3 Mayıs 2005: İncirlik Üssü ve Türk - Ermeni İlişkileri

Los Angeles Times ve Amerika’nın Sesi muhabiri Amberin Zaman, İncirlik üssünün kullanım süresinin uzatıldığını yazıyor. Türk-Amerikan ilişkilerinde uzun süredir bir gerginlik yaşandığını hatırlatan muhabir, İncirlik konusundaki kararın Amerikalı yetkililer tarafından “yetersiz de olsa olumlu bir adım” olarak değerlendirildiğini aktarıyor. Yazı şöyle devam ediyor:

"Türk yetkililere göre, İncirlik konusundaki uzlaşmanın sağlanmasında Genelkurmay başkanı Hilmi Özkök’le Dışişleri Bakanı Abdullah Gül önemli bir rol oynadı. Bazılarına göre, Türkiye’nin kararında Amerika’nın Bulgaristan veya Kıbrıs’ta üs açma tehdidi de etkili oldu. Başbakan Erdoğan’ın kararı onaylamasında, Amerikan Kongresinin Ermeni soykırım iddiasını tanımasını önlemek ve gelecek ay yapacağı Amerika ziyareti sırasında Başkan Bush’tan randevu alma isteğinin de etkili olduğu söyleniyor... "

Washington Times, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu’nun Türk-Ermeni ilişkileri hakkındaki bir makalesine yer veriyor. Loğoğlu, Ermenilerin Osmanlı devletine karşı başlattıkları isyan nedeniyle sadece kendilerinin değil Türklerin de büyük kayıplar verdiğini hatırlatıyor ancak, köklü bir geçmişe sahip olan Türk-Ermeni ilişkilerinin sadece bu olaylar nedeniyle gölgelenmemesi gerektiğini vurguluyor.

"Loğoğlu, yazısında, iyi komşuluk, sağduyu ve karşılıklı çıkarların taraflar arasında dostane ve uyumlu ilişkileri gerektirdiğini belirtiyor ve Türkiye’nin bu yöndeki girişimlerini sıralıyor. Büyükelçi “Bizim ortak bir geçmişimiz var ve tarihin zor bir döneminde yaşanan trajedi her iki halkı da derinden etkiledi. Bu nedenle, yeniden uzlaşmayı da ancak bu iki halk sağlayabilir.” diyor. Büyükelçi Loğoğlu, yazısında, üçüncü ülkelerin vereceği destek veya dış müdahalenin, geçmişte yaşanan acıları yok etmeyeceği gibi, iki halkın barışçıl ve müreffeh bir geleceğe doğru ilerlemesini de önleyeceğini vurguluyor."

New York Times gazetesi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunda reform tartışmalarını ele alıyor. Gazete, Zimbabve, Çin, Küba, Sudan, Nepal, Kongo, Guatemala ve Suudi Arabistan gibi insan haklarına saygı göstermeyen ülkelerin komisyonda üye olduğunu hatırlatıyor ve reform çabalarının desteklenmesi gerektiğini belirtiliyor.

"Bugün bölgesel gruplaşma nedeniyle, isteyen her ülke, hatta soykırım uygulayanlar bile komisyon üyesi olabiliyor. Bu tür ülkelerin üyeliği ise, kendilerine veya siyasi müttefiklerine yönelik eleştirilerin etkisiz kalmasına, insan hakları ihlallerine gösterilen tepkilerin zayıflamasına yol açıyor. Kofi Annan, üyeleri Genel Kurul tarafından seçilecek daha küçük bir İnsan Hakları Konseyi oluşturulmasını öneriyor. Ayrıca bu yeni komisyonun yılda birkaç kez değil sürekli çalışması planlanıyor... Dünya liderleri, Eylül ayında Birleşmiş Milletler’de toplandığında bu önerileri dikkate almalıdır."

Washington Post yazarlarından Eugene Robinson ise insan hakları tartışmasına bir başka açıdan katılıyor. Irak’ın Ebu Gureyb cezaevinde geçen yıl ortaya çıkan işkence olaylarından ötürü asker ve sivil hiçbir üst düzey yetkilinin ceza almadığına dikkat çeken yazar, Kongreden durumu incelemesini istiyor.

"Bazı tutuklular sorgulanmak için tırnak çekme yöntemlerinin kullanıldığı ülkelere gönderildi. Bazıları ise, Latin Amerika’daki askeri rejimlerde olduğu gibi ortadan kayboldu. Bir çok tutukluya ne askeri, ne de sivil haklar tanındı. Çoğu niçin tutuklandığını ve neyle suçlandığını bile bilmiyor. Bu insanların hepsi Amerika’ya zarar vermek isteyen korkunç kişiler olabilir. Bunu bilemiyoruz, çünkü haklarındaki kanıtlar bile gizli tutuluyor. Kanıl katil de olsalar mevcut uygulama yanlıştır. Güvenliğimizi sağlamanın bedeli ideallerimizden vazgeçmekse, bu çok yüksek bir bedeldir."