Türkiye’de Yüce Divan ve Charlie Hebdo tartışmaları gölgesinde toplumsal eylemlere önemli yasaklar getirecek İç Güvenlik Paketi yasalaşma yolunda ilerlerken, gözler Güney Kore’ye çevrildi. Türkiye’deki insan hakları savunucuları, Uluslararası Af Örgütü’nün de desteğiyle “Kore Bize Gaz Verme” sloganıyla 40 bine yakın imzayı Ankara’daki Güney Kore Büyükelçiliği’ne teslim etti.
Önümüzdeki günlerde eğer TBMM İçişleri Komisyonu gündemindeki İç Güvenlik Paketi yasalaşırsa Türkiye’de toplumsal gösteri ve yürüyüşler yargı kararı olmaksızın valilik emriyle polis kontrolü altına alınabilecek. Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan TBMM İçişleri Komisyonu’nun CHP’li üyesi Ali Serindağ ve MHP’li üyesi Hasan Türkoğlu’na göre, anayasaya aykırı hükümler içermekte olan İç güvenlik Paketi yasalaştığında toplumsal eylemler ‘imkansız’ hale getirilecek.
Muhalefet cephesinden sert tepkiler alan İç Güvenlik Paketi’ni yasalaştırma arifesindeki iktidar partisi ise, bu gelişmeler yaşanırken Güney Kore Cumhuriyeti’nden toplumsal eylemlerde kullanılmak üzere ‘biber gazı’ ithalatı hazırlığında. Buna karşı ise Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’de son iki haftadır “Kore Bize Gaz Verme” sloganıyla imza ve sosyal medya kampanyası yürütüyor.
Af Örgütü Türkiye Direktörü Murat Çekiç, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, “Kore Bize Gaz Verme” kampanyasına ilk haftada 36 bini aşkın imza toplandığını açıkladı. Şimdi o imzaları elçiliğe teslim eden Af Örgütü, yarın saat 11.00’de Ankara’da elçilik önünde yapacağı basın açıklamasıyla kampanyaya dikkat çekmeye hazırlanıyor.
CHP ve MHP: Polis devletine gidiyoruz
TBMM İçişleri Komisyonu’nun CHP’li üyesi Ali Serindağ, İç Güvenlik Paketi için “Bu toplantı ve gösteri hakkı tamamen kaldırılıyor. Tamamen otoriter yönetime ve bir polis devletine gidişin kilometre taşlarıdır. Toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılan bir yurttaşımız koruma altına alınabilecek. Toplantıya katılan vatandaş her türlü baskıyla karşı karşıya kalacak” dedi.
MHP’li HasanTürkoğlu ise, “Paket yürürlüğe girerse bizim çabamız girmemesi için silahsız da olsanız herhangi bir vandalizm olmasa da gösteri yapma şansınız yok yani o kadar sıkı o kadar ağır cezalar getiriyor, o kadar muğlak kararlarla değişiklikler yapılıyor ki yolsuzluğa karşı slogan atayım ya da vatanın bölünmezliğini savunayım derseniz, tasarı gerçekleşirse, evden çıktığınızda alıp sizi cezalandırabilirler” diye konuştu.
Gözler Güney Kore’ye çevrildi
Af Örgütü Türkiye Direktörü Murat Çekiç, “Kore Bize Gaz Verme” kampanyasını Güney Kore Cumhuriyeti’nden Ocak ayı içerisinde Türkiye’nin 1 milyon 900 bin biber gazı fişeği ithal edileceği bilgisi üzerine başlattıklarını söyledi.
Yarın Ankara’da elçilik önündeki basın açıklamasıyla ikinci haftasındaki kampanya özellikle Twitter’da “Kore Bize Gaz Verme” başlığıyla da devam ettiriliyor.
Türkiye’de kampanyaya yoğun ilgi gösterildiğini belirten Çekiç, 36 bin 215 imzayı Güney Kore Elçiliği’ne teslim ettiklerini ancak kısa sürede 100 bini aşkın imza toplanmasını beklediklerini ve onları da elçiliğe sunacaklarını kaydetti.
Bahreyn örneği umut veriyor
“Peki umutlu musunuz?” diye sorduğumuz Çekiç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz umutluyuz çünkü geçtiğimiz yıl Bahreyn’e yapılacak biber gazı sevkiyatı vardı. Bahreyn’deki insan hakları örgütlerince başlatılan kampanya olumlu neticelendi. Türkiye için aynı durumun gerçekleşmesini bekliyoruz. Çünkü Güney Kore, kendisini insan haklarına dayalı bir devlet olarak tanımlıyor. İnsan haklarına inanan hiçbir devlet, hiçbir silahı bu hakların ihlal edileceği bir devlete göndermez. Türkiye’deki kampanyamız da sadece Uluslararası Af Örgütü’nün kampanyası değil. Toplumun her kesiminden mühendislerden, mimarlardan, hukukçulardan, farklı örgütlerden destek aldığımız bir kampanya.”
Af Örgütü, ayrıca Güney Kore Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Ahn Ho-Young’dan randevu da talep etti.
Çekiç: Paket gözden geçirilmeli
Af Örgütü Türkiye Direktörü Çekiç, Meclis’teki İç Güvenlik Paketi ise şu ifadelerle değerlendirdi:
“Biz Türkiye’ye dair umudumuzu her zaman korumak niyetindeyiz. Ancak pek çok insan hakları örgütünce de ifade edildiği üzere paket, ciddi kısıtlamalar öngörüyor. Özellikle barışçıl protestolara yönelik olarak hak ihlallerini arttırma riski bulunan önlemler var. Bu paketin tekrar insan hakları bakışı gözden geçirilmesi ve uluslararası standartlara uyumlu hale getirilmesini talep ediyoruz.”