Demokrat Parti başkan aday adayları arasında üç eyalette yapılan önseçimlerin tamamını Vermont Senatörü Bernie Sanders kazandı.
Sanders’ın Washington, Alaska ve Hawaii eyaletlerindeki önseçimlerde oyların yüzde 70'ini aldığı belirtiliyor.
Ulusal ortalamada eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un gerisinde seyreden Sanders, Wisconsin’de seçmenlerine yaptığı konuşmada, önseçimler Batı eyaletlerine kaydıkça desteğinin artmasını beklediğini söyledi.
Demokratik sosyalist bir aday olduğunu vurgulayan Sanders, Demokrat Partili seçmenler arasında genç kesimin tercihi. Siyasi uzmanlar da, Cumartesi üç eyalette el kaldırma yöntemiyle yapılan önseçimlerin daha fazla Sanders destekçisi faal liberal Demokratları cezbedeceği görüşünde birleşiyor.
Bernie Sanders, önseçim yarışının üçüncü ayı tamamlanırken Clinton’un yaklaşık 300 delege gerisinde bulunuyor. Buna rağmen yarışı bırakmayan 72 yaşındaki Sanders, Clinton karşısında güçlü rakip konumunu yitirmek istemiyor.
Hillary Clinton’un Demokrat Parti başkan adaylığını garantilemesi için toplam 2383 delege desteğine ihtiyacı var, bunun için de 672 delege daha toplaması yeterli olacak. Ancak Sanders’ın yeterli sayıda delege toplama şansı oldukça zorlaşmış durumda.
Donald Trump’ın dış politika vizyonu
Öte yandan Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen Başkan aday adayı Donald Trump, New York Times gazetesine verdiği kapsamlı demecinde dış politika vizyonunu açtı. Telefonla yapılan ve 100 dakikayı bulan iki ayrı görüşme sonucunda Cumhuriyetçi Parti adayı, seçilmesi durumunda Amerika’nın dış politikasını nasıl yönlendireceğini anlattı.
Milyarder emlakçı, IŞİD’le mücadeleye asker göndermez ya da önemli mali katkıda bulunmazsa Suudi Arabistan ve diğer Arap müttefikleri petrol alımını kesmekle tehdit edeceğini söyledi.
Ayrıca Amerika’nın yaptığı bazı ikili anlaşmaları yeniden müzakere etmeyi düşündüğünü söyleyen Trump, Japonya’yla imzalanan güvenlik anlaşmasını Amerika’nın daha fazla çıkarlarına hizmet eder hale getirmeye çalışacağını belirtti.
Donald Trump, Japonya ve Güney Kore’nin nükleer silah edinmesine izin vereceğini, Amerikan silahlı kuvvetlerince desteklenen güvenlik anlaşmalarına taraf ülkelerin daha fazla mali katkı yapmasını isteyeceğini ve terörle mücadele amaçlı alternatif bir NATO kuracağını söyledi.
Ayrıca Trump’a göre Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki yayılmacı politikalarıyla mücadelede ticaret silahını kullanmak en doğru yol.
Amerika’nın müttefikleri üzerinde casusluk faaliyetlerinin arttırılmasına itiraz etmeyen Donald Trump, İran’la yapılan nükleer anlaşmayı da eleştirdi, çünkü anlaşmanın İran’a ait 150 milyar dolarlık ödeneği serbest bıraktığını söyledi. Trump ayrıca anlaşmanın hala Amerikan şirketlerinin İran’la ticari anlaşmalar yapmasını engellediğini belirtti.
