Erişilebilirlik

'Türkiye Geri Kabul Anlaşmasını Politik Malzeme Yapıyor'


Amerika’nın başkenti Washington’daki önde gelen eğitim kurumlarından biri olan George Washington Üniversitesi’nde “Mülteci Entegrasyonunda Amerika Avrupa Kıyaslaması” konulu bir toplantı yapıldı. Çoğunluğu Avrupalı akademisyenlerden oluşan katılımcılar özellikle Avrupa sınırlarına dayanan Suriyeli mültecilerle ilgili konuları masaya yatırdılar.

Konuşmacıların sunumlarında Türkiye’deki mültecilerden bahsetmemesi dikkat çekti. Ancak panelin soru-cevap bölümünde uzmanlar kendilerine yöneltilen bir soru üzerine Türkiye ile yapılan anlaşmanın Avrupa’ya mülteci akınını sınırlamak için en iyi alternatif olduğunu söylediler, ancak Türkiye’nin bunu politik malzeme olarak kullanmaya başladığı görüşünde birleştiler. 1 Haziran 2016 tarihinde Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasında Suriyeli mültecilerin geri kabulü anlaşması yürürlüğe girdi. Bu anlaşma uyarınca Türkiye sınırlarındaki güvenliği arttırarak mültecilerin Avrupa’ya ulaşmasını engelliyor. Buna karşılık Avrupa Birliği Türkiye’ye 3 milyar euroluk bir yardım yapma taahhüdünde bulundu. Ancak Türkiye Avrupa Birliği ile çeşitli nedenlerle yaşadığı gerilimler nedeniyle sık sık mülteci anlaşmasını iptal edebileceğini ve sınırlarını tekrar mültecilerin geçişlerine açabileceğini belirtiyor.

Uzmanlar çoğunluğu Suriye olmak üzere Afganistan, Pakistan gibi ülkelerden kaçan mültecilerin Avrupa ülkelerine uyum süreci konularını konuşurken iki noktaya özellikle dikkat çektiler. Birincisi mültecilerin yaklaşık yüzde 70’inin gençlerden oluşuyor olması ikincisi ise bu insanların entegrasyonu için yapılacak çalışmaların ve yatırımların maliyetleri. Berlin School of Economics’ten Prof. Markus Löcher mülteci nüfusunun gençlerden oluşmasının eğitim ihtiyacını ortaya çıkardığını bunun da ek bir maliyet anlamına geldiğine dikkat çekti.

Göçmen Karşıtı Hareket ve Saldırılarda Artış Var

American Üniversitesi’nden Dr. Cynthia Miller-Idriss de konuşmasında mültecilerin sayısının artması ile birlikte özellikle Avrupa şehirlerinde yükselişe geçen İslam karşıtı hareketlerden bahsetti. Bu tarz grupların ve düzenledikleri saldırıların entegrasyonu zora soktuğuna dikkat çeken Dr. Miller-Idriss son zamanlarda özellikle Müslümanlar’a karşı girişilen saldırıların arttığını gösteren verilerden bahsetti. İngiltere’nin AB’den ayrılma (Brexit) kararından sonra İngiltere’de de mülteci karşıtı hareketlerin yükselişe geçtiğini söyleyen Dr. Miller-Idriss geçen Haziran ayından bu yana İngiltere’de mültecilere yönelik saldırı ve tacizlerin yüzde 41 oranında arttığını söyledi. İstatistiklere göre Almanya’da da benzer şekilde mültecilere karşı saldırı ve tacizlerde ciddi bir artış söz konusu. Almanya’da son bir yılda mültecilere karşı hergün ortalama 10 saldırı düzenleniyor. Amerika’da ise özellikle yeni yönetimin göçmen ve İslam karşıtı tavırları ile durumun daha kötüleşmeye başladığı, geride kalan yıl içerisinde Amerika’da cami ve İslam kültür merkezlerine saldırıların iki katına çıktığı, Aralık ayından bu yana da göçmen karşıtı saldırıların yüzde 20 oranında arttığı ifade ediliyor. Dr. Miller-Idriss ayrıca internet üzerinde İslam ve göçmen karşıtı ürünler satan sitelere ve satılan ürünler ile yapılan propagandalara da dikkat çekti.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG