Erişilebilirlik

‘’Trump Sonrasında Müttefikler ABD’ye Hala Şüpheyle Yaklaşıyor’’ 


2017'de ABD Başkanı Donald Trump, ilk Avrupa seyahati sırasında Washington’un müttefiklerini şok etti. Savunmadaki "adil paylarını" ödemedikleri için müttefikleri azarladı; bir başbakanı fiziksel olarak kenara itti ve başka bir liderle el sıkışmasını güç gösterisine çevirdi.

Transatlantik ilişkilerde Donald Trump döneminde geçirilen çalkantılı dört yıldan sonra, Demokrat Joe Biden'ın bu hafta ve gelecek hafta Batılı müttefiklerle buluşurken göstereceği dostane yaklaşımın ve "Amerika geri döndü" mesajının Avrupa’da memnunlukla karşılanması bekleniyor. Ancak diplomatlar ve dış politika uzmanlarına göre bunlar yeterli değil.

Biden, Amerika'nın bir ortak olarak güvenilirliği konusunda sürekli şüphelerle karşı karşıya. Yedi gelişmiş ekonomi, NATO ve Avrupa Birliği grubundan liderler, ABD siyasetindeki gel-gitlerden endişe duyuyorlar ve Trump yıllarının şokundan sonra söze değil, somut eyleme bakıyorlar.

Avrupa Birliği'nin eski Washington Büyükelçisi David O'Sullivan, Biden yönetiminin Trump’ın ilk dönemi ile olası ikinci dönemi arasında bir ara dönem olup-olmadığını kimsenin bilmediğini söyledi ve ‘’Bence çoğu insan, ilişkiyi güçlendirmek ve bunun ara seçimlerin ve 2024'ün ötesinde hayatta kalabilmesini ummak için bu yönetimle fırsat yakalamamız gerektiği görüşünde" dedi.

Avrupalı liderler, çok taraflı diplomasiye dönüşü kamuoyu önünde memnuniyetle karşılıyorlar - ancak şüpheleri Trump yıllarının yaralarının ötesine geçiyor. ABD’li eski yetkililer ve diplomatik kaynaklar, Biden yönetiminin dış politikasının, Çin gibi önemli alanlarda bazı yanlış adımlar ve belirsizlikler taşıyan karışık sinyaller gönderdiğini belirtiyor.

Eski bir üst düzey ABD yetkilisi ve Berkeley Araştırma Grubu Direktörü Harry Broadman, "Amerika'nın ortakları, Trump döneminde yaşananlardan dolayı hala şaşkın. Ancak Biden'ın bazı mesajları da tutarsız" yorumunu yaptı.

ABD’nin orta sınıfı için diplomasi

Reuters’a göre, Biden, Amerikan ürünlerinin daha çok tercih edilmesi için yeni bir yasa üzerinde çalışırken, diğer üyelerle çok az istişare ederek Dünya Ticaret Örgütü'nde Covid-19 aşısı konusunda fikri mülkiyet haklarından feragat edilmesini desteklerken, Afganistan'dan çekilmek için agresif bir takvim ortaya koyarken hem müttefikleri rahatsız etti hem de göreve başlamasından yaklaşık beş ay sonra sadece çok az sayıda somut uluslararası politika üretebildi.

Biden, tüm ABD birliklerinin, 11 Eylül'e kadar Afganistan'dan ayrılacağını söyledi. ABD'li yetkililer, 11 Eylül 2001 saldırılarının 20’nci yıldönümüne kadar, çekilmeyi tamamlayacaklarını söylediler.

Bazı Batılı diplomatlar, müttefiklerin ayak uydurmaya zorlandığı çekilme takvimini, ABD’nin iç siyasete yönelik bir hamlesi olarak gördüklerini dile getiriyor.

Hem Biden hem Dışişleri Bakanı Antony Blinken, defalarca ABD dış politikasının her şeyden önce Amerika'nın orta sınıfına fayda sağlaması gerektiğini söylediler.

Birçok Avrupa hükümeti için bu söylem, Trump'ın izolasyoncu "Önce Amerika" sloganının daha sofistike hali. Batılı bir diplomatik kaynak, "Şüphesiz Amerika öncelik olarak kalacak" dedi.

Yine de üst düzey bir Avrupalı diplomat, en önemli faktörün Washington'da yeniden birlikte çalışabilecekleri bir yönetimin bulunması olduğunu söyledi ve "Son dört yıldan sonra, bu gerçekten önemli" ifadelerini kullandı.

Amerika’da demokrasi zayıfladı mı?

Öte yandan birçok uzman, birçok yabancı müttefik için temel bir endişenin olduğunu söylüyor; o da ABD demokrasisine olan inançlarının sarsılmış olması.

Trump aylarca 3 Kasım seçimlerini kazandığına dair asılsız iddialarda bulundu ve 6 Ocak’ta Biden'ın zaferinin tescil edildiği oturum sırasında destekçilerini Kongre binasına yürümeye teşvik etti.

Binanın boşaltılmasına ve beş kişinin ölümüne yol açan Kongre baskını, dünya liderlerini hayrete düşürdü.

Brüksel'deki Avrupa Dostları adlı düşünce kuruluşu uzmanı ve eski bir üst düzey NATO yetkilisi olan Jamie Shea, bir sonraki ABD başkanının Trump tarzı başka bir lider olabileceğinden endişe duyduğunu söyledi.

Reuters haber ajansına konuşan Shea, "Bu yüzden, bu Avrupa yanlısı yönetimle sağlam bir transatlantik ekonomik ve güvenlik ortaklığını pekiştirmek için sadece dört yılımız olduğuna inanıyorum" dedi.

Biden'ın Demokrat Partisi, ABD Kongresi'nde çok az bir çoğunlukla faaliyet gösteriyor ve bu da yasaları geçirmeyi ve uluslararası hedefleri yenilemeyi zorlaştırıyor. Cumhuriyetçi Parti de Biden’ın politikalarına destek vermekten kaçınıyor.

G7 maliye bakanları, dönüm noktası niteliğinde bir anlaşmada, ABD Maliye Bakanı Janet Yellen’in, küresel asgari vergi oranının en az yüzde 15'e çıkarılması ve ülkelerin yaklaşık 100 büyük, yüksek karlı şirketi vergilendirmesine izin verilmesi planını kabul etti. ABD Senato’sundaki Cumhuriyetçiler anlaşmayı hemen reddetti.

Bir diplomatik kaynak, "Bu ret, böylesine bölünmüş bir Kongre’de herhangi bir şeyi başarmanın zorluğunu gösteriyor" dedi.

12 Avrupa ve Asya ülkesinde yaşayanlar ABD'yi hala 'biraz güvenilir' bir ortak olarak görse de, Pew Araştırma Merkezi’nin 10 Haziran’da yayınladığı ankete göre, mevcut durumunda Amerikan demokrasisinin demokratik değerlere iyi bir örnek oluşturduğuna, çok az kişi inanıyor.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG