Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında Diyarbakır’da yapmak istediği basın açıklaması polis engeline takıldı. Polis izin vermeyince kadınlar polis çemberi içinde açıklama yapmak zorunda kaldı.
KESK’in her yıl kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla bir kentte yaptığı açıklamanın adresi bu yıl Diyarbakır oldu. Basın açıklamasının Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde yapılması planlanıyordu. KESK’in genel merkez ve Diyarbakır’daki yöneticileri, ellerinde pankartla açıklamanın yapılacağı alana geldi. Alanda geniş güvenlik önlemleri alan polis, açıklamanın başka bir yerde yapılmasını istedi. Polis, ticari faaliyetlerin engellendiği gerekçesiyle açıklamaya izin verilmeyeceğini söyledi.
Polis ve grup arasında dakikalarca süren pazarlıklar sonuçsuz kalınca, kadınlar oturma eylemini başlattı. Eylem sırasında polis sık sık ticari faaliyetlerin engellendiği anonsu yaparak, eyleme son verilmesini istedi. Ancak eyleme son vermeyen kadınlar bir süre oturduktan sonra basın açıklamasını okudu. Bu sırada kadınları çembere alan polis, gazetecileri de çemberin dışında çıkardı. Gazeteciler açıklamayı uzaktan takip etmek zorunda kaldı.
Grup adına konuşan KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, cezasızlık politikasının kadına yönelik şiddeti arttırdığını savundu. Koyun, “İstanbul Sözleşmesi'nin bir gece yarısı feshinden sonra şimdi de 6284 sayılı yasa gibi şiddeti önlemede etkili yasal kazanımlar hedef gösterilmekte ve eril yargının cezasızlık politikası kadına yönelik şiddetin artmasına neden olmaktadır. Bu cezasızlıktan güç ve cesaret alan erkekler “gücüm yettiği için hedef aldım" diyebilecek cürette ve biz kadınları akıl almaz yöntemlerle katletmeye devam etmekte” dedi.
Eyleme katılan kadınlar bir süre slogan attıktan sonra dağıldı.
“Kadına yönelik şiddet daha fazla dillendirilmeli”
Basın açıklamasını ardından VOA Türkçe’ye konuşan kadınlar, şiddette karşı mücadele hattı örülmesi gerektiğini vurgulayarak, şiddettin daha fazla dillendirilmesi gerektiğini söyledi.
Eğitim-Sen 1 No’lu Şube Kadın Sekreteri Ezgi Çelik, amaçlarının şiddeti görünür kılmak olduğunu vurgulayarak, “Burada basın açıklaması yaptık çünkü bizim için bu nokta anlamlıdır. Kadınların katledildiği, her akşam arkadaşlarımızın intihar ettiği bir yerdir. Bugün burada bu şiddetli gözler önüne sermek, bu şiddette bir dur demek, kadın mücadele hattı örebilmek adına buradaydık” dedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli de şiddetin son dönemlerde arttığına dikkat çekti. Adıbelli, şiddetin daha fazla dillendirilmesi gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Özellikle Türkiye'de son 20 yıldır kadınlara yönelik şiddetin, baskıların artması, son dönemlerdeki kadın cinayetlerinin artık katliam boyutuna varması nedeniyle, bu konuda yapılması gereken şeylerin yapılmadığını gördüğümüz için buradayız. Bütün kadın platformları olarak daha fazla konuşulması daha fazla dillendirilmesi ve bunun için mücadelenin daha büyütülmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
Açıklamaya katılan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kaplan Yeşil de, son zamanlarda artan şiddete dikkat çekti. Kaplan Yeşil, kadına yönelik şiddetin artması nedeniyle hükümeti suçlayarak, “Aynı zorba ve diktatör zihniyet bugün Türkiye'de kadınların yaşamına daha fazla kasteden, kadınların yaşamını ve geleceğini korumak yerine onlara kastedenleri ödüllendiren bir anlayış, AKP iktidarı zihniyetine vücut bulmuştur. İstanbul Sözleşmesi'nin feshini başka bir şekilde açıklamak mümkün değil. Onlarca kadın cinayetinde, hunharca katledilen kadınların açık ve aleni deliller olmasına rağmen, erkeklerin ceza ve iyi hal indirimlerinin uygulamasını başka bir zihniyetle açıklamamız mümkün değil” şeklinde konuştu.
