Türkiye ile Almanya arasındaki gerginlik sürerken, Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Alman siyasetçi Alexander Graf Lambsdorff, Avrupa Birliği’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini sona erdirmesini talep etti.
İki ülke arasında son aylarda yaşanan sorunları değerlendiren Lambsdorff, "Avrupa Birliği’nin problemi, Türkiye’ye hiç bir zaman üye olamayacağını açık bir şekilde söylememesidir" şeklinde görüş belirtti. Ankara’da ve Brüksel’de Türkiye’nin üyeliğine inanan kimsenin kalmadığını öne süren politikacı, "Üyelik müzakereleri “zombileri” hatırlatıyor. Hala hareket ediyor, ama esasında çoktan ölmüş durumda" dedi. Liberal parti FDP milletvekili olan Lambsdorff, üyelik müzakerelerinin iki tarafın bir araya gelerek "yeni ve daha yapıcı bir ortalık formülü" üzerinde çalışmalarını engellediğini, AB’yi ve Türkiye’yi bağlayan ileriye yönelik ortak çıkarlar konusunda anlaşmanın çok daha faydalı olacağını ifade etti.
Hükümetteki büyük koalisyon ortağı Birlik Partileri (CDU/CSU) dış politika sözcüsü Jürgen Hardt dün yaptığı açıklamada, müzakerelerin dondurulmasını ve AB fonlarından Türkiye’ye aktarılan maddi desteğin kesilmesini talep etmişti. AB tarafından 2020 yılına kadar verilmesi öngörülen yardım miktarı toplam 4,45 milyar Euro. Bu paranın 1,5 milyarlık kısmı ile hukuk sisteminin AB normlarına uyarlanması gerekiyor. Muhalefetteki Sol Parti ise, Türkiye ile Gümrük Birliği Anlaşması’nın iptal edilmesini istedi. Sol Parti bu anlaşmanın yanısıra, Türkiye’ye AB tarafından aktarılan fonların da kesilmesini önerdi ve "Yardımlarla müzakere görüşmeleri Türkiye demokrasiye döndükten sonra yeniden başlayabilir" şeklinde görüş belirtti.
Federal Dışişleri Bakanlığı, Büyükada'da toplantı yapan insan hakları savunucularından Alman Peter Steudtner’in geçen hafta tutuklanması üzerine, Türkiye'ye yönelik AB'nin mali yardımlarının gözden geçirilmesinin gündeme geleceğini belirtmişti. Peter Steudner’in tutuklanmasının yanısıra, Die Welt muhabiri gazeteci Deniz Yücel’in tutukluluğu, önce İncirlik, sonra da Konya’daki Alman askerlerinin Alman milletvekilleri tarafından ziyaret edilmesinin engellenmesine tepki gösteren Alman hükümeti, geçen hafta bir dizi yaptırım planlarını gündeme almıştı. Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Alman vatandaşlarının mümkün olduğu kadar Türkiye’ye seyahat etmemesini ve Türkiye’de yatırım yapan Alman şirketlerine devlet güvencesinin yeniden gözden geçirileceğini söylemişti.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schaefer de bugün yaptığı açıklamada, İsveç hükümetiyle birlikte Türk hükümetine resmi olarak şikayette bulunduklarını, İsveç vatandaşı Ali Gharavi ile Alman Peter Steudtner'in 5 Temmuz'da Büyükada'da yakalanıp hapsedilmelerine anlam veremediklerini kaydetti. Sözcü her iki insan hakları savunucusunun da hangi suçlamalarla hapiste tutulduklarının kendilerine açıklanmasını beklediklerini vurguladı.
Almanya'daki Türkler gerginlikten rahatsız
Berlin’deki siyasi gözlemciler genel seçimlerin yapılacağı 24 Eylül’e kadar Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ilgili tartışmaların Almanya’nın en önemli iç politika konularından birisi olmasını bekliyor. Ancak durum ve iki ülke arasında süregelen gerilim Almanya’daki Türkler arasında huzursuzluğa neden oluyor.
Bu arada Almanya’daki Türk Toplumu teşkilatları ortak bir duyuru ile Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin giderek bozulmasından büyük endişe duyduklarını açıkladı. Açıklamada gerginliğin had safhaya vardığını görmenin çok acı verici olduğu belirtildi ve iki tarafa sağduyu çağrısı yapıldı.
Berlin Türk Toplumu tarafından diğer toplum üyesi teşkilatlar adına da yapılan açıklamada, "Siyasi yetkililer medya üzerinden değil, doğrudan diyalog içinde sorunları çözmeli. Almanya’da yaşayan 3,5 milyon Türkiyelinin çıkarları dikkate alınmalı" denildi.
Öte yandan Alman basınında yer alan bir ankete göre, Almanlar’ın yüzde 80’i Türkiye’nin demokrat bir ülke olmadığı görüşünde. YouGov adlı araştırma şirketinin yaptığı ankete göre, gene yüzde 80’lik bir oran Berlin’in Ankara’ya karşı sert yaptırımlar uygulamasına destek veriyor. Ankete katılanların yüzde 84’ü Türkiye’nin AB üyesi olmasına karşı çıkarken, "Türkiye’de tatil yapmayı planlıyorum" diyenlerin oranı ise yüzde beş.