Erişilebilirlik

Uzmanlar Pompeo’nun İstanbul Ziyaretini Değerlendirdi


Uluslararası ilişkiler uzmanları, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun, Türkiye’ye ikinci gelişinde sadece İstanbul’da Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret etmesini ve Doğu Akdeniz konusundaki son sert açıklamalarını “diplomasiye aykırı” olarak değerlendirdi. Uzmanlar, ABD Başkanı Donald Trump’un resmi olmayan sonuçlara göre seçimleri kaybetmiş olması nedeniyle, Pompeo’nun da “topal ördek konumundaki bir bakan olduğunu” bu yüzden de Türkiye’nin artık Joe Biden yönetimine odaklanması gerektiğini vurguladı.

Pompeo’nun dokuz ülkeyi kapsayan ziyaret programı çerçevesinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu veya diğer üst düzey yetkililerle görüşmemeyi tercih etmesi diplomatik teamüller bakımından rahatsızlık yarattı. Pompeo’nun, kendisini Ankara’ya davet ettiği öğrenilen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na İstanbul’da görüşme çağrısı yapması nedeniyle ikili görüşme de planlanmadı.

Mike Pompeo, göreve başladığı 26 Nisan 2018’den bugüne kadar Türkiye’ye sadece 17 Ekim 2019’da Başkan Yardımcısı Mike Pence’le birlikte bir kez resmi ziyaret gerçekleştirdi.

Pompeo, Yunanistan’ı son olarak 29 Eylül’de ziyaret etmişti. Burada eşi Suzan Pompeo ile birlikte Yunanistan Başbakanı Kryakos Miçotakis'in evinde kalan Pompeo, Türk kökenli nüfusa sahip Selanik ve sınırdaki Dedeağaç kentlerini de ziyaret etmişti. Pompeo, Girit Adası’ndaki askeri üssü de Miçotakis ile birlikte ziyaret ederek oldukça kapsamlı bir Yunanistan ziyaretine imza atmış ve özellikle Girit üzerinden Akdeniz konusunda Türkiye karşıtı demeçler vermişti.

VOA Türkçe’nin konuya ilişkin sorularını Dış Politika Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ile uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. İlhan Uzgel yanıtladı. Pompeo’nun Yunanistan temaslarının ardından Türkiye’ye de gelmesi ancak sadece İstanbul’da Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret etmesi, Türk – Amerikan ilişkilerinin tarihselliği, stratejik önemi ve diplomasi açısından “yanlış” olarak yorumlandı.

Amerikan siyasetinde, seçim yenilgisine uğrayan Başkan ve yönetiminin, geçiş sürecinde “topal ördek” olarak nitelendirildiğine dikkat çeken uzmanlar, Pompeo’nun İstanbul ziyaretinin Türkiye açısından “turistik gezi” olarak gözardı edilebileceği görüşünde. Uzmanlar, Türkiye için önemli olanın Pompeo’nun sergilediği tavrı Biden kabinesinde görev alacak yeni ABD Dışişleri Bakanı’nın sürdürüp-sürdürmeyeceği olduğunu belirterek, her şekilde Biden’ın, Trump döneminden ikili ilişkileri, sorunlarıyla devralacağını ifade etti.

Donald Trump döneminde ikili ilişkiler nasıl ilerledi?

Pompeo’nun İstanbul Ziyareti Nasıl Değerlendirilmeli?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:55 0:00

Prof. Dr. Uzgel, Türkiye’de hükümete yakın medyada yorumlandığı şekilde Trump döneminde ABD ile ilişkiler için iyi veya olumlu denilemeyeceğini belirterek, iki ülke ilişkilerinden daha çok iki lider düzeyinde ilişki yürütülmüş olmasına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trump ile telefon diyaloğuna dayalı bir çalışma ilişkisi yürüttüğünü kaydeden Uzgel, Erdoğan ve Trump’ın iki ülke ilişkilerindeki sorunları böyle bir diyalogla halletmeye çalıştıklarını dile getirdi. İlişkilerde temelde iki sorunda uzlaşma sağlanamadığını söyleyen Uzgel, “Birisi Suriye başlığı ve burada kuzeydeki PYG-YPG meselesi. İkincisi de Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S400 hava savunma füze sistemi. Buna eşlik eden sorunlar oldu. Son olarak Doğu Akdeniz’de Türkiye karşısında ABD’yi gördü ve bütün ilişkilerdeki dengeler bozuldu” görüşünü aktardı. S-400 füze sistemiyle ilgili durumun ABD açısından “partiler üstü” olduğunu görmek gerektiğini belirten Uzgel, dolayısıyla bu sorunda Joe Biden döneminde politika değişikliği olmayacağını söyleyerek, Biden yönetimince Trump döneminden olumsuz bir miras alınacağını anlattı.

Pompeo’nun Bugünkü İstanbul Ziyareti Nasıl Değerlendirilmeli?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:41 0:00

Prof. Dr. Bağcı da, Trump dönemindeki ilişkileri “inişli-çıkışlı” olarak yorumlayarak, özellikle Trump’ın uluslararası diplomasi anlayışı kapsamında Twitter mesajları ve gönderdiği mektubunda Türkiye kamuoyunda zaman zaman ciddi tepkilere yol açtığını kaydetti. Erdoğan – Trump diyalogunu kastederek “kişiden kişiye bir süreç yaşandı” diyen Bağcı, bir yandan gerginlikler bir yandan “Sevgili Dostum” açıklamaları görüldüğünü belirterek, “Ancak 2016’dan bugüne ilişkiler kötüye gitmiştir. ABD ile Türkiye arasında askeri ve ekonomik ambargolar uygulanması durumu ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında S-400 füze sistemi, Halkbank gibi önemli sıkıntılar yaşanmıştır. Bunlar da Erdoğan ile Trump arasındaki ikili düzeydeki ilişkileri inişli çıkışlı hale getirmiştir” diye konuştu.

Biden döneminde 20 Ocak 2021’den itibaren başkan olması durumunda Türk – Amerikan ilişkilerinde belirli konularda farklılaşma olacağını ancak bazı konu başlıklarında durum değişikliği olmayacağını söyleyen Bağcı, “Biden ve Erdoğan arasındaki konuşma, yazışma tekniği değişecektir. Devletten devlete olacağını düşünüyoruz. Görüşmeler daha kurumsal düzeyde olacaktır diye öngörebiliriz. Biden kabinesinde Dışişleri ve Savunma bakanlıklarında Türkiye’yi tanıyan birileri olursa da farklılaşma olacaktır. Türkiye sonuç olarak Amerikan dış politikasında kolayca devre dışı bırakılabilecek bir ülke değildir. ABD’nin küresel stratejilerinde Türkiye’nin dikkate alınması gerekecektir. Mesela S-400 füze sistemi meselesi ise yeniden görüş ayrılığıyla gündeme gelecektir. ABD’den Patriot füze sistemi alımı belki olabilecektir. Biden’ın Avrupa Birliği ile ilişkilerini yeniden yakınlaştıracak olması nedeniyle Türkiye’nin AB ve NATO ülkeleriyle ilişkilerini yeniden ele alması gerekecektir. Her koşulda Erdoğan’ın Biden ile ilişkisi, Trump ile ilişkisi gibi olmayacaktır” görüşünü paylaştı.

Halkbank Davası ilişkilere nasıl etki ediyor?

İran’a yönelik yaptırımların ihlaliyle ilgili Halkbank aleyhinde NewYork’ta devam eden yargılama süreci de ilişkilerde gerginlik yaratmaya devam ediyor.

Dış Politika Enstitüsü Başkanı Bağcı’ya göre, Halkbank, Türkiye için ilişkilerde “yumuşak karın” niteliğine sahip. Ancak Biden’ın İran politikasında Trump’ın aksine “düşman” yaklaşımı sergilemeyeceğini belirten Bağcı, Biden döneminde ABD’nin İran politikasında değişiklik yaşanmasıyla birlikte Halkbank davasının -- Türkiye’nin başını ağrıtmaya devam etse de -- çözülebilir bir konu başlığı olabileceğini yorumladı.

Prof. Dr. İlhan Uzgel’e göre ise, “Halkbank’ın yargılanması, CAATSA yaptırımları gibi ABD’nin Türkiye’ye karşı elinde tuttuğu bir koz.” Biden döneminde Halkbank’ın hemen ikili ilişkiler gündeminde devreye sokulmayacağını ancak güçlü bir araç olarak kenarda duracağını belirten Uzgel, diplomasi masasında ABD’nin bunu öne süreceğini ve çözüm sağlanıp-sağlanmayacağının müzakerelerle şekilleneceğini işaret etti.

Pompeo’nun İstanbul ziyareti nasıl değerlendirilmeli?

Trump’ın başkanlık döneminde Türkiye’ye ziyarette bulunmadığına dikkat çeken Prof. Dr. İlhan Uzgel, Pompeo’nun da bugün yeniden bir tavır ortaya koyduğunu dile getirdi.

“Diplomatik tüm durumlara ve teamüllere aykırı bir durum var” diyen Uzgel, Pompeo’nun adeta Ankara yönetimine sizi dikkate almıyorum tutumu takındığını söyledi.

Geçmişte ABD’nin denge siyaseti izlediğini ve Yunanistan’a gidiliyorsa Türkiye’ye de gelindiğini ancak Trump yönetiminde bundan vazgeçildiğini anlatan Uzgel, Pompeo’nun da açıkça Yunanistan’dan yana tavır aldığını söyledi. Bu arada Pompeo için Senato adaylığı gibi ABD iç siyaseti açısından iddialar bulunduğunu kaydeden Uzgel, “Patrik ile görüşmesiyle ABD içinde Pompeo’nun belirli muhafazakar çevrelere mesaj vermeyi de amaçlamış olabileceğini” dile getirdi.

Uzgel, ABD’nin Kıbrıs Rum Kesimi’ne ambargoyu da kaldırarak Doğu Akdeniz meselesinde Türkiye’nin karşısında konumlandığını belirterek, “Dolayısıyla burada da Türkiye aleyhine ABD’nin denge siyaseti ortadan kalktı ve Yunanistan lehine bir dengesizlik ortaya çıktı. Şimdi de Pompeo’nun Ankara’ya hiç uğramaması bir diplomatik mesajdır. ‘Ben sizi tanımıyorum ciddiye almıyorum’ diyor Ankara yönetimine. Pompeo üslubuyla biraz da Türkiye’nin gözüne sokuyor bu mesajı diyebiliriz” diye konuştu.

Prof. Dr. Hüseyin Bağcı da, Pompeo’nun Türk hükümetiyle görüşmeme iradesi gösterdiğini ancak bunun ABD ile Türkiye’nin diplomatik ilişkilerin geçmişine uygun ve kabul edilebilir olmadığını söyledi. Bağcı, Türkiye’nin, Pompeo’nun konumunu “topal ördek” olarak görüp İstanbul ziyaretini “turistik” diye değerlendirerek yaşanan bu durumu gözardı edebileceğini kaydetti.

Her iki isim de bundan sonrasında Biden kabinesinde görev alacak ABD Dışişleri Bakanı tarafından Pompeo’nun bugün sergilediği tavrın sürdürülüp-sürdürülmeyeceğine bakmak gerektiğini dile getirdi. Uzmanlar, Türkiye açısından, Yunanistan lehine dengesiz tavır almayı ABD’deki yeni yönetimin de sürdürmesinin olumsuzluk yaratacağını ifade etti.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG