bin 38 kamu personeli hakkında ihraç kararı geçerliliğini koruyor. İhraç edilenlerarasında 5 bin 295 akademisyen bulunuyor.
Maliye Bakanlığı verileri itibariyle kamuda istihdam edilenlerin sayısı, 2016’nın ilk yarısında 3 milyon 622 bin 150 iken; OHAL şartlarındaki yılın ikinci yarısında 60 bin 611 kişi azaldı ve 3 milyon 561 bin 539’a düştü. KHK’larla yapılan ihraçlar ile Maliye’nin verileri arasındaki farklılık ise, emekliye ayrılanlar ve kamuya yeni personel alımlarıyla açıklandı.
OHAL çerçevesinde çalışanlar kamu görevlerinden ihraç edilirken, azalan personel yerine iş güvencesine sahip memur alımı değil sözleşmeli personel alımı gerçekleşti. Örneğin; 2016 yılı Haziran ayında 154 bin 171 olan sözleşmeli personel sayısı 2016 Aralık ayında 26 bin 206 kişi (yüzde 17) artarak 180 bin 377’ye yükseldi.
“Emek Raporu”nda, belediyelerde taşeron şirketlerde çalışan işçi sayısı 309 bin olarak açıklandı. Dolayısıyla belediyelerdeki istihdamın yüzde 73’ü iş güvencesiz şekilde taşeron şirketler aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Belediyelerden ihraç edilen işçi ve memur sayısı ise 2 bin 189 oldu. Belediyelerden ihraç edilen 25 işçi ise görevine iade edildi. Belediyelerle ilgili şirketlerde taşeron işçi çalıştırmada sendikalılara yönelik baskı uygulandığı ve bu şekilde işsiz kalanlar olduğu da belirtildi.
Türkiye Yayıncılar Birliği de geçtiğimiz günlerde ‘Haziran 2016-Haziran 2017 Yayınlama Özgürlüğü Raporu’ ile OHAL’in yayıncılık sektörüne ilişkin bilançosunu açıkladı. Buna göre, 27 Temmuz 2016’da yayınlanan KHK’yla 16 TV kanalı, iki radyo kanalı, 45 gazete ve 15 dergiyle birlikte 29 yayınevi kapatıldı. 29 Ekim 2016’da yayınlanan KHK ile 30 yayınevi hakkında kapatılma kararı verildi.
Aram Yayınevi’nin 72, Tekin Yayınevi’nin 1, Kırmızı Kedi Yayınları’nın ise henüz piyasaya çıkmayan bir kitabı ve mizah dergisi Leman’ın yayınlanmayan ‘darbe özel sayısı’ hakkında toplatma kararı hayata geçirildi.
Ekin Yayıncılık’ın 160 ve Belge Yayınevi’nin ‘bandrolsüz olmaları’ gerekçesiyle 2 bin 200 kitabına el konulduğu duyuruldu.
Bakırköy Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği kararıyla Fethullah Gülen’in 672 kitabı ve elektronik materyali için toplatma kararı verilince halk kütüphanelerindeki 135 bin kitap ‘FETÖ’nün yayınevlerine ait olduğu’ gerekçesiyle raflardan toplandı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 6’ncı ve 8’inci sınıf öğrencilerine dağıttığı Türkçe ders kitaplarını ‘FETÖ propagandası yapıldığı’ gerekçesiyle imha etti.
