Erişilebilirlik

‘Savaşa Hayır’ Soruşturmasına Tepki Büyüyor


‘Savaşa Hayır’ Soruşturmasına Tepki Büyüyor
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:22 0:00

Türk Tabipleri Birliği’nin (TBB) savaş karşıtı açıklaması nedeniyle başlatılan ve 11 TTB Merkez Konseyi üyesinin gözaltına alınmasıyla sonuçlanan soruşturamaya tepkiler büyüyor. Diyarbakır’da ortak açıklama yapan sendika ve sivil toplum örgütleri, soruşturmaya tepki gösterdi

KESK, DİSK, Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği üyeleri, Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) destek vermek ve ‘savaşa hayır’ soruşturmasına tepki göstermek amacıyla ortak bir basın toplantısı düzenledi. Sendika ve oda temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda hekimin katıldığı toplantıda, grup adına konuşan Bedirhan Çetinkaya, Suriye’deki sorunun çözümünü barış ve diyalog olduğunu söyledi.

Çetinkaya, soruşturma ve gözaltı işlemlerini kabul edilemez olduğunu belirterek, “Afrin'ebaşlatılan müdahaleye yönelik yaratacağı sonuçlar itibariyle bazı kişi ve kurumlarca duyulan kaygıların, şiddet ve şiddet çağrısı içermeyecek nitelikte dillendirilmesinin soruşturmalara ve gözaltı işlemine konu edilmesini endişeyle karşılamaktayız. Konsey Üyelerinin söz konusu operasyona yönelik yaptıkları basın duyurusundan sonra kendilerine yönelik sosyal medyada başlatılan linç kampanyası, soruşturma ve akabinde yapılan gözaltı işlemlerinin demokratik bir toplumda kabul etmek mümkün değildir. Anayasa'nın 25. ve 26. maddeleri iletaraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinde düzenlenenifade özgürlüğü temel bir insan hakkıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin birçok kararında belirtildiği üzere ifade özgürlüğü, yalnızca lehte olduğu kabul edilen veya zararsız ya da önemsiz görülen bilgi ve düşünceler için değil, aynı zamanda devletin veya toplumun bir bölümü için şok edici veya sarsıcı bilgi ve düşünceler için de uygulanır. Bu itibarla çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir ki; ifade özgürlüğü olmaksızın demokratik toplumdan söz etmek mümkün değildir. Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır” dedi.

Açıklamaya destek verenlerden biri de Dr. Necdet İpekyüz’dü. İpekyüz, 1990’lı yıllardan beri sivil toplum çalışmaları içinde yer alıyor. Amerika’nın Sesi’ne konuşan İpekyüz, baskının arttığını belirterek, TTB’nin yapması gerekeni yaptığını ifade etti. İpekyüz;”Genelde baktığımızda sivil toplumun her kesimi bir kaygı ve endişe taşımakta. Bu kaygı ve endişenin nedeni birçok kişi hakkında soruşturmalar, ifade almalar, gözaltılar kimi zaman tutuklamalara kadar ilerleyebiliyor. Ondan dolayı bu dönem geçmiş dönemlere nazaran daha farklı seyrediyor. Biz meslek hayatımıza başladığımızda ilk öğretilen Hipokrat andı ve öğretisidir. Tıp fakültesine başladığımızda ilk öğretilen şu, ‘önce zarar verme’, ettiğimiz yeminde de şiddet karşıtı durmamız gerekir. Dünya Tabipler Birliği Birleşmiş Milletler’in sağlık çalışanlarına verdiği yetki ve yükümlülüklerde, savaş, şiddete, çatışmadan yana tavır koymak meslek etiği açısından kapatma gerekçesi sayılıyor. Yapılan açıklamada çok masumane bir şekilde, ‘savaş halk sağlığı sorunudur’ demişler. Bizde sağlık denince ilk aklımıza gelen şey hasta olmak. Önemli olan insanların hasta olmayacağı ortamların oluşmasıdır.Hasta olmayacağı ortam nedir? Temiz içme suyu, iyi beslenme, iyi konut diyorsak, huzur ve barış ortamı da sağlığın olmazsa olmaz koşuludur.Bir saldırı sadece bütün istatistikler göstermektedir, en çok siviller çocuklar kadınlar etkilenmektedir sağlık çalmışının en önemli görevi buna karşı çıkmaktır. Tabipler Birliği asli görevini yerine getirmiştir. Umarım hukuk bunu karşılığını bulur arkadaşlarımız serbest bırakılır” diye konuştu.

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Şerif Demir ise ‘savaş halk sağlığı sorunudur’ söyleminin 200 yıllık olduğunu söyledi. Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Demir; ”TTB Hukuk Müşaviri Mustafa Bey, gitti konuştu, bu soruşturma üzerinden herhangi bir ifade vermemiz gerekiyorsa gelip vermeye hazırız dedi. Yerleri her şeyleri belliyken, kalkıp bir sabah,apar topar gözaltına alınması, evlerinin işyerlerini basılması, şu anda gözaltına olmaları kesinlikle kabul edilecek bir şey değil. Savaş bir halk sağlığı sorunudur, bu bugün söylenen bir söz değil, 200 yıldan beri söyleniyor. Bizler şunu söylüyoruz, sırf TTB bu sözü söylemediğinden kaynaklı yargılansın. Bir hekim olarak, bir sağlık örgütünün, yaşamdan yana olan, her şeyi yaşam üzerine kuran bir örgütün üyeleriyiz. Bizler bunları söylemediğimiz zaman cezalandırılmamız gerekirken, tam tersi yapılıyor. Anlayamıyoruz bu durumu ve kabul edilecek bir durum yok” şeklinde konuştu.

STÜDYO VOA

Mehmet Şimşek’ten “harcamaları azaltma” mesajı - 18 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG