Türkiye ile Yunanistan arasında Ege Denizi’nde çatışma riskinin azaltılması ve karşılıklı güvenin arttırılması için 12 Mart 2002’de başlatılan keşif görüşmelerinin 61’incisi Pazartesi günü İstanbul’da yapılacak.
Türkiye, en sonuncusu 1 Mart 2016’da yapılan görüşmelerin Yunanistan’la Ege’de yaşanan sorunların giderilmesine vesile olmasını istiyor.
Bugün MİLGEM (Milli Gemi) Projesi'nin 5'inci gemisi olan İstanbul Fırkateyni'nin İstanbul Tersane Komutanlığı’nda düzenlenen Denize İniş Töreni’nde konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan’ın Türkiye’nin Ege Denizi’ndeki hukukuna saygı göstermesi ve yanlış anlaşmalara sebebiyet verecek eylemlerden kaçınması yönünde çağrıda bulundu.
Hulusi Akar: ‘‘Yunanistan’dan beklentimiz, Türkiye'nin Ege'de, Doğu Akdeniz'de birtakım yanlış anlaşılmalara sebep olabilecek eylemlerden kaçınmasıdır’’
Akar, ‘‘NATO'nun güçlü bir üyesi olan Türkiye'ye yönelik müttefiklik ruhuna uymayan bazı ulusal kararların da muhataplarımız tarafından yeni dönemde tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini değerlendiriyoruz. Yunanistan ile ilişkilerimizde her zaman dostluk ve iyi komşuluk ilişkilerinden yanayız. Karşılıklı yapacağımız görüşmelerle meselelerin hak, hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde ele alınmasını ve bir çözüme ulaşılmasını umuyoruz. Özel coğrafi koşulların hakim olduğu yarı kapalı Ege Denizi'nde ülkemizin hayati hak ve menfaatleri vardır. Bu denizde karasularının hem ülkemizin hem üçüncü ülkelerin seyrüsefer serbestisini ve açık denizlere erişimi kısıtlayacak şekilde tek taraflı olarak genişletilmemesi gerektiği konusundaki tutumumuz bellidir. Bu tutumumuzda bir değişiklik yoktur’’ dedi.
Milli Savunma Bakanı, bu bağlamda Türkiye’nin Yunanistan’dan beklentisinin Ege'de ve Doğu Akdeniz'deki hakkına, hukukuna saygı göstermek ve birtakım yanlış anlaşılmalara sebep olabilecek açıklama ve eylemlerden artık vazgeçmek olduğunu söyledi.
Erdoğan: ‘‘Türk SİHA’ları Libya’da oradaki savaşın akışını değiştirmiştir’’
Aynı törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Türkiye’nin askeri, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmasının tercihten öte bir zorunluluk olduğunu ifade etti.
Erdoğan, ‘‘İçimizdeki gafillerin tüm karalama kampanyalarına rağmen hava araçlarımız tüm dünyada gıpta ile takdir ediliyor. Türk SİHA’ları elde ettikleri başarılarla harp yöntemlerini değiştiriyoruz. Libya’da oradaki savaşın akışını değiştirmiştir. SİHA’ların göz dolduran başarılarıyla birlikte diğer ürünlere de ilgi artıyor. Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Önümüzde ciddi mesafe bulunuyor. Örneğin kamera, güya dostuz, NATO’da beraberiz. Kamera istiyoruz, kamera vermiyor. Niye, ‘Sen niye Ermenistan’la savaşıyorsun?’ Ermenistan dostlarımıza saldırıyor, elimizden gelen desteği vermek zorundayız. NATO’da beraber değil miyiz? Beraberiz. Niye böyle bir yaklaşım yapıyorsun? Hamdolsun bunu da kendimiz üretir hale geldik’’ dedi.
‘‘Suriye ve Doğu Akdeniz’deki savunma mücadelemize kadar milli güvenliğimizi korumak için attığımız her adımda baskıyla karşılaştık’’
Türkiye’nin kendi savaş gemisini yapan 10 ülke içinde yer almakla kalmadığını aynı zamanda İHA ve SİHA üretiminde dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasında olduğunu ifade eden Erdoğan, ülkesinin kara ve deniz araçlarında kendi ihtiyaçlarıyla birlikte dost ve müttefiklerinin de gereksinimlerini karşıladığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı, ‘‘Türkiye milli güvenliğini garanti etmek, dostlarını da korumak için caydırıcılığını en üst düzeyde tutmaktadır. Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle uğradığımız ambargoları daha dün gibi hatırlıyoruz. Periyodik bakım için gönderdiğimiz uçakları dahi bu dönemde geri alamadık. Bize teslim edilmeyen uçaklar için hangarda saklama ücreti ödemek zorunda kaldık. Suriye ve Doğu Akdeniz’deki savunma mücadelemize kadar milli güvenliğimizi korumak için attığımız her adımda baskıyla karşılaştık. İddia sahibi olmak bununla mütenasip imkan sahibi olmak çok çalışmayı gerektirir. Biz dünyaya karşı sözü olan bir milletiz’’ diye konuştu.