Erişilebilirlik

Türkiye’nin İnsan Hakları Tablosu Karamsar


Koşuyolu Parkında bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde toplanan Diyarbakır Barosu, Tabip Odası, Hak İnisiyatifi Derneği Diyarbakır Temsilciliği, İHD ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilciliği üyeleri, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle, ortak bir açıklama yaptı.

Türkiye’nin İnsan Hakları Tablosu Karamsar
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:42 0:00

Grup adına konuşan İHD Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini söyledi. Zeytun, ''Türkiye’de demokrasi ve insan haklarının, ağır tehditlere maruz bırakıldığı zor bir dönemden geçiyoruz. Toplumsal hayatımızın temel ve vazgeçilmez haklarından olan ifade ve örgütlenme özgürlüğü, iktidarın otoriter politikaları ve siyasi vesayet altına girmiş yargının kararlarıyla adeta yok edilmeye çalışılmaktadır. Kendisi gibi düşünmeyen hemen her toplumsal kesimi baskı altına alan siyasi iktidar, çok renkli olan toplumumuzu birbirine karşıt iki kutup halinde oturtma ve böylece idareyi kolaylaştırma politikası gütmekte, bir grubun temel insani haklarını ihlal ederken diğerlerinin haksızlığa karşı çıkmasının önünü almakta ve toplumsal hayatı militarist politikalarla yapılandırarak bunu yaygın ve sistematik bir hale dönüştürmektedir. Tek sesliliğin ve tek tipleştirmenin tezahürü olarak karşımıza çıkan iktidar politikaları, toplumsal hayatımızda yarattığı onarılması güç yıkımlarla kendini çok net bir şekilde göstermektedir. “Terörle Mücadele ve Güvenlikçi Politikalar” adı altında propagandatif bir şekilde vücut bulan siyasal iktidar politikaları nedeniyle, özellikle bölgemizde devam eden silahlı çatışma ortamında, sadece son 3,5 yılda binlerce insanın hayatını yitirişine tanıklık ediyoruz” dedi.

Türkiye’nin İnsan Hakları Tablosu Karamsar
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:42 0:00

Kürt sorununa çözüm süreci ve darbe girişimi sonrası hak ihlallerini olumsuz etkilediğini vurgulayan Zeytun, ''Barışı inşa etmek ve insan ölümlerine yol açmamak için çaba göstermek zordur. Buna karşın savaşların ne kadar kolay yaşandığını ve büyük kayıplara yol açtığını da son altı yılda deneyimleyerek gördük. Özellikle 2013-2015 yılları arasında ‘çözüm süreci’ adıyla başlatılan sürecin, toplumsal yaşamımızda yarattığı pozitif etkileri yakından hissederken, 2015 yılının ikinci yarısından itibaren çatışmalı ortama dönülmesi ile barış umudunun nasıl yerle bir edildiğine şahitlik ettik. 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen askeri darbe teşebbüsünün bastırılmasının ardından ilan edilen ve üç aylık periyotlarla uzatılan OHAL, 2 yıl aradan sonra yani 19 Temmuz 2018 tarihinde kaldırıldı. Ancak bu 2 yıl içinde ülkenin zaten kötü olan anayasal rejimi tamamen bir OHAL rejimine dönüştürülmüş ve OHAL resmiyette kalmış olmasına rağmen 7145 sayılı kanunla OHAL uygulamaları 3 yıl uzatılmıştır” diye konuştu.

VOA Türkçe ‘ye konuşan sivil toplum kuruluşları temsilcileri de mevcut tablodan umutsuz olduklarını söyledi. Baro Başkanı Cihan Aydın, 20 yıldır tablonun değişmediğini söyledi. Aydın, ''Yaklaşık olarak 20 yıldır insan hakları ortamı içerisindeyim, farklı sivil toplum kuruluşlarında insan hakları mücadelesi içindeyim. Taleplerimiz neredeyse 20 yıl boyunca aynı. Maalesef bir ilerleme yok, birçok konuda geriye gitmiş durumdayız. Özellikle darbe sonrası gelişen emniyet ve darbe bürokrasisi, bir dizi yoğun hak ihlaline yol açmış durumda. Bunlar maalesef devam ediyor” dedi.

Tabip Odası Başkanı Şerif Demir de durumun kötüye gittiğini söyledi. Demir, ''Her geçen gün daha da kötüye giden bir durum var. Hiçbir hakkın, hukukun olmadığı, demokratik hiçbir hakkın kalmadığı, güvencenin kalmadığı, barışı dile getirdiğimizde bile suç olan bir noktaya geldik. Böylesi bir durumda iyiye gidiyor diye bir şey söyleyemiyoruz” diye konuştu.

TİHV Şube Başkanı Av. Barış Yavuz ise şöyle konuştu; “Türkiye’de insan haklarında değişmeyen bir durum var. Bunu artış azalış kıyaslama gibi bir kavram içerisine girmiyoruz çünkü insan hakları ihlalleri Türkiye’de artarak devam eden bir kavram. Türkiye insan haklarına dayalı bir devlet düzeni şeklinde ilerlemiyor. Bunun için hak ihlalleri her zaman gündemimizde olan bir konu. İnsan Hakları Bildirgesi'nin 70'inci yılı ve ihlaller hala devam ediyor. 70 yıl önceki ihlallerin üç aşağı beş yukarı benzerlerini 2018’de hala yaşıyoruz.”

Bu arada CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu AK Parti’nin iktidar olduğu 2002 yılından bu yana yaşanan hak ihlallerine ilişkin bir rapor hazırladı. Raporda, ''2002 ile 2018 yılları arasında 47 bin 910 kişinin yaşam hakkı ihlal edildi. Yine aynı yıllar arasında en az 14 bin 960 kadın cinayete kurban gitti. 58 kişi nefret cinayeti sonucu yaşamını yitirdi. 22 bin 224 kişi iş cinayetine kurban gitti. 21 bin 325 kişiye işkence ve kötü muamele yapıldığı tespit edildi. 591 gazeteci tutuklandı. 2011 ile 2018 yılları arasında da 4 bin 3 çocuğun yaşam hakkı ihlal edildi. 2008 ile 2018 yılları arasında 357 kişi zorunlu askerlik görevini yerine getirirken "şüpheli biçimde" öldü. 2012 ile 2017 yılları arasında 16 bin 28 kişi intihar etti” bilgilerine yer verildi.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG