Diyarbakır’da bir grup ev kadının ürettiği el işi ürünler, Amerika’da pazarlanıyor. KAMER Vakfı bünyesinde kurulan atölyelerde çalışan 200’e yakın kadın bu yolla para kazanarak aile bütçesine katkı sağlıyor.
KAMER Vakfı’nı Diyarbakır’daki merkezinde toplanan bir grup kadın, bir yandan sohbet ediyor, bir yandan el işi yapıyor. Her biri toplumun değişik kesimlerinden gelen kadınları burada buluşturan KAMER’in girişimcilik çalışmaları. Kimisi yün giyecek örüyor, kimisi süs eşyası yapıyor, kimisi ise nakış. Başlarında genç bir kadın, işi nasıl yapacaklarını gösteriyor.
Kadınlar, Türkiye’nin değişik bölgelerinde kaybolmaya yüz tutmuş el işi ürünleri, günümüze uyarlayarak yapıyor. Daha önce sadece yurtiçinde satılan ürünlere artık Amerika’dan alıcı çıkıyor. Amerika’da yaşayan bir Türk girişimci, KAMER’le anlaşarak, ürünlerini New York’ta satmaya başladı. Girişimci bazen kadınların, bazen de kendisinin tasarladığı el işi ürünleri, internet üzerinden satıyor. Elde edilen gelirden kadınlara da pay veriliyor. Bu sayede kadınlar para kazanarak, aile ekonomisine katkıda bulunuyor.
KAMER’in üretim atölyesinde çalışan kadınlardan biri de Emel Adın. Üç yıldır üretim atölyesinde çalışan Adın, halinden memnun. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Adın, artık eşinden para istemediğini söyleyerek, “3 yıl önce evdeydik evde oturuyorduk. Kadınlar dışarı çıkamaz diyorduk. KAMER Vakfı'yla tanıştık, bir, iki geldik. Böyle el işi yapınca kendimize güvenimiz geldi. Harçlığımız çıkarıyoruz. Pazarda kullanıyoruz. Çocuklarımıza kullanıyoruz eşimizden para istemiyoruz ”dedi.
Gülistan Karadağ da iki yıldır mendil oyası yapıyor. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Karadağ, ”Burası bana hem maddi, hem manevi açıdan bayağı bir şey kattı. En büyük avantajım buradaki işleri evde yapabilmem, düzenli olarak buraya gelmem gerekmiyor. Maddi olarak da bayağı rahatlık sağladı” diye konuştu.
Kadınlar ürettikleri ürün oranında para kazanıyor. Ay sonunda 2 bin lira kazanan bile oluyor.
KAMER Vakfı Girişimcilik Koordinatörü Sebahat Beskisiz, atölyelerin kadının bilinçlenmesinin sonucu olduğunu söyledi. Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Beskisiz, 200’e yakın kadının üretici olduğunu söyledi. Beskisiz, “Burada önce her bölgede kaybolmuş organik ürünleri yaparak, zamane tasarımına uyarlayarak, yapıp satıyorduk. Üç dört yıldır da yurtdışına üretim yapıyoruz. Modellerini yolluyorlar ya da kendi tasarımımızla yapıyoruz. Bundan 150-200’e yakın kadın para kazanıyor. Kadınlar şiddeti fark edip bunu sorgulayıp, yenmeye başladıktan sonra ayakları üzerinde durmaya, para kazanmaya çalışıyorlar. Artık diyorlar ‘Biz kendimizi fark ettik, şiddetimizi de sorguluyoruz. Biz eve geçip her şeyi kabullenip oturmak istemiyoruz, para kazanmak istiyoruz. Aile bütçemize katkı sağlamak istiyoruz’ deyip iş alanları istediler. Zaten bu atölyeler onların isteğiyle açıldı” şeklinde konuştu.
Atölyede sadece el işi üretilmiyor. Atölyenin mutfağında yöresel yemekler yapılıyor. Türkiye’nin birçok iline gönderilen yemek de, yurt dışına pazarlanıyor. KAMER’de yapılan içli köfte, talep üzerine İskoçya’ya gönderilmiş. Ancak yemeklere daha çok Türkiye içinden müşteri çıkıyor.
